Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

540 syf.
10/10 puan verdi
Nereden başlanır ki buna? Kitap bitti. Bomboş duvara baktım. İzledim... Müzik falan da yok bu sefer. Sessizlik istiyorum sadece. Gözyaşlarım ve sessizlik. Bu evde mümkün değil tabiki bu. Yazmak için geceyarısını bekleyeceğim dedim. Ama işkenceydi bu kendime. Ruhum bedenimden ayrılıyordu sanki. Nefes alamadım. Gerçekten alamadım. Tuvalete koştum. Elimi yüzümü yıkayıp bıraktım kendimi. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Ağladığımı kimse görsün istemem ben. Birkaç kişi görmüştür. Hatta hiç ağlayıp ağlamadığımı soran arkadaşlarım olmuştu. Al işte. Annem girdi odaya. Gece yarısını bekleyemeden yazmanın cezası. Kapıyı neden kapatmışım. Kafamı ona çevirmeden cevap verdim: "Ses geliyor" dedim. Bakarsam ağladığımı görür, binbir türlü soru sıralardı. Neyseki açıköğretim okuyan biriyim. "Ders mi çalışıyorsun?"dedi. " Evet. " dedim. Ve kapıyı kapatıp gitti. Rahatım artık, geceyi beklemeden yazabilirim. Hep böyle oluyor işte. Onları düşünmekten, görmesinler diye bir şeyleri gizliyorum. Görüp de üzülmesinler diye. Sorarlarsa gizleyemem söylerim çünkü. Söylersem, anlatırsam üzülürler diye. Seviyorum ailemi, onlar beni ne kadar üzseler de seviyorum. Sylvia nefret etmiş annesinden. Babasını uzaklaştırdı diye. Bu yüzden bir sürü flört edinmiş babayı bulmak için. Ayrıca annesi bakire olarak evlenmen gerek diye baskı yaptıkça, o daha çok erkekle birlikte olmuş evlenene kadar, annesine nefreti yüzünden. Kuklayım bende. İplerim babamın elinde. Ne yana çekerse oraya doğru hareket halindeyim. Annemde sanardım ipler küçükken, babam her şeye izin verir annem vermezdi. Oysa annem için her şey netti. Ya var ya yok. Babam için öyle değil. " Bizden ayrı yaşaman doğru değil. Ailesiz bir hayatta yaşanmaz. Ailenden uzaklaşırsan mutlu olamazsın. Zaten gittiğin yerde sana destek olacağımızı sanma. Rizedeki gibi her ağladığında annen gelecek sanma. Zor zamanında bizi yanında bekleme. Ancak hayat tabiki senin hayatın. İstediğin yere tayin isteyebilirsin." diyen bir babam var şu günlerde. Bana gidemezsin dese benim bu kadar canım yanmaz. Ama yapayalnızsın Sema sen hep öyleydin demek değil mi bu? Çocukken de yalnızdım. Ben hep yalnızdım. Yanlış anlaşılmasın çevrem geniş, çok arkadaşım vardı benim. Şu an herkesi uzaklaştırıyorum hayatımdan. Dayanamıyorum artık. Çünkü onların beni düşünüp umursuyormuş, beni seviyormuş gibi yapması canımı yakıyor. Çünkü gerçekten kimse sevmiyor beni. Hiç kimsenin umrunda değilim ben. Anne ve babamın bile umrunda değilim sanki... Hepsi bencil, herkes bencil... Ben bencil olamıyorum. Bencilce davranıp sadece kendimi düşünmek bana acı veriyor. Bunu yapamadığım için daha çok batıyorum bataklıkta sanki... Kitabı okurken bugün evin yanındaki parka gittim. Çocukluğumun geçtiği parka... Kahve de aldım evden, kulaklık kulağımda okuyordum kitabı. Kafamı kaldırdım. Üstümde çam ağaçları... Kulaklığı çıkardım. Öten kargalar... Sesleri pek hoş olmasa da insana huzur veriyor. Az ileride çocuk parkı var. Çocuklar oynuyor. Ne kadar masumlar. Bende bir zamanlar oynardım o parkta. O zamanlar sevincim, mutluluğum vardı. Umutlarım vardı. Şimdi hepsi yok olmuş durumda. Umut kırıntıları ile yetiniyorum. Sürekli yok olmak için debelense bile ben onlar var olsun diye çırpınıyorum... Sylvia'nın çığlıklarını duyuyorum. Hissediyorum. O; bir cinsel obje olarak görülmek istemiyor. Sevilmek istiyor. Ne kadar fiziksel olarak güzel olduğunu düşünmese de, bir sürü erkekle flört