Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

K. bir yorumu yanıtladı.
BİTMEYEN YAZI - Tecavüzler
Her şey, kötüye gitmeye meyillidir. Ama insanı yaşatan bir umut vardır. ''Her şey bir gün güzel olacak. /Her şey güzel olabilir./ Her şey bir gün güzel olmak zorunda.'' Biz, bu umuda tutunarak yaşarız. En karamsarlığa düştüğümüz anda bile, bu zamanla geçer ve biz yaşamaya devam ederiz. Gündem taciz, tecavüz. Şimdilerde daha süslü bir ifadesi
··
173 görüntüleme
sukran dmr okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
bende az önce 2 kızını suistimal(sizin deyişinizle süslu ifadesi tecavüzün) eden babanın iyi hal indirimi aldığını okudum üzerine geldi yazınız dediğiniz gibi okumakla olmuyor birçok okulda hocalari tarafindan tecavüz ediliyo öğrenciler evt egitimle olmuyo peki idama guvenebilirmiyiz bence hayir ne yapilabilir onuda bilmiyorum ama birana once bir çözüm bulunmalı yoksa gidiş çok korkutuyo ve olağanlaşmasından korkmaya başladim malum once bir gaza geliyo insanlar sonra biranda fısss sönuyo
K. okurunun profil resmi
Dediğiniz gibi insanların öfkeleri bir anda parlayıp bir anda sönüyordu. Fakat artık iki vaka arası süre o kadar kısaldı ki Kayseri'deki olayda da görüldüğü gibi halkın öfkesi artık öyle bir olayla parlayıp sönecek durumu aştı. Şu anda kemikleşmiş bir öfke var. Elimizden gelen bir tür kamuoyu baskısı oluşturmak. Umarım daha güzel bir dünyaya uyandığımız günler gelir.
İclâl okurunun profil resmi
Iki uçlu değnek gibi neresinden tutsak elimizde kalıyor maalesef. Öfke üzüntü iç içe geçiyor bir çozum istiyoruz ya da sizin dediğiniz gibi bir bardak soğuk su... Sanırım hepimiz aynı düşüncelerin kıyısından köşesinden dolaşıyoruz şu sıralar sürekli.Baskı, gelişme düzeyi, cehalet, kültür, psikoloji... Hepsi bir neden, önemli nedenler, araştırılması, üzerine düşünmesi gereken nedenler.... Ben de sizin bahsettiğiniz eğitim olayına taktım şu sıra. Eğitim dediğimiz ne sahi diye. İyi matematik yapınca, iyi tarih bilince, iyi yerlere gelince, bir 'adın' olunca eğitimli insan mı oluyoruz? Eğitimli insan kime deniyor? Nasıl vasıflar taşıyor bu eğitimli insan? Ne için egitiliyor? Eğitim dediğimiz şey sanki bugün sadece bir çarkı döndürmeye odaklanmış gerisi umrunda değil. Şahsi fikrim pratikte eğitim dediğimiz şeyin, teoride bizim anladığımızla alakası olmadığı yönünde. Günümüzde insanların kullandığı 'eğitim' paravanı ya da 'güç paravanı' beni çileden çıkarıyor. Okunan şu bestseller kitaplara bakıyorum, şirket ceo'su 'egitimli' adamlar... Bu etiket her şeyi meşrulaştırıyor sanki... Diğer 'eğitimsiz' denen kesime gelince onlar da çarkı döndürenlere karışmadığı müddetçe sıkıntı yok! Paravana ihtiyaç yok! Başkalarının paravanı zarar görmesin yeter ki. Asıl mağdurlar da bir kenarda unutuluyor... Çark dönüyor. Çark başkalarının yangınından etkilenmediği için, bir bardak soğuk susuz da döndüğü için kimse kılını kıpırdatmıyor... Işte sonra yine kısır döngü gibi sizin de yorum yapanların da bahsettiği o noktalara dönüyoruz tekrar... O kadar şey dedikten sonra da anca demekle kalıyoruz ya en iğrenci de bu gibi geliyor bana... Susuz yangınlar hala devam ediyor.
