Öne Çıkan Yorum
Az önce Kör Baykuş incelerken, acaba sonuna ikinci kitabı tavsiye etseniz yazsam mı diye düşünüyordum. Sonra vazgeçtim ve incelemeleri okuyarak seçmeye karar verdim. Veee karşıma güzide incelemen çıktı Semih :) Yine cümlelerinle bir kitabı okumama vesile olacaksın :) Hem bunun için hem de samimi incelemen için teşekkürler sevgili arkadaşım :)
Ne mutlu bana o zaman Fazi :) Hem incelemeyi beğenmene sevindim hem de bu kitapla ilgili görüşlerini öğreneceğim için sevindim. Şimdiden keyifli okumalar :)
Elinize sağlık, güzel bir inceleme (Ben hala Kör Baykuşu bekliyorum gerçi:)) Bu Hacı Ağa incelemelerinde genel bir isyan havası oluyor hep, sanki kitabın günümüzle alakası varmış gibi:) Ben ilk gördüğümde Aziz Nesin'in Zübük'ü gibi bir kitap olarak düşünmüştüm. Benziyor biraz anlattığınız kadarıyla da. Bir de son zamanlarda Hitler bıyıklı çok kişi görüyorum eskilerden. Sadık Hidayet'te de görünce kıllanmadım değil aynı dönemde yaşadıkları için. Sonra Şarlo bıyığıdır diye kendimi avuttum:)
Kör Baykuş'u incelemeyi düşünmüyorum Erhan Bey. 4-5 tane güzel inceleme okudum yakın zamanda. Birisi de sizinki tabii... Hacı Aga ile ilgili genel bir isyan havası var evet. Fakat ben çok derinlemesine girmek istemedim. Çünkü derinlemesine girseydim siyaset yapmış olacaktım. Kenarlardan geçtim bu sebeple :) Bıyık konusunda ise, en sevmediğim bıyık türüdür; ama bundan sonra biraz daha sempati ile bakacağım sanırım :))
3 sonraki yanıtı göster
Eline sağlık.Demek ki hiçbir şey değişmiyor.70 yıl önce de varmış Hacı Agalar simdi de var ve maalesef ülkemizde her geçen gün artıyorlar.
Kesinlikle Mustafa Bey. Var olmalarını geçtim; artmalarına üzülür oldum ben de...
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Körler sağırlar birbirini ağırlar misali, okuyanlar ( her alanda bilgilenmeye çalışan, eğitimli ve en önemlisi özde iyi insanları kastediyorum) zaten olayların farkında olan ve sadece her yeni kitapla biraz daha duyarlı olan kesim. Önemli olan o mesajların diğer tarafa nasıl ulaşacağı, o aydınlanmanın ne zaman gerçekleşeceği, tabii öyle bir olasılık varsa.
Teşekkürler bu güzel inceleme için.
Kesinlikle katılıyorum Nesrin Hanım. Diğer tarafa geçirebilmek için onların önce bu mesajlara kendilerini açmaları gerekir. Kendisini kapatmış insanlara ne anlatırsak anlatalım anlamıyorlar. Fakat bu anlatmaktan vazgeçeceğimiz anlamına mı gelir? Asla! :)
Bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya En büyük şey, en asil şey küçülür burda. Burda yalan para eden biricik iştir, Burda her şey bir yapmacık, bir gösteriştir. Kimi coşar din uğruna geberir, yalan! Kimi gider vatan için can verir, yalan! Bir filozof yetmiş eser yazar, yalandır; Bir kahraman istibdadı ezer, yalandır. Şairlerin büyük aşkı fani bir kızdır, Bu dünyada herkes sinsi, herkes cılızdır. Ne hakiki aşktan burda bir çakan vardır, Ne de onu görse dönüp bir bakan vardır, Her büyüklük cüzzam gibi dökülür burda, En muazzam ölüm bile küçülür burda.
Sabahattin Ali ve Sadık Hidayet birbirlerini tamlamış gibi gözüküyor. Körbaykuştan sonra bir daha Hidayet okumam tövbe. İncelemene sağlık :))
Howl dostum, teşekkür ederim katkın için. Sabahattin Ali ile benzer yönleri olduğu kesin; fakat bir Sabahattin Ali değil :) Bence Kör Baykuş yetmez. Devamını getirmelisin :)
5 sonraki yanıtı göster
İtirazım Var bu kitaba en yakışan film olur cidden Semih Bey iyi aklınıza gelmiş. Keşke tüm Hacı Ağalar 1945'te kalsaydı dediğiniz gibi 2018'de biz hala Hacı Ağalarla uğraşıyoruz. Ya da 2018'de keşke dini dürbünden Onur Ünlü'nün imamı gibi bakabilse Hacı Ağalar etrafına. Yüreğinize sağlık.
Filmi izlemiş biri olarak incelemede kurduğum bağlantıyı anlamanız da gayet güzel benim için. Teşekkürler Kevser Hanım. Ben de sizden bir inceleme bekliyorum. Merak ettim düşünceleriniz... :)
Semihciğim, Hacı Ağa tipinde insanlarla ben de karşılaştım. Ama çok ama çok azlardı. Bu tip insanları olduğundan daha çoklarmış gibi hissetmemizin sebebi toplumumuzdaki oriyantalizm diye düşünüyorum. Hem bizde hem İran'da, modernleşmeyle beraber, tüm bu geri kalmayla alakalı yapılan teşhis ve ardından yürütülen toplam mücadele bir takım klişeler yarattı. Bu klişeler sinema, tiyatro, edebiyat gibi tüm sanat dallarında işlenmeye başlandı. Bu klişelerden biri de din adamı=sahtekar idi. Bu klişe ilk kez batıda, özellikler Fransız aydınlanmasında ve çok yıl önce üretildi. Sonra, bu aydınlanmayı geç yaşayan Rusya (1917 devriminden sonra), Türkiye (Tanzimatta başladı, TC döneminde doruk yaptı) ve İran (İran'da bu dönemi başlatan bizzat şahtır) gibi ülkelerde şahlandı. Bana göre gerçeklikten koptu ve bir algıya dönüştü. Ne dersin?
Kalemine sağlık
Metin abi, söylediklerini çok iyi anladım. Konuya sadece "din adamı=sahtekar" klişesinden bakarsak evet haklısın. Bu tam bir klişedir. Ancak genel bir Hacı Ağa tipinden bahsediyorsak maalesef senin gibi düşünmüyorum bu konuda. Onlar klişe değil. Hayatımızın tam ortasındaki gerçekler. Algı olduklarını da düşünmüyorum :)
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.