ediyor. Aradığını bulamıyor. Ta ki evlenene kadar... Böyle birini bulmak zor. O kadar zor ki seni sadece sen olduğun için seven birini bulmak. Seni bedenen değil sadece ruhen de sevecek birini bulmak... Sylvia anne olmaktan korkuyor. Böyle bir sorumluluğu almaktan, çocuğuna iyi bir anne olamamaktan korkuyor. Ben de sürekli anne olamayacağımı düşünürüm. Bunun hayalini hiç kurmadım çünkü. Evlilik hayalim de hiç olmadı. Bunlar için sevilmek gerek. Karşılıklı olması lazım. Benim için böyle. Sevilmediğim için düşünmüyorum. Kaldı ki bu karmakarışık halimle biriyle olmak fikri bana yanlış geliyor. Kendi cehennemimde kimseyi beraberimde yakmaya hakkım yok benim. Sylvia tutkuyla sevdiği bu adam tarafından defalarca aldatılmış. Aslında yaşama sarılma sebebiymiş Ted. Yok edilmiş... Neden aldatıyor ki ? Dürüst olsa ne olur? Yalvarıyorum herkese; karşınızdaki insan sizin gibi olmayabilir. Bir insana seviyorum seni derken, bu anne, baba, kardeş, dost, arkadaş bile olsa ki aşık olduğunuz kişiyi söylememe gerek bile yok, gerçekten hissediyorsanız bunu söyleyin. Değerli ise o kişi bunu yapın. Sevmiyorsanız da bunu dürüstçe söyleyin. Onu istemediğinizi deyin. Bu diğer türlü yalanlardan daha çok can yakar. Defalarca arkadaşları tarafından aldatılmış, sahteliklerle dolu bir çevresi olan biriyim ben. Kimse tarafından bir önemi olmayan bir hayalet. Kimse tarafından farkedilip görülmeyen... Sevgilim oldu. Canımı yakan şeyler yaptı. Ama dostlarım kadar yakmadı canımı. Acıtmadı. O bile bir yerde dürüsttü. Seni hiç sevmedim ki diyebildi mesela. Ama dostum dediğim insanlar, gözümün içine baka baka yalan söylediler. Bu benim canımı daha çok yakmıştı. Şimdi bunlar benim zayıflıklarım. Onları yazıyorum buraya. Dışarıda zırhımı kuşanmış sert ve hiçbir şeyi umursamayan insan olmaktan yoruldum. Bunları yazdırıyor okuduğum Sylvia. İçimde bitmek bilmeyen yalnızlık korkusunu da yüzüme vurdu tekrardan... İntihar etmeyi sıkça düşünürüm. Yapamayacağım bir şey bu. Anne ve babamı üzmemek için yine. Kardeşim de var tabiki. Tavsiyelerde falan bulunmasın kimse bana. Yeterince dinledim, kendi kendime de yaptım. 17 yaşından beri de yapıyorum. Bir işe yaramıyor. Korkak, güçsüz ve acizim. Kabulleniyorum... Şimdi nefes alabiliyorum işte. Sylvia'yı anlayıp hissediyorum. Benzetiyorum biraz kendime. Onun gibi olmam elbet mümkün değil. Onu şimdi daha iyi anladım. Kitabı okurken gözümün önünde fırında yaşamına son verdiği fotoğrafı belirdi hep. Nasıl bir acıdaydı biraz olsun anladım. Yaşamının sonundaki notlar yok. Yok edilmiş bazıları. Onunla ilgili ve aldatılmasının sonuçları, nasıl olduğu ile ilgili yazılanlar da şunlar: milliyet.com.tr/Sylvia-Plath-ki... kulturservisi.com/p/sylvia-plathi... O muhteşem, taparcasına sevdiği adam tarafından aldatılmasının yanında şiddet dahi gören bir insan. Annesine olan öfkesi, birçok şeyi sorgulaması, varoluşu benliği kafasında kurması ile son veriyor her şeye. İnsan içten içe çığlık atar, kimse görmez. Çünkü umrunda değil kimsenin. Sadece suçlarlar birilerini. Şu an çok yoruldum. Daha fazla yazamayacağım. Yazmayım da zaten. Huzurluyum. Sizlerden özür diliyorum ve üzgünüm. Size kendimi yazdım gereksiz hassaslık biraz. Ancak rahatlamam için bu gerekliydi. Kusuruma bakmayın... Ek bilgi: Sylvia Plath, Virginia Woolf'tan oldukça etkilenmiş.Virginia'nın intiharı ve yazdıkları büyülemiş onu. Sonunda kendisi de intihar ediyor ve bunun devamında, Nilgün Marmara'yı görüyoruz. O da sonunda intiharı seçiyor. Bu sanki zincir gibi... Umarım bu zincirin son halkasıdır.