K. okurunun profil resmi
Bahsedilen eğitim elbette mesleki noktada bizi bir yerlere taşıyacak eğitim değil. En başta ailedeki eğitim kastediliyor. Lakin ailelerin kendisinin eğitilmesi işini kim yapacak? Bütün aileler, bugün çok bilinçli mi? Bugün aileler bilinçli bir şekilde mi çocuk sahibi oluyorlar? Cinsel eğitim dediğimiz olgu kime, nasıl verilmeli? Cezanın tanımı ve ölçüsü ne olmalı? Hepimizin bir o düşünceye bir bu düşünceye savrulduğu günlerden geçmekteyiz. Umarım bu sancılı süreçler, en sağlıklı şekilde sonuçlanır.
Roquentin okurunun profil resmi
Yazdığın tüm iç acısını yıllardır hem bir kadın olarak hem bu pis işlerin şahidi olarak ben de derinden ve nefretle yaşıyorum. Ama aslında senin de bahsettigin gibi ülkemizde sistem ve eğitimsizlik o kadar had safhada ki bu idam denilen şey bizim ülkede uygulanırsa neler olur? Ülkenin psikolojisi bozuk derler ya bence aslında sosyolojik bir bozukluk var ve aslında devlet eli dediğin şey çok basit bir laf atma ve tacizde bile ağır cezalar ile önlem alsa, insanı öldürmekten yani idamdan ziyade daha işe yarar. Bütün dünyada taciz tecavüz elbette var. Ama bunun yoğunluk ve çirkinliği nedense hep ortadoğu toplumlarında yani baskılanmişlıkta. Cinsellik eğitimini, insanlık eğitimini önemli yaşlardan itibaren verebilsek ve artık cinsellikten bahsetmenin ayıp olduğunu düşünenlerin dışlandığı toplumda inan farklılığı göreceksin. Insan zaten doğuştan kötülüğe meyilli bir hayvandır. Illa çıkacak içinden sapkın , bozulmuş ama bu vahşet engellenebilecek. Tacizciyi engellemeye çalışanların ceza aldığı bir yerde idam gelsin demek tam olarak engellemeye çalışanların başına gelir bu sistemde.
K. okurunun profil resmi
Nerede çalışıyordun? Kim bilir içimizi delik deşik edecek ne acılar gördün ve bu yorumu yaptın.. Sosyolojik bozukluk noktasında çok haklısın. Sorun bir tane değil ki. En basit bir tacizde ağır önlemler alsa diyorsun ya işte tam o nokta, cezanın tanımı o kadar kafa karıştırıcı ki. Bir de suçun yüzde yüz kanıtı durumu var. Yüzde yüz kanıtlanmış suçlarda, hapis cezası mı yoksa daha ağır fiziksel bir ceza mı caydırıcı olur? Olayın vahşetine göre fiziksel ceza + hapis cezası düşüncesindeyim. Diğer türlü kararlar artık zaten kontrolün zorlandığı bir ülkede nasıl verilir ben de kararsız kalıyorum.
6 sonraki yanıtı göster
Burak okurunun profil resmi
Bu yıl formasyon dersinde hocamız bir video izletti bize. Kamuoyunda Artvin Canavarı diye isimlendirilen bir seri katil, geneli yaşlılar olmak üzere 1992-1995 yılları arasında tam 11 kişiyi tecavüz ettikten sonra öldürmüş. Üzerine yapılmış belgeseller de mevcut. İfadesinde 7-8 yaşında iken anne babasıyla aynı odada kaldığını, onların ilişkilerini şahit olmak zorunda kaldığını ifade etmiş. Uzmanlar bu eğiliminin altında bunun olabileceğini belirtmiş. Yani herkesin kendine göre bir sebebi var buna kalırsa. Uzakdoğu ülkelerinde el değmemiş! çocuk yaştaki insanların özellikle Avrupalı zenginlere nasıl pazarlandığını da biliyoruz. Bunların çoğu da eğitimli insanlar üstelik. Yani egitim her şeyin çözümü değil gerçekten. İdam konusunda tek çekincem suistimal edilmesi olur, bunun haricinde hiç de yadırgamam açıkçası. Bir İdam Mahkumun Son Günü için yapılan incelemelerin altında herkes yaşam hakkı ve benzeri bahaneler üzerinden idamın akıldışı bir çözüm olduğunu belirten birçok yorum bulunuyor. Kitabı bitirince sırayla okumuştum. Ama insanlara "sınanmadığı acılar üzerinden konuşmak" o kadar kolay geliyor ki ne desek boş. Bu benim kendi görüşümdür. Yazınıza da içtenlikle katılıyorum, paylaştığınız için teşekkür ederim.
