Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

335 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Nikos Kazancakis, okuduğum ilk Yunan yazar oldu ve bu buluşmadan gayet memnun ayrıldığımı söyleyebilirim. Kitabı okurken birçok yerde Türkiye ve Türklerle ile ilgili tespitlerin de yer aldığını görünce yazarın bizleri de gayet iyi tanıdığını fark ettim. Hatta her zaman Yunanlılar ile Türklerin birçok konuda benzer olduğunu düşünen biri olarak bu kitap düşüncelerimi destekler nitelikte bir kitap oldu. Yazarla ilgili vereceğim son bilgi de mezar taşında; "Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm." yazması... Yazarın cesaretini takdir ettim doğrusu. Bu hassas konuyu ayrıntılı olarak deşmeden geçiyorum. Zorba, yazarın en önemli eseri olarak kabul ediliyor. Diğer kitaplarını okumadım; ama bir gün vaktim kalırsa okumayı düşünebilirim. Kitapta yazar önümüze birçok yan karakterin dışında iki ana karakter sunuyor. Yazarın vermek istediği mesajlar bu iki ana karakterin başından geçen olaylar kanalıyla okuyucuyla buluşuyor. Ana karakterlerimizden ilki, anlatıcı. İsmi yok. Olaylar onun gözünden anlatılıyor. Lakap olarak kendisine "kağıt faresi" diyebiliriz. Kağıt faresi ilk başta çok bir anlam ifade etmiyor tabii. Ben de ilk gördüğümde ne saçma bir kavram demiştim... Yazarın "kağıt faresi" olarak nitelendirdiği ana karakter, içimizden birisi. Bu site içerisinde eminim birçok "kağıt faresi" vardır. Okuyan, sürekli okuyan, düşünmeden hareket etmeyen, teoride bildiği doğruları hayatında da uygulamaya çalışan, doğru olmaya çalışan ve kimseyi incitmeyen bir karakter. Dediğim gibi, içimizden biri. Açıkçası ben kendimi "kağıt faresi"ne son derece yakın buldum karakter olarak. Fakat tahmin edeceğiniz üzere asıl ana karakter, kitaba adını veren, Aleksi Zorba... Aleksi Zorba ise, "kağıt faresi"nin aksine hareketli ve güçlü bir işçi motifinde. Canlı bir yüreğe sahip, hayatla iç içe, kadınları, dansı, müziği seven, hilesiz, yalansız, kocaman bir ruh. Toplumsal açıdan bakıldığında, rahatsız edici düşüncelere de sahip. Mesela; "Eğer Cehennem varsa, ben Cehennem'e gideceğim; nedeni de bu olacak. Çaldığımdan, öldürdüğümden, zina yaptığımdan değil, hayır hayır! Bunlar hiçbir şey değil! Tanrı bunları bağışlar. Ama ben, o gece, bir kadın yatağında beklediği halde gitmediğim için Cehennem'e gideceğim." gibi cesur cümleleri var. Yine benzer bir düşünceyi ifade eden, “Eğer bir kadın, yalnız yatıyorsa, bunun suçu bizde, bütün erkeklerdedir. Yarın, Tanrı'nın huzurunda hepimiz hesabını vereceğiz. Tanrı bütün günahları bağışlar, dedik ya süngeri var; ama onu bağışlamaz! Kadınla yatacak halde olup da, bunu yapmayan erkeğin vay haline patron!" Bu cümlelerdeki ifadelerle ve Zorba'nın kadınlara bakış açısıyla, kitabın ve Aleksi Zorba'nın beni bir tık rahatsız ettiğini açık yüreklilikle söyleyebilirim. Birçok yerde dul kadınlar üzerinden sohbet dönüyor veya kadınları cinsel bir obje olarak sunuyor önümüze Aleksi Zorba. Tabi "kağıt faresi" olarak nitelendirilen diğer ana karakterimiz Zorba gibi düşünmüyor ve birçok yerde Zorba' ya karşı çıkıyor. Ben yine de bu konularda yazarlarımızın daha hassas davranması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir kitabın ana karakteri, kitaba adını verecek olan Aleksi Zorba oluyorsa, Aleksi Zorba'nın düşüncelerini eleştirirken yazarı da eleştirebileceğimizi düşünüyorum. Mesela kitabın adı, Zorba değil de Kağıt Faresi olsaydı bu eleştiriyi yapmazdım... Her şeye rağmen, kitabın içerisinde zaman zaman sesli gülmeme sebep olan diyaloglar ve bölümler de oldu. Zorba'nın "kağıt faresi"ne yazdığı bir mektuba "Sevgili patron, bay kapitalist!" diye hitap ettiği kısımda açıkçası sesli güldüm. Bunun dışında en başta da söylediğim gibi, Türk motiflerine de sıkça rastlanıyor. Aynı coğrafyada yaşadığımız için doğal olarak birçok benzerliklere rastlıyorsunuz kitabı okurken. En hoşuma giden kısımlardan biri de kitabın son kısımlarında şu dizelere yer verilmesiydi: "İki keklik bir tepede ötüyor; Ötme de keklik, benim derdim yetiyor, Aman aman!" youtube.com/watch?v=q73rL-M...