Günlükler
GünlüklerSylvia Plath · Kırmızı Kedi · 20141,061 okunma
··1 alıntı·
5,6bin görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Bir kız babasıyım ve kızımın geleceğini çok düşünürüm. Bu yazı daha da düşündürür şimdi beni... Vazgeçmeyen herkes kendi doğrusunu buluyor ve vazgeçmeyen herkes o mutluluğu yaşıyor bana göre. Vazgeçmeyenlerden olalım...
Esther. Sema okurunun profil resmi
Umarım öyle olur herkes. Teşekkür ediyorum:)
Necip G. okurunun profil resmi
Yahu yatmadan hadi son bi kez siteye giriyim dedim, demez olaydım:( Direkt karşıma çıktı incelemen. Ne kadar naif, ne kadar kırılgan, ne kadar duygusal... Galiba kız babası olmakla alakalı bişey emin değilim ama etkileniyorum ben böyle şeylerden... :) Öyle bir doldurmuşsun ki kendini, Sylvia’ya sadece parmağının ucuyla dokunmak kalmış... Siteye ilk kayıt olduğumdan beri takip ediyorum seni. Ben iyi bir gözlemciyimdir. O abuk sabuk intihar mesajlarının altına mutlaka bi yorum yapıyordun. Genelde karamsar yorumlar... Sonra vazgeçtin sanırım ya da ben görmüyorum artık:) Daha sık ve daha içten incelemeler yazmaya başladın... İçimden bunu bir hayata dönüş operasyonu olarak yorumladım:) Çünkü okuduğum incelemelerde herkes o anki durumundan izler bırakıyor... Sendeki yükselen enerjiyi görebiliyordum. Ancak bugün iz bırakmak şöyle dursun, yıkıp geçmişsin ortalığı:) Yazdığın pek çok şeyin doğru olmadığını senin de bildiğine eminim... Ancak bazen insan serbestçe bırakıverir kendini aşağıya... Her şey olduğundan daha karanlık görünmeye başlar... Dediğin gibi, tavsiye falan verecek değilim. Böyle durumlarda yalnız olmalı insan, doya doya ağlamalı, içini dökmeli... Ağlamak kadar güzel bir terapi henüz icat edilmedi. 3 saat daha yazabilirim ama burada durmak lazım sanırım:) Senden tek bir isteğim var; lütfen bu incelemeyi kopyalayıp bir yere kaydet. Olur ya site falan kapanır belki, önlem olması açısından... Bu inceleme bir manifesto olsun. Aklına geldikçe dönüp dönüp oku... ‘Bütün bunları ben mi yazmışım?’ dediğin gün eğer hayatta kalırsak ve buralarda olursak seninle tekrar konuşmayı çok isterim:) Sevgilerimle...