K. okurunun profil resmi
Sağolun Burak Bey. Duygudan duyguya, düşünceden düşünceye savruluyoruz işte.. Durum vahim, çıkış ne zaman bilmiyorum.
1 sonraki yanıtı göster
Semih Doğan okurunun profil resmi
Yazınızı beğenerek okudum. Bazı katılmadığım yerler var tabii ki ama genel olarak düşüncenizi gerekçeleriyle birlikte sunmuşsunuz ve bu da bizim için saygı duymayı zorunlu hale getiriyor. İşte bu şekilde konuşarak veya tartışarak ancak bu konuyu çözebiliriz. Herkesin fikrini belirtmesi ve medeni bir şekilde tartışması gereken bir konu. Her insanın içinde birazcık da olsa şiddet eğilimi, dolayısıyla kötülük olduğunu hepimiz kabul etmeliyiz. Yani genetik olarak geçen bazı bilgilerle doğuyoruz. (Bu konuda sözü felsefecilere bırakmakta fayda var aslında. Doğuştan bir takım bilgilerle doğar mıyız, yoksa her şeyi sonradan mı öğreniriz? Soruya cevap vermek için kendimi yetkin görmüyorum.) Eğitimli insanlar da elbette suç işler ama tecavüz etme noktasında eğitimsiz insandan daha bilinçlidir. Aralarındaki farklar, eğitimli insanın hayvani dürtülerini zamanla dizginlemeyi öğrenmesi veya tevavüz eyleminin sonuçlarını bilinçli bir şekilde idrak etmesi ya da hayvani dürtülerini “yasal yollarla” tatmin etmenin yolunu bulmasından/bilmesinden kaynaklanıyor. İlk aklıma gelen farklar bunlar. Bu yüzden işte eğitim şart diyoruz. Ben taciz/tecavüz meselesinin bir hukuk/ceza/ölüm cezası problemi olmadığını düşünüyorum. Çünkü kanunlarımız yeterince sert ve caydırıcı. Biz bu meseleyi ölüm cezası getirerek azaltabiliriz evet ama çözemeyiz. Kalıcı çözüm istemeliyiz. Geçenlerde Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir spor hocasına, “küçüğün cinsel istismarı” suçundan 15 küsür yıl hapis cezası verildi. Adam spor hocalığı vasfını kullanarak küçük kızın arkasından beline sarılmış, “temas etmiş” ve sanırım kızı okşamış. Küçük kız daha sonra şikayetçi olmadığını beyan etmiş ama sanık hakkında 15 küsür yıl ceza verildi. Alt sınır 12 yıl zaten böyle suçlarda. Neyse, sonrasında kararı duyan çocuğun annesi “Benim oğlum suçsuz, yapmayın, etmeyin” diye sinir krizi geçirdi. Hakimlerin üzerine yürümeye çalıştı. Baygınlık geçirene kadar ağladı. Olan yine neticede bir kadına oldu yani... Hiç okumadığım Ali Şeriati’nin dediği gibi “Sizi rahatsız etmeye geldim.” İşte bu noktada hep bir hata yapıyoruz. Kendimizi sadece tacize uğrayanın ve ailesinin yerine koyuyoruz. Empati böyle olmaz. Kendimizi biraz da taciz edenin ve ailesinin yerine koymamız gerekiyor. Verilen karar doğrudur, yanlıştır tartışmıyorum. Sadece bu konuları siyasiler değil biz tartışalım istiyorum. Sonuçta olan hep bizlere oluyor.