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016bin okunma
··
2.174 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Teşekkürler, güzel bir inceleme yapmışsınız yine. Zamanında filmini izlediğim halde kitaba hiç yanaşamamıştım nedense. Heralde bu incelemeden sonra antipatim kaybolacak ve yakın zamanda başlayacağım kitaba. Kadınlara ilişkin bahsettiğiniz bakış açısı, aslında dönemin Akdeniz erkeğinin büyük bir kısmının bakış açısından farklı değil (Eski İtalyan ve Yunan filmlerinden hatırladığım kadarıyla) Ailenin başındaki otorite imgesine yaşlı kadın dışındakilere, evlenilecek, korunacak ya da yatılacak insanlar olarak bakıyorlar sadece. Yazar da ne derseniz deyin yaşadığı ortamın bir parçası Örneğin eski Roma'da ya da Yunan'da kadınları oy kullanması ile ilgili bir şey yazsaydınız, sadece okunmamakla kalmaz aynı zamanda belki Sokrates gibi idam edilirdiniz o demokrasinin beşiği olan Atina'da. Kazancakis'in kendisi dediğiniz düşüncelere mi sahip yoksa sadece topluma sempatik görünmek için mi öyle yazmış bilmiyorum. Ama 60-70 yıl öncesi bile olsa eserleri yazıldığı döneme ve yere göre değerlendirmeyi daha mantıklı buluyorum ben.Şu anda Tolstoy'un kadın düşmanlığı hakkında bir şeyler karalamaya çalışırken yazıyorum bu yorumu gerçi tutarsızca:) Elinize sağlık tekrar, Kör Baykuşu da bekleriz:)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Söylediklerinize katılmamak elde değil Erhan Bey. Aksine söylenebilecek bir sözüm yok, haklısınız... Kör Baykuş’u tekrar okumayacağım sanırım. Bu ara sizlerin sayesinde 4-5 kaliteli inceleme okudum. Etkinliğin başlaması ile de yeni incelemeler gelecektir. Ben onları okumayı tercih ediyorum şimdilik. Diğer Sadık Hidayet kitapları ile birlikteyiz tabii :)
Necip G. okurunun profil resmi
Yunanistan’dan da yunanlılardan da pek hazetmem:) Irkçı anlamda bir sevgisizlik değil de, onların samimiyetine asla inanmam. Biraz tarih, biraz siyaset biraz da önyargılar vardır mutlaka bu sevgisizliğin arkasında. Bu yüzden, bizim beyaz yakalı tayfanın her bayramda her seyranda soluğu bizden çalınan yunan adalarında almalarına, tüm maaşlarını oraya yatırmalarına, bir de bunu bi marifetmiş gibi sağda solda anlatıp paylaşmalarına ayrı bir gıcığımdır:)) Ancak konu edebiyat ve kitaplar olunca akan sular duruyor. Belki de onlarla yakınlaşabileceğim tek alan burası... Ve Zorba, Modern dönem Yunan edebiyatında bir kilometre taşı... Hakkında çok şey duydum ve okudum. Ancak filmle de kitapla da henüz tanışamadım. Senin de yazdığın gibi sitede kitap hakkında çok sağlam incelemeler var. Senin incelemen de aynı kalitede olmuş ve zenginleştirmiş. Kadınlarla ilgili bölümü ilk defa sayende öğrenmiş oldum. Bu konuda kendi toplumum her dönem çok kötü bir sınav verdiği için elin adamını yadırgamıyorum çok fazla:) Zaten Aristoteles’in kadınlar hakkında fikirleri ortada... Yani genetik bir miras var anladığım kadarıyla:) Kalemine sağlık Semih... Çok faydalı bir incelemeydi... Sevgilerimle...
