Etrafımızda olup bitenleri bir bütün halinde görürsek, hayat çok yaşanılası olur herhalde. Suya sabuna dokunmadan, mutlu mesut bir hayat sürdürülebilir. Fakat, o bütünü oluşturan parçaları görmeye başladığımız an, lanetimiz de başlıyor. Bu lanet öyle bir çörekleniyor ki insanın başına, yaşama sevinci diye bir şey bırakmıyor... İnsanlara karşı tahammülsüzleşmeye başlıyorsun yavaş yavaş... Münzevi olası geliyor insanın. Ama sorun insanlar da değil. Sorun farkındalık sahibi olmakta. Heleki de yaşadığımız çağda ufacık bir duyarlılığı olan insan isen eğer, geçmiş olsun çoktan bunalıma girmişsindir ve cehaleti mumla arayacaksındır.
Thomas Bernhard'ın da bütünü oluşturan parçaları gören, elle tutulup gözle görünen sorunlardan ziyade, düşünsel olarak daha büyük sorunları kendine dert edinen, farkındalığı yüksek ve hayatla kavgası olan bir yazar olduğunu düşünüyorum. Gerçi kendisiyle henüz tanışamadım ama neyle karşılaşacağımı az çok bildiğimden, tanışmaya can atmıyorum.
Elinize sağlık Erhan Bey. Güzel bir inceleme olmuş.