K. okurunun profil resmi
Semih Bey her zamanki inceliğinizle konuştuğunuz için teşekkür ederim. Lisan-ı münasip bu olsa gerek. Her birimiz, daha doğrusu her bir aile birbirinden bu kadar farklıyken, verilecek eğitim nerede ve nasıl verilmelidir? Çocukları eğitmek bir şekilde mümkün fakat aileler nasıl eğitilebilir, bilmiyorum. Bir çocuğu abisinin, babasının, dayısının şerrinden ne korur bilmiyorum. İdam düşüncesi en çok böyle anlarda benim için kuvvetlenmekte. Çünkü yüzde yüz kanıtlanmış ve itiraf edilmiş suçlarda bunun olmaması için tek gerekçe, sizin yazınızda belirttiğiniz gibi devletin imzaladığı uluslararası sözleşmelerde yer alan maddeler ve bunların sınırları olabilir. Lakin Avrupa sosyo-kültürel yapısı bizden bu kadar farklıyken, hukukunu almak noktası da beni epeydir düşündürüyor. Demek istediğim şu; şu an birçok suç için belli sürelerde hapis cezası ya da para cezası uygulanmakta. Bir Kore dizisi izlemiştim. İsmini hatırlamıyorum uzun zaman oldu. Suçu da hatırlamıyorum. Verilen ceza sokakları temizlemekti. Bir başka ceza yaşlılarla ilgilenmekti falan. Bizde de en basiti birkaç aylık hapis cezası olmak üzere, hapis alternatifi cezalar uygulanamaz mı? Taciz- tecavüz durumlarında, yaşam hakkı göz önüne alınarak bugün sizin belirttiğiniz sınırlar içerisinde hapis cezası veriliyor. Hapse girmiş bir insanın, ömründen giden yıllar, onun oradan bir suç makinesi olarak çıkmasından ve hapiste bulunduğu zaman zarfı içinde taciz-tecavüz vakalarına karışamamasından başka ne işe yarıyor? Bunlar hapisten çıktıktan sonra onca yılın 'yokluğu' içinde çok daha ürkütücü bir kafayla çıkıyorlar. Bu yüzden bu insanların fiziksel olarak engellenmesi düşüncesindeyim. Çok vahşice işlenmiş tecavüz vakalarında hem kırbaçlansın hem hapse atılsın hem de hadım edilsin. Sadece taciz varsa, sadece kırbaçlansın hapse atılmasın. Hapiste geçirilen yılların geri dönüşü yok. Kırbaç ise fonetik olarak dahi çok sert bir kelime, fiziksel olarak geçer ama çektiği acı aynı o tacize- tecavüze uğrayan kadınların çektikleri gibi zihinlere kazınır. Kişi suçsuzsa zaten, (taciz vakalarında) hapsin de geri dönüşü olmadığı için kırbaç yemeyi göze almak acıtır ama tercih edilesi. Bu yüzden empati konusunda çok ama çok haklısınız. Suçsuz insanlar bugün yanlış yere hapse gönderiliyorsalar, Allah suçsuz yere o duruma düşmekten korusun herkesi, hapis cezası mı böyle bir ceza mı o kişilerce tercih edilir düşünmek lazım. Acı gelse de bir toplumun bir kesimi için daha caydırıcı olacak, suçsuz yere hapis cezası çekecek biri içinse, ömürden gideceğine daha tercih edilesi bir ceza olacak düşüncesindeyim.
4 sonraki yanıtı göster
Ayşe* okurunun profil resmi
Bu sabah uyanır uyanmaz karşıma çıkan bir haberi paylaşmak istiyorum, Şanlıurfa'da 14 yaşında rahatsız diye hastaneye kaldırılan kız çocuğunun doğum sancısı çektiği farkedilip doğuma alınıyor, bunu sana kim yaptı dediklerinde aldıkları cevap abim ya da dayım çünkü defalarca her ikisi de tecavüz ediyor çocuğa. Bunun artık ucu bucağı, rahatsızlık diye savunulacak bir tarafı kalmadı, düşünüyorum hep mi böyleydi diye bence hep böyleydi, sadece şu an sosyal platformlarda haber olarak duyurulabiliyor, yani bu olay 1993 senesinde olsa hiç birimizin haberi olmayacak belki de olay ört bas edilecek töre cinayeti diye yaftalanıp servis edilecekti. Bu toplumsal çürümeyi sen görüyorsun, ben görüyorum, senin arkadaşların ailen görüyor, benim arkadaşlarım ailem görüyor bunu hükumetler neden görmek istemiyor, çünkü kapitalizm buna izin vermiyor. Dünya da en çok çocuk pornolarının izlendiği belgelenmiş kayıtlarda, her yıl Tayland da milyonlarca çocuk kaçırılıp multimilyonerlerin ç*kü sevdasına onlara satılıyor. Dünyada bu olaylar artık koskocaman bir endüstri haline gelmiş durumda ve en çok bu elitist dediğimiz ülkelerde yaygın. Bana sorarsan hiç bir ülkenin bu endüstriyi göz ardı edip çözebileceğini düşünmüyorum, he idam gelse çözüm mü o da değil. Arap ülkelerinin bir çoğunda idam, recm uygulanıyor fakat çözüm olmadığı aşikar. Bu küflenmiş toplumda yaşadığımız müddetçe bu olaylar katlanarak artmaya devam edecek, benim umudum yok. Üzgünüm Kübra türümüz bu dünyanın başına gelmiş en kötü şey.