Semih Doğan okurunun profil resmi
Katılıyorum Necip abi, teşekkür ederim katkın için :) Sevgiler benden... (Maç başladığı için çok uzun bir mesaj yazmadım. Anlarsın sen beni :) )
1 sonraki yanıtı göster
Nesrin A. okurunun profil resmi
Daha dün konuştuk arkadaşlarla 'dul'un ne anlama geldiğini. Konuşmada, yazıda, argoda yani günlük kullanımlarda kelimenin orijinal sözlük anlamı dışında kullanılmasına o kadar alışılmış ki, akıllara bir zamanlar eşi olan ama şimdi olmayan 'kadın' geliyor, erkek dul olamazmış gibi ya da belirtilmesi gerekiyormuş gibi 'dul erkek' diye. Erhan Beyin dediği koşullar altında yazılsa bile sevmiyorum bu lafları ben. Yine güzel bir inceleme :) Ayşe Y. olsaydı onun da çok güzel bir incelemesi vardı ben de ondan meyletmiştim bu kitaba.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Katılıyorum size Nesrin Hanım. Cinsiyetçi bir kelime olmamasına rağmen cinsiyetçi bir kelime olarak kullanılıyor. Bu tarz bir kullanım da haliyle rahatsızlık veriyor. Teşekkür ederim yorumunuz için. Son olarak, Ayşe Y. Hanım çabuk döner umarım :)
6 sonraki yanıtı göster
Samet Ö. okurunun profil resmi
Semih, kitabı okumamış olsam sırf 'kağıt faresi' kısmına çok iyi değindiğin için mutlaka okuma listeme ekleyeceğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Benim en sevdiğim kısımlardan birisi de Zorba'nın dans sahnesiydi. Yunanlarla aramızdaki benzerliği ise Yunanların Sirtaki'si ile bizim 'Kasap'(bildiğin düğünlerde orada burda gördüğümüz kasap) dansının kökeninin aynı olması açıklıyor. İnceleme için teşekkürler, kalemine sağlık dostum :) (Bu kitabı biraz da olsa benim katkımla okuduğunu bilmek gurur vericiydi.)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Teşekkürler Samet. Sevgiler :)
fazi okurunun profil resmi
Çok sevdiğim eserlerdendir Zorba. Hem kitabı hem de filmiyle beni etkilemiştir. İnceleme yine harika... Kitabı okumuş olan ben, bir kez daha okumak istedim. Zorba'nın kadınlara olan bakış açısı gerçekten rahatsız edici olabiliyordu okurken. Bunun dışında, izlemediysen filmi öneriyor ve dans sahnesine ayrıca dikkat çekiyorum Semih :) Kalemine sağlık sevgili arkadaşım...
Semih Doğan okurunun profil resmi
Filmini izlemedim; ama benim için tamamlayıcı nitelikte olabilir izlemek. Önerini elbette dikkate alacağım Fazi :) Teşekkür ederim katkın için...
Yağmur okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş abi, ellerine sağlık. Beklentim karşılandı doğrusu, hiç spoiler vermeden veya konuya inmeden genel olarak anlatmışsın kitabı. O kadınlarla ilgili yerler beni de çok rahatsız etti; kitaptan haberi olmayan birçok arkadaşıma söylendim yazar hakkında. Normalde kitapta tek bir karaktere bağlanırım ama o kitapta iki karaktere de özel bir sevgi duymuştum. Birinin gerçekçiliği, diğerinin deliliği. :D Raksla anlatılan kısımları tahayyül edemedim ama ben, filmde vardır umarım o sahne de merakım giderilir. Teşekkürler tekrar. ^_^
Semih Doğan okurunun profil resmi
Aynı düşüncede olmak güzel :) İki karakterin de sevilecek özellikleri var gerçekten. İkisinin birleşimi ideal erkek olabilir diye düşündüm hatta :) Teşekkür ederim güzel yorumun için Yağmur...
5 sonraki yanıtı göster
Ebru Ince okurunun profil resmi
Inşallah Yaz'a ..tam temmuz -ağustos kitabı :) emeğine sağlık
Semih Doğan okurunun profil resmi
Ebru Hanım şimdiden temmuz ağustos aylarınız da dolmaya başladı anlaşılan :) Teşekkür ederim...
3 sonraki yanıtı göster
hulusi cem döner okurunun profil resmi
Kağıt faresi ilgi çekici bir karaktermiş. Merak ettiren incelemeniz için teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.