Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

116 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yalnızlıklar… Bir kelime kaç farklı şeye benzetilebilir? Bir kelimeden yola çıkarak kaç farklı diyar gezilebilir? Kurulan cümleler, sanatlı dilde yazılmış her metinde olduğu gibi insanı duraksatıp düşündürüyor. Hele ki vakit gece yarısını çoktan geçmiş, saat 4’e ramak kalmış, geceye karışan köpek sesleri ve hafif bir lamba uğultusundan başka ses yoksa; insan, elini tutan yalnızlığın peşine takılıp başlıyor düşünmeye. Sayfalar ilerledikçe HAT’a bu kitabından başlamanın daha iyi bir seçim olduğunu anladım. Çünkü Sonsuzluğa Nokta ile kalbimi buza çeviren hisler olmadan okumak, şüphesiz bu kitabı benim için daha lezzetli hale getirirdi. Ben şiir okumayı çok severim. Şiirleri öyle lalettayin bir havada da okumam. O kadar yavaş okurum ki şairin kalbindekiler zihnime, zihnimden kalbime damla damla aksın. Damla damla aksın ki o düzenli akış, düzenli artan bir ritimle ruhuma dolsun. Çoğu zaman göğsüm bir çiçek bahçesine döner çok seversem eğer. O, sevdiğim şey -artık her ne ise- göğsümde pıt pıt açılan binlerce çiçek olur. Bahar olurum. Güneşle gülen yeşil olurum. Çiçekte biten koku olurum. Yüzüm gelinciğe benzer, gözlerim gelinciğin ortasındaki karasına. Binlerce çiçeğin aynı anda açılması kadar güzel şey var mıdır ki? Şiir okumak, deniz kızı misali suya dalmak gibidir. Nefes alma korkusu olmadan, süzülmek gibi sularda… Ama tehlikesiz olduğunu da varsayın. Dostane gülümseyen balıklar eşliğinde, pırıl pırıl sularda karşılaşılan güzellikler, kulaç kulaç ilerledikçe zenginleşir ve insan balıkların birbirlerine söyledikleri şarkıları işitip, gözlerinin önündeki zenginliğe, anlam bolluğuna baktıkça, hayranlık ve hayranlıkla harmanlanan bir şaşkınlıkla duraksar. Kalbimin atış sesi, balıkların aşık atmalarına karışırken, süzülürüm kelimelerin deryasında. Şiir okumak budur. HAT belki mütevazi olmak isteyerek, şiir kitabı değil şiirsel metinler, demiştir. Kim bilir?.. Fakat ne niyetle okunursa okunsun, çok baba bir şiir kitabı havası olduğu aşikar. *** Bazen ‘’yalnızlık’’ı benzettiği şeyler çok güzeldi. Bazense çok tuhaf. Misal postacının taşıdığı yük, neden yalnızlık olur ki? Postalar hep haber getirir ötelerden. Öteler hep kalabalık değil midir? Üstelik basım yılı 1993. Mektupların varlığı hala hayatımızdayken… ‘’Ben, sensizliği yalnızlık sanmıştım bir keresinde.’’ Bu… Bu oldukça iyiydi. Yazanı da çok sevmiş olmalı ki kitapta ara ara kullanıp, metne dağıtmış bu hoş cümleyi. ‘’kapılar esnerdi kedi kedi, pervazlar gevşerdi.’’ Yok artık! dedim bu satırı okuduğumda, daha önce kaç satırda daha bunu dediğimi unutarak. Bu benzetme çok güzel değil mi?.. Kitap rengarenk çizili. Farklı renklerde ve tonlarda fosforlu kalemlerim var. Hepsi farklı insanların hediyesi. Kalem dendi mi, ölürüm ölürüm sevmekten. Yine bir başka arkadaşımın hediye ettiği deftere yazarken bu satırları, Ankara bembeyaz ve sevimli bir sisle örtülü, üşümüş de üstüne göklerden beyaz bir yorgan inmiş gibi. Soğuyup birkaç yudumu kalmış dibek kahvemden gelen o tanıdık koku, keyfime keyif katıyor. Şimdi önümde kalabalık bir
Yalnızlıklar
Yalnızlıklar
var ve ben okuduğum için mutluyum. Okumak ne güzel şey! Herkesin kalbinden bir parça sevgisini gönderdiği eşyalarımla okumak ise apayrı güzel.