K. okurunun profil resmi
Ayşe ya seni çok seviyorum biliyorsun değil mi? :)) Böyle bir konuda bile beni gülümsetebiliyorsun. :)) Öyle iyi bir notaya temas ettin ki geçen Ebru Abla bir alıntıda Pizza Gate vakasından bahsetti. 2016'da ortaya çıkmış. Hala iddia gibi gözükse de üstü örtülmemesi için hiçbir sebep yok. Bir sürü zengin ya da devlet adamı işin içinde. Takım elbiseli it oğlu itler, çoluk çocuğu pizza niyetine sipariş etmişler ve olay çok korkunç boyutlarda. Bunlar dünyaya medeniyet ve demokrasi satan it oğlu itler. Katiller, vahşiler, bunu sadece kılıflı yaptıkları için biz Orta Doğu'da bu işin daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Bence sayıca ya da görece değişen hiçbir şey yok. Herkes ''bulduğu fırsatlar'' doğrultusunda bu haltı yiyiyor.
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
NigRa okurunun profil resmi
Kübra serzenişlerine hak veriyorum, buraya şimdi haklıydı haksızdı aslında öyleydi böyleydi yazıp da bir sürü saçma tartışmanın ortasında bulmak istemiyorum kendimi. Geçenlerde bir arkadaşım bir belgeselden bahsetti, ben de hala izleyemedim ama konuyla oldukça alakalı, müsait bir zamanda göz atmak istersen adı Capturing the Friedmans.
K. okurunun profil resmi
Tamam bakarım, merak ettim, ama korkuyorum da.
mustafa tamer akder okurunun profil resmi
Bu konunun temel sebeplerden biri olarak gördüğüm küçük yaştan itibaren erkek çocuklarına verilen fazladan pohpohlama ve erkeğin kadından üstün yaratık gibi muamele görmesi kısaca kadınların ve erkeklerin erkek çocuklarına üstüne fazla düşmeleri fazla iltimas tanınması. Kadınların en büyük düşmanı gene kadınlardır bana göre çünkü çocukların genel olarak kişilik ve karakterin en iyi şekillendikleri çağda çocuk anneleri ile geçiriyorlar. Erkeklerin çocukları eğitmedeki rolü daha az bana göre. Kadınların baskılandıkları erkeklerin özgürlükleri neredeyse sınırsıza yakın tutuldukları veya hatadaki toleransları çok fazla topluluklarda bu olaylar kısır döngü olarak sürer gider. Tabii sadece buna bağlamak çok saçma çevreninde etkisi, yaşam koşulları, bastırılmış duygular, aile içi şiddet, empati yetersizliği vb birçok etkende bağlı bana göre. Sert ataerkil toplum yapısı düzelmediği sürece cezanın artışın pek işe yarar olacağını düşünmüyorum. Rapor edilmeyen aile içi tecavüzleri ve şiddeti arttırır kanısındayım.