Esther. Sema okurunun profil resmi
Evet vazgeçtim. Aslında o zamanlar yaptığım saçma yorumların biraz da pişmanlığı var bende. Bir çeşit rahatlatma gibi bir şeydi aslında. Ama şu an daha çok rahatlıyorum yazdıkça bir şeyler. Ağlamak kesinlikle rahatlatıyor. Sürekli değil neyse ki baya yoruyor insanı:) Kaydedeceğim bu incelemeyi dediğinizi yapmam lazım galiba:) Umarım ve memnuniyetle konuşuruz çok teşekkür ederim:)
3 sonraki yanıtı göster
Sezen B. okurunun profil resmi
Anne ve babalarımızın bizim ilerde nasıl bireyler olacağımızı etkilediğini düşünürsek, herkesin de iyi bir anne baba modeli ile karşılaşması mümkün olmadığından, bazılarımız hayata 1-0 yenik başlıyoruz.Burdan sonra insanın kendi karakteri devreye giriyor/girmeli.Böyle geldi böyle gider deyip pes mi etmeli? Yoksa yeter artık şimdi sıra bende diyip nasıl bir hayat yaşamayı düşlüyorsak kendimizi ona odaklayıp o uğurda savaşmalı mı? Ben ikinciyi seçtim.Ailemin bana veremediği sevgiyi ben çocuklarıma verdim.Kendi ayaklarının üstünde durabilmenin özgüveniyle de kimseye boyun eğmedim.Şimdi geriye baktığımda beni üzen herşeyi de af ederek üstümdeki bütün yüklerden de kurtuldum.Incelemen bana bunları yazdırdıysa düşünün nasıl etkileyebilmişsiniz beni..:) Kitabın adına da uygun çok samimi ve değerli bir incelemeydi.Yüreğinize sağlık...
Esther. Sema okurunun profil resmi
Çok teşekkür ediyorum. Umarım daha iyi olur her şey siz ve çocuklarınız için her zaman güzel olur:)
1 sonraki yanıtı göster
Nesrin A. okurunun profil resmi
6 yaş büyükmüşüm senden, bir abla gibi kucaklamak, bu bir dönem geçecek hepimizin aşağı yukarı karşılaştığı insanlarla karşılaşmışsın demek geçiyor içimden. Ama yazdıklarını okuyorum güçlüsün zaten biliyorsun bunları. Çok da güzel yorumlar yapılmış, dememe gerek kaldı mı şahane bir inceleme.
Esther. Sema okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim sarılmış kadar oldunuz :)
Nasrettin okurunun profil resmi
Ben yaşadıklarımı kendime özgü sanırdım. Çünkü henüz benim düşündüklerimi ifade eden birine rastlamamıştım. İçimi dökeceğim kimse de olmadı etrafımda, hep yalnızdım, bir anne ve babanın tek çocuğu olacak kadar. Belki bir kardeşim ablam yada abim olsaydı içime attıklarımın bir kısmını onlara anlatırdım. Etrafımda evliliğim için ısrar eden insanları "Evlilik hayalim de hiç olmadı." Cümlenizin devamını anlatmak için ne kadar uğraşsam da bana yabancı bir dille konuşuyormuşum gibi bakmalarını içime atmaktan başka yapacak bir şey bulamıyorum. Kusura bakmayın:( yazdıklarınız beni o kadar etkiledi ki. Kendimi tutamadım bunları yazdım buraya. Devam etsem sonunu kestiremiyorum. Hep yaptığım gibi içinde kalsın. "Kimseyi kendi cehennemimde yakmaya hakkım yok" sonuçta.
Esther. Sema okurunun profil resmi
Herkes öyle sanıyor aslında. Herkes kendine özel sanıyor bende dahil olmak üzere. Ben bu şekildeki yazarları okuyunca kendimden bir şeyler bulunca anlıyorum yalnız olmadığımı. Bir nevi iyi hissediyorum sonunda üzülsem bile. Kusurluk bir durum yok. Böyle yorum yaparak değer kattınız ben teşekkür ederim:)
Bu yorum görüntülenemiyor
Mehmet D. okurunun profil resmi
Ben Dostoyevski gibi yalnızlığı ararken, sen Sylvia Plath gibi yalnızlığa itilmişsin. Yazacak pek bi şey bulamadım o yüzden bunu buraya bırakıyorum. Belki izlemişsindir ya da dinlemişsindir ama olsun :) youtu.be/68JFyWFuBDI
Esther. Sema okurunun profil resmi
Teşekkür ederim izlememiştim:)
Bu yorum görüntülenemiyor
özlem okurunun profil resmi
Yüreğinize sağlık. Çok içten, çok güzel bir inceleme olmuş.. İyi ki yazmışsınız.. Kelimeler, şifa gibidir çoğu zaman :) İfade edebilmek.. Unutmadan m.soundcloud.com/bogdan-gigi/joe... Bahar'ı anımsatır.. İyi dinlemeler olsun :)
Esther. Sema okurunun profil resmi
Paylaşım için ben ayrıca çok çok teşekkür ederim huzur verici gerçekten:)
2 sonraki yanıtı göster
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.