Yalnızlıklar
Yalnızlıklar
'ın Muradın hediyesi olduğunu söylemiş miydim? (Murat’ın yazmak uzak ve soğuk geldi. Noktalama ve imlayı dağlara salabilir miyim bugün?) ‘’Anlardım ki, insan bir başkasındaki kendini okur’’ Ne güzel, insan insanın aynası olmuşsa, bu çok iyi bir şey değil midir? Fakat ‘’ve okunan yalnızlıktır’’ [sy. 54] der HAT ve ‘’Haydaaa’’ der Kübra. Bir insanda kendini görmek, Bir insanda kendini okumak, Bir insanda kendini keşfetmek, Bir insanda kendini bulmak, …………… neden yalnızlıktır? İnsan, tek başına da kalabalıktır oysa. Kendimle çok mutlu olduğum için mi böyle hissediyor ve düşünüyorum? İnsan için en kötüsü de kendisiyle kavgalı olmaktır…. İnsan için en kötüsü kendini sevmemektir… ‘’Ölülerin dönüp dolaşıp bizde yaşamasıdır yalnızlık’’ [sy.55] Evde somut bir sesin olmaması mıdır yalnızlık? Ölmüşlerimizin anıları varken, yoklukları yalnızlık mıdır?... Benim babam ahiret yurduna göçeli 3 yıl oldu. Bu cümlenin sonuna koyacağım hiçbir nokta yok ki o boşluğu anlatsın. Onsuzluğu yalnızlık olarak düşündüğümde sanki biri, iki avuç kurşunu eritip göğsüme döküyor. O yüzden böyle düşünmemeye çalışıyorum. Onu pastel tonlarda, şeritli bir üst, düz gri altlı pijamalarıyla hatırlıyorum en çok. ‘’Gel gızım şu sırtımı bir çiğne’’ derdi. (Ne yani hepiniz evinizde İstanbul Türkçesiyle mi konuşuyorsunuz? Eve girince k’ler g olur o kadar!) Korkardım ezerim diye. ‘’Çık çık’’ diye ısrar ederdi. Kütletirdim anime gözlerle. Bazen masaj yapardım sırtına, başına. Onu, o aile olmanın huzurunu suratında taşımasıyla hatırlıyorum, onun cebindeki son kuruşa kadar insanlara yardım ettiğini bilmekle yaşıyorum… Onun yokluğu acı değil, böyle anılarının varlığıyla huzur ve gurur benim için. Bu yüzden ölülerin dönüp dolaşıp bizde yaşaması, yalnızlık değil YAŞAMAKTIR. Ve sonra şair ‘’Hiç kuşkusuz, dünya ölülerle ağırdır; ve yeryüzü onlarla kalabalık.’’ der, hemfikir oluruz. ‘’Yalnızlık bende bensizlikti oysa’’ der ve bir kez daha hemfikir oluruz, sis dağılmış, güneş sarı sarı yaprakların ve arabaların üzerine düşerken… ‘’…diş ve düş gıcırtıları’’ dedi, gülümsedim. Çift yumurta ikizleri gibi duruyordu bu tabir karşımda… Sonra bir satırla daha karşılaştım ve dua ettim hemen: ‘’Bu satırlar olmayacak bir aşkın içinde eli kolu bağlı birine denk gelmesin Allahım’’ dedim. ‘’Zangır zangır bir tren geçerdi ya, damarlarımızdan; yalnızlık onun dönmeyeceğini bilmekti.’’ #25826758 *** ‘’Çocukların büyüttüğü bir çocuktur yalnızlık; geceleri yastık altlarında büyür, ikindileri okul bahçesinde paydos ziliyle, masallarda bir de’’ Öyle midir? İkindiler, okul bahçesinde paydos ziliyle büyüttüğüm yalnızlık olmadı hiç. (Belki HAT çocukların o acımasızlığı dillerine yansıttığı yaşlarda, kafasında çıkan yara sonrası o kısımda bir daha saç çıkmayınca ‘’aynalı’’ denerek yalnız bırakıldığı için yazdı bunu.) Her daim çevresi kalabalık bir çocuktum. Hiçbir şey yapamasak, mahalledeki arkadaşlar toplanır çekirdek yer, harabe binalarda korku hikayeleri uydurup, olmayan kahramanları arardık. Burnumuza dolan rutubetli koku bile bizi yıldırmaz, birbirimize elma şekeri kadar açılmış gözlerle sokulur, ilk çıtta sıçrar, ikinci çıtta da tabanları yağlardık. Biz yalnızlıkla büyümedik çok şükür; yalnızlığı, yalnız bıraktık. *** Yalnızlık, artık yalnızlık anlamını yitirip, söylemek istediği her ne ise o olmuş bu satırlarda. Tarih olmuş, hancı olmuş, kalabalık olmuş, yar olmuş, kuş olmuş, masadaki toz olmuş. Aynı eski oyunlardan Çaydanlık gibi. Ayfer Tunç’un kitabından öğrendim bunu da. :) Eşanlamı olan bir kelime seçilir, herkes o kelimenin iki farklı anlamıyla cümle kurar, o kelime yerine de çaydanlık dermiş, ortadaki kişi de o kelimeyi tahmin etmeye çalışırmış. :) Kitabın sonuna geldiğimde ''Benim için güzel bir deneyim oldu neyse ki'' dedim. Tabi arada HAT, HAT’lığını yapmış birkaç satırda ama kitap şiirsel metinler olduğu için çok batmıyor, roman ayrıntılı verdiği için daha olumsuz bir etki bırakıyor. Bu kitap bence betimleme ve süslü cümle kurma noktasında çok başarılı bir kitap. Daha evvel HAT'ı hiç okumamışlar bundan başlamalı ki arıza yaşamasın. Keyifli okumalar herkese. ‘’Kimileri düşer yalnızlığa, kimileri yükselir.’’ Her daim yükselmeniz dileğiyle.
Yalnızlıklar
YalnızlıklarHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20163,976 okunma
··
490 görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
" neden yalnızlıktır? İnsan, tek başına da kalabalıktır oysa. Kendimle çok mutlu olduğum için mi böyle hissediyor ve düşünüyorum? İnsan için en kötüsü de kendisiyle kavgalı olmaktır…. İnsan için en kötüsü kendini sevmemektir…" ne güzel cümleler, haftanın son günü çok iyi geldi ve okurken çok da keyif aldığımın farkına vardım. Çok söylüyorum bazı kitaplar aslında okuyucuyu okuyor diye, öyle işte. İyi okumalar.
K. okurunun profil resmi
Teşekkürler Muzaffer Bey, kalem şu gri günde hoş bir iz bıraktıysa ne mutlu..