Mithril / Nobody okurunun profil resmi
Kubracim, o kadar guzel anlatmis, ve dusuncelerini o kadar guzel ifade etmissin ki… Uzun zamandir icimde tuttugum (tuttugumuz) pek cok seyi ortaya dokmussun yazinda. Ancak yazinda katilamadigim bir nokta var ki o da idam… Izinle sebeplerimi aciklamak isterim. Oncelikle vahsilikle ilgili sozlerine katiliyorum. Ben humanist biri degilim, olsam olsam animalist olurdum. (Nitekim insanlara hakaret icin hayvan kullanilmasindan da hoslanmam… Ramses serisinde bir soz vardi, on yillar gecti uzerinden ama asla unutmam. “Ben yilanalri insanlardan daha cok severim, cunku onlar arkadan sokmazlar”) (Bunu soyledigim icin sanirim ben de topa tutulabilirim) Dolayisiyla olume de karsi degilim. Bahsettigin durum umarim asla karsilasmam ama olursa cok net elime o adami gecirirsem acimam. Dunya icin iyilik gozuyle bakarim. Ancak sorun su ki, karar merci bu noktada benim. Ve ben kendime, hic kimseye guvenmedigim kadar cok guveniyorum. Ote yandan bunun mesrulastirildigi durumda oncelikle devlete ardindan da adalete guvenmem gerekir ki, ikisine de guvenmiyorum. 1. Devlete guvenmiyorum. (Siyasete girmeyecegim, hukumetlerden ve isimlerden bagimsiz konusacagim). Cunku devleti yoneten insanlar her zaman kendi cikarlarini toplumun cikarlarinin onunde tutyorlar. Guvenmedigim bir kuruma boyle bir yetkiyi cinsel suclar kapsaminda verdigim an kapsam siyasi suclulara da kayacak. Vatan haini diye suclayip, kendi dusuncelerinden olmayan insanlari birer birer oldurecekler. Baski olacak. Kaldi ki, yine kim yonetirse yonetsin, Eger arkada farkli bir maddi/siyasi cikar varsa haksizlik yapacak. Kendi kurumlarini “bir kereden bir sey olmaz” diyerek koruyacaklar, kendi adamlarini, ismi kirlenmesin diye ortbas edecekler. Ama kendinden olmayanlari rahatlikla sallandiracaklar. Dolayisiyla 1 ay arayla arastirma teklifini reddetip, 1 ay sonra cok onemsiyorlarmis gibi idami gundeme getiren bir gruba asla guvenmem. NItekim tarihte insanlarin cinsel suclardan daha cok, dusunceleri yuzunden idam edildigi de bir gercek. 2. Adalate guvenmiyorum. Dun yine haberlerde vardi, baba oz kizina tecavuz etmis, ama iyi hal indirimi almis! Hayir onu yaptiktan sonra isterse melekler kadar iyi olsun, nur falan yagdirsin ustune, hangi iyi hal indirimini hakedebilir ki? Ya da yine iletinde bahsettigin genc kizimiz. Basinda kiz suclanmis “ o saatte ne isi var” diye. “intihar ettiginde” yaninda bulunan adamlari serbest birakan bir sistemimiz var, ve otopsi sonuclanip da bogusma oldugu saptanincaya kadar Adam hoop yurt disinda. Ben bu adaletin neresine guveneyim? Ya da daha eski ornekler. Bagdat caddesinde cicekciyi oldurup kacan cocuk. Ceza aldi sanirim en son ama kucuk bir para cezasi. Adaletin gozu kor olmali. Gozu kor olmayan, zengin ve fakire ayri davranan, kadina ve erkege ayri davranan bir adalete ben asla bir can teslim etmem. 