Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

480 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
İlber Ortaylı - Gazi Mustafa Kemal Atatürk İncelemesi
> İncelememi kaleme aldığım bu günün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız ve güzel bir tesadüf olmasının vermiş olduğu keyifle başladım incelememe. Evet, gene geldik bir kitabımızın sonuna ve biz gerçek okurlar için sondan sonra olan en güzel kısmına. Güzel kısmına diyorum çünkü her okur okuduğu kitaba dair düşünce ve görüşlerini katarak iyi bir inceleme yapmak ister diye düşünüyor ve bunu her daim fikren destekliyorum. > Evet, bugün size güzel bir inceleme yapmak isterdim doğrusu, ama gel gelelim doğruları yazmadan da edemeyeceğim. Bu size burada, kitap hakkında kötü bir inceleme çıkaracağım anlamına da gelmesin lütfen çünkü benim incelemelerimi bilen çoğu arkadaşlarım, her ne kadar kritik etsem de, iyi bir şey çıkaracağımı biliyorlar diye düşünüyorum. Kritikte yapsanız da, iyi bir kritik yapınız arkadaşlar! > Elimde şu anda, kendisini çok severek takip ettiğim Türk tarihçi, akademisyen, yazar ve hatta Türk Tarih Kurumu şeref üyesi olan Sn. İlber Ortaylı’nın, Ocak 2018 tarihli birinci baskı “ATATÜRK” eseri duruyor. Çok büyük bir heves ile almıştım ve okumuştum oysa ben bu eseri. Sanırım burada bir hataya düştüğümü, bu sabah
Murat Ç
Murat Ç
‘nin yine bu kitaba dair şu #26989983 incelemesini okuduktan sonra daha iyi anladım diyebilirim. İncelemede ne diyordu Murat: “Kitabın iki markası vardır; ATATÜRK ve İlber Ortaylı. O yüzden çok satanlar listesinde olması çok doğaldır.” Bu sözüne kesinlikle katılıyor ve kendisini de bir okur olarak doğruluyorum. > ATATÜRK’ü size bir okur olarak anlatmaya çalışsam, ne bildiklerim, ne okuduklarım ne de burada sayfalar yeter kendisi hakkında. Zaten bu değil midir, bizi böylesi güzel tasarımlı bir kapakta kitaba çeken??? Evet, kaçınılmaz bir gerçektir ki “Ulu Önder” ‘in ta kendisidir, İlber Hocamızın bu kitabını alıp okumamıza en büyük etken. Ama olmadı be İlber Hocam!!! Beni bu sefer hayal kırıklığına uğrattım resmen. Gerçekten ilk 100 bilemediniz 150 sayfa Atatürk’ü okuyorsunuz ve sonrasında birden o dönemin ufak tefek tarihi alıntıları, anekdotları ve karakterleri ile bulu veriyorsunuz kendinizi. Hocam, biz zaten bunları bir okur olarak biliyoruz ve birçoğumuzda bu tarihi yaşanmışlıkları hatim etti zaten. Ben bir tarihçi olarak sizden daha üst seviyede, daha bir ciddi monografi beklerken, inanın bir nevi biyografi olan bu kitabınız beni şahsen hayal kırıklığına uğrattı. > Kitabınızı okurken, anlattığınız dönemlerin örtüşen hadiselerini, Sn.
Turgut Özakman
Turgut Özakman
‘dan okumuş olduğum
Şu Çılgın Türkler
Şu Çılgın Türkler
-
Diriliş
Diriliş
-
Cumhuriyet - Türk Mucizesi Birinci Kitap
Cumhuriyet - Türk Mucizesi Birinci Kitap
ve
Cumhuriyet - Türk Mucizesi İkinci Kitap
Cumhuriyet - Türk Mucizesi İkinci Kitap
muhteşem üçlemesi eserlerinde hissederek, yeri geldiğinde de gözyaşlarımı bastırarak okudum be Hocam!!! Daha nice eserler var, belki bir monografi ve biyografi olarak değilse de, kendisini ciddi anlamda ele alan, o mücadele sürecinin öncesini ve sonrasında yaşananları detaylıca anlatan. Bunları ufaktan listeleyecek olursam: Falih Rıfkı Atay - Çankaya: Atatürk Devri Hatıraları, Şevket Süreyya Aydemir - Tek Adam, şu an okumakta olduğum Andrew Mango -
Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu
Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu
, Yakup Kadri Karaosmanoğlu – Atatürk, Hıfzı Topuz – Gazi ve Fikriye, Klaus Kreiser – Atatürk, Emre Kongar – Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk, Usta romancı Yılmaz Gürbüz'ün kaleminden 5 cilt olan Mustafa Kemal'in Romanı, Lord Kinross – Atatürk, Norman Itzkowitz , Vamık D. Volkan – Ölümsüz Atatürk, Toktamış Ateş – Benim Atatürk Kitabım, Atilla İlhan – Hangi Atatürk, Taha Akyol – Ama Hangi Atatürk ve İlknur Güntürkün Kalıpçı’dan – Her Yönüyle İnsan Atatürk adlı eserlerdir. > İlber Hocam, bu eserler Atatürk’ün kendisi hakkında gerçekten daha geniş ve daha doyurucu bilgiler içermektedir. Ve bu güzide yazarlar konuyu da olması