Murat Sezgin okurunun profil resmi
"Yalnızlık Ankara'nın ayazından daha soğuktu." kitapta böyle bir cümle geçmiyorsa ben imzamı atıyorum altına. :) Ne güzel, ne içten bir inceleme... :) Cioran'ın "Yalnızlığımızı fanilere anlatacak kadar küçüldük." diye bir sözü vardı. Belki Yalnızlıklar'a tekrar büyürüz. :)
K. okurunun profil resmi
Teşekkürler kardeşim :)
Necip G. okurunun profil resmi
Kübra Hanım kaleminize sağlık. Merakla okudum incelemenizi. Ben henüz herhangi bir Hasan Ali Toptaş kitabı okumamış Türkiye’deki 8 kişiden biriyim:) Ancak denk geldiğim tüm HAT incelemelerini ısrarla okuyorum. Kiminde ‘hemen yarın bir HAT kitabı almalıyım’ duygusuyla kiminde de ‘yok, kesinlikle bana göre değil’ düşüncesiyle ayrılıyorum incelemelerden. Şimdi sizin bu incelemenizi okuyunca tekrar artık okumam gerekir noktasına geldim. Özellikle başlangıç kitabı olarak verdiğiniz tavsiye çok ikna edici. Umarım bu sefer başarırım:) Teşekkürler... Sevgilerimle...
K. okurunun profil resmi
Güzel yorumunuzla tebessüm ettim.. :) Umarım Yalnızlıklar'ı siz de keyifle okursunuz. Kalem yıllardır yol arkadaşınızmış, sizin okuyup neler yazacağınızı merakla bekliyorum olacağım, saygılar..
3 sonraki yanıtı göster
AmorFati okurunun profil resmi
Ne güzel anlatmışsınız hislerinizi ve ne kadar da samimi,doğal ve de özgün kaleminizle..Emeğinize sağlık..
K. okurunun profil resmi
Teşekkürler Öz Hanım..
Roquentin okurunun profil resmi
Inceleme yazacam diye kitap yazmışsın:) çok güzel olmuş:) Hasan Ali Toptaş bence cağımızın en büyük şairidir bence. Bazen şiirsellik için dizeye gerek yoktur. Dümdüz konuşma da şiirsellik taşır, muhteşem bir kalbi var, sana da yansımış:)
K. okurunun profil resmi
Teşekkürler :)
Selman Ç. okurunun profil resmi
Öncelikle başınız sağ olsun. Allah rahmet eylesin. Kaleminize sağlık alıntılar ve üzerine yorumlarla çok güzel bir inceleme olmuş. Aslında HAT bu. Tabii yine arada laf atmışsınız yazara :) Sonsuzluğa Nokta'da takıldığınız konu (saygı duymakla birlikte) orada da belirttim muhakkak hassas bir konu ama benim oradaki tepkim yazara "sapık" şeklinde vurmaya çalışanlaraydı. Neyse konumuz bu değil. Tekrar kaleminize sağlık. Kuşlar Yasına Gider kitabında baba konusu işlendiği için sizi biraz daha etkileyecektir bu kitap.
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Selman Bey, sağ olun.. Sonsuzluğa Nokta'dan sonra Uykuların Doğusuna başlamıştım. Hâlâ yavaş yavaş onu okuyorum. Onu da bitirdikten sonra artık biraz ara vermek istiyorum. Zaten kitap altını çizmekten ilerlemiyor :) Ona da yazacak çok şey var, bakalım..
2 sonraki yanıtı göster
Sühan okurunun profil resmi
Çok güzeldi.Tat alarak okudum.
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim..
Peace okurunun profil resmi
Incelemenize sağlık, cok samimi,doğal ve nostaljik anlatımınız olmuş , Hasan ali Toptaş ı okumayı düşünüyordum o zaman okuyacağım ilk kitabı "Yalnızlıklar " olsun:)
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :) Yalnızlıklar ilk seçim için en iyisi..
1 sonraki yanıtı göster
Hᥱsᥒᥲ Hypatia okurunun profil resmi
Şiir okumayı ne güzel betimlemişsin. Benim de içimde çiçekler açıldı binlerce. Eline sağlık. Güzel, içten bir incelemeydi. Sevgiler.
K. okurunun profil resmi
Sağol ablacım, beğenmene sevindim, sevgiler..
BG okurunun profil resmi
İncelemenizi özenle okudum kaleminize yüreğinize sağlık.
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. 🌿
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.