3. Yine adalete guvenmemi bir ornekle aciklayacagim. Toplumun onyargilari var. Basin aldatmaca dolu. Mesela yine yukarda bahsettigim kizimiz sevgili basinimiz tarafindan sucluymus gibi gosterilmis. Bu baski altinda kalip da yanlis karar veren bir adalatte, bir masumun olmesi, ve suclunun disarda elini kolunu sallayarak gezmesi mumkun. Nitekim Amerika’da hala bazi eyaletlerde idam var ve idamdan sonra masumiyeti kanitlanmis cok vaka var. Coka da gerek yok aslinda, 1 tane bile olmasi, bunu istememek icin yeterli. Her seyi gectim, birinin kurtulmak istedigi birine tuzak kurup iftira atamayacagi ne malum? Cozum idam degil. Cozum belki egitim, ama o da bir gunde olacak bir sey degil, ve gercek bir cozum de degil. Ne yazik ki bunlari gerceklestirenlerin akil sagligi yerinde degil (akil sagligi yerine olan birinin yapacagi seyler degil bunlar). Bunlari ne egitimle duzeltebilirsin (Japonya ornegi… egitimli ve okuyan bir toplum, taciz vakalari en buyuk sorunlarindan biri), ne de onlari cezayla korkutabilirsin (yakalanmayacaklarini saniyorlar. Sesini ciakrtmayacak cocuklari seciyorlar, taciz sonrasi iz birakmamak icin olduruyorlar, paralarina guveniyorlar. Bunlari eger cezayla korkutabilecek olsan zaten yapmazlardi. Nitekim idam yok, kirbac yok ama hapishanede boyle sucllularin basina gelenler sehir efsaneleri degil. Gecen senelerde minimuscu tarafindan oldurulen kizi hatirla. Kac ay hayatta kaldi zanlisi hapiste) Zaten soyle de bir sey var… Ceza, olmus olani degistirmez. Neden aciyi raatlatmaya odaklaniyoruz da aciyi engellemek icin bir sey yapmiyoruz? Kalite sistemlerinde CAPA diye bir analiz vardir, Corrective Action, Preventive Action (duzeltici aksiyon, onleyici aksiyon). Mesela uretimde bir problema oldu diyelim, farzet bilgisayar uretiyorsun ve kontrollerde bozuk bilgisayar buldun. Duzeltici aksiyon o bilgisayari tamir etmektir. Ama sen isi burada bitirirsen yeniden bozuk bilgisayar cikar karsina. O yuzden bir de onleyici aksiyon bulman gerek. Hata nedir analiz etmen ve bir daha olmaman icin onlem alman gerek. Mesela neler yapilabilir… 1. Amerika’da uygulanan bir yontem var. Yillar evvel bir kiz kaybolmus ve oldurulmus. Sonrasinda kizin haberleri basinda cikinca pek cok kisinin kizi bir adamla farkli saatlerde farkli yerlerde gormus oldugu ortaya cikmis. Bunun uzerine kadin demis ki, eger insanlarin sonradan degil, onceden haberi olsa kizim kurtulabilirdi… Bunun uzerine bir uyari sistema gelistirmis. Bir bolgede bir kayip cocuk ihbari oldugunda o cevredeki herkesin cep telefonuna bildirim geliyor. Bu, ciddi anlamda kacirma vakalarini cozmus. 2. Yine Amerika’da gordugum bir uygulama var. Parklar, ic ice iki seviyeli. Disardaki seviye insanlar gezsin hava alsin otursun diye. Ic seviye sadece cocuklar icin. Her yeri kapali bir oyun alani, kapida da bekleyen bir gorevli var, hic bir yetiskini ne olursa olsun iceri almiyor. 3. Eskiden polisimiz bir kayip vakasina tepki vermek icin 24 saat beklerdi. (Hala oyle mi bilmiyorum ama bir kac yil evvel oyleydi). Eger kaybolan zihinsel engelli veya cocuksa neden 24 saat bekleniyor ki, bu kurali kaldirabilir. Bunlar hizlica aklima gelen, gordugum, tecrube ettigim seyler. Bu sorunu yasayan ilk ulke degiliz. Diger ulkeler neler yapmis nasil cozmus incelenebilir. Onlemler alinabilir. Ve yine ilk maddeme donecegim, yani devlete givenmememe ama… Bu tarz onleyici onlemler almak varken her firsatta idami bir cozum olarak onumuze sunan bir gruba da gercekten guvenmiyorum.
1 önceki yanıtı göster
K. okurunun profil resmi
Estağfurullah.. Düşüncelerinin hemen hemen hepsine katılıyorum. Zaten yazı birkaç kere de yazılmış bir yazı. Çünkü her taze haber içimi şişirdi. İlk önce paylaşmak istemedim. Ama susmak istemiyorum. Sesime ses istiyorum. Yanlış düşündüğümüz yerleri birlikte doğruya taşıyalım istiyorum. Yüreğime bir damla olsun su gelsin istiyorum. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. Bu aralar ne kitap okuyorum ne beni mutlu edecek bir şey izliyorum. Karşıma hep kötü şeyler çıkıyor. Dediğin şeylerin çoğunu ben de düşündüm. İdam sadece tecavüzcüler için çıkacak olsa hadi neyse. Ama peşine hemen vatan hainleri ibaresi ekleniyor. Bugün bu hükümet var. Peki yarın başka görüş başa geldiğinde, bugün vatan hainleri için idam isteyenler aynı görüşü paylaşabilecekler mi? İşin içine vatan haini ibaresi katılmasa, tecavüz ettiği kesin olan kişiler idam edilse neyse. Ama iş bunla kalmıyor ki. Yazının özellikle şu kısmı çok ama çok dikkate alınmalı: ''1. Amerika’da uygulanan bir yontem var. Yillar evvel bir kiz kaybolmus ve oldurulmus. Sonrasinda kizin haberleri basinda cikinca pek cok kisinin kizi bir adamla farkli saatlerde farkli yerlerde gormus oldugu ortaya cikmis. Bunun uzerine kadin demis ki, eger insanlarin sonradan degil, onceden haberi olsa kizim kurtulabilirdi… Bunun uzerine bir uyari sistema gelistirmis. Bir bolgede bir kayip cocuk ihbari oldugunda o cevredeki herkesin cep telefonuna bildirim geliyor. Bu, ciddi anlamda kacirma vakalarini cozmus. 2. Yine Amerika’da gordugum bir uygulama var. Parklar, ic ice iki seviyeli. Disardaki seviye insanlar gezsin hava alsin otursun diye. Ic seviye sadece cocuklar icin. Her yeri kapali bir oyun alani, kapida da bekleyen bir gorevli var, hic bir yetiskini ne olursa olsun iceri almiyor. 3. Eskiden polisimiz bir kayip vakasina tepki vermek icin 24 saat beklerdi. (Hala oyle mi bilmiyorum ama bir kac yil evvel oyleydi). Eger kaybolan zihinsel engelli veya cocuksa neden 24 saat bekleniyor ki, bu kurali kaldirabilir.'' Hukuk bugün güvenebileceğimiz şekilde işleseydi bence suçlarda azalma olurdu. Dediğin doğru olmuş olanı değiştiremeyiz, olacak olanın önüne geçmeliyiz. Fakat bu noktada da çaresiziz. Eğitim nasıl ne şekilde verilebilir? Aileler ne kadar sağlıklı? İlk düzeltilmesi gereken şey aile. Herkes toplumdaki aile kurumunun benzer olduğu düşüncesinde lakin herkes birbirinden çok farklı. Bu konuda nasıl eğitilebiliriz bilmiyorum. Aklıma bu kötülüğü yapanların hapis+ fiziksel ceza almasından başka çözüm gelmiyor. Onlar kötülük ettikleri insanların aklına ve bedenine iz bırakırken, kötülük edenlerin öylece bir yerde kapalı tutulması bana doğru gelmiyor. Caydırıcı olmadığını da gittikçe artan vakalardan görmekteyiz. Bir de yazarken biraz utanacağım ama yazmak istiyorum. Bazı şeylerin öğrenilmemesi gerek. Ben bir erkek çocuğunun anal yolla tecavüz edilebildiğini ilk öğrendiğimde, şoka girdim. Hatta büyük küçük fark etmez anal/ oral şekilde ilişki olabileceğini öğrendiğim zaman dedim ki bu nasıl aşağılık bir zihniyettir. Ben bunu dedim ama suç potansiyeli taşıyan kişiler, bu şekilde de tecavüz edilebildiğini öğrenmiş bulunmaktalar. Bence bu durumların böyle açık açık yayılıp anılması önlenmeli. Çünkü kötülük aynı zamanda öğrenilebilen de bir şey. Sonra daha garip bir şey öğrendim. Hayvana tecavüz! Bunlar hiçbir surette öğrenilmemeli. Öğrenen birçok kişi bir şey yapmaz ama içinden 1 kişi yapar. Oda zaten canımıza yeter. Çok gelgitler içerisindeyim. Ama idam olmasa da bu iş hapisle çözülemiyor, görüyoruz. Artı cezalara ihtiyacımız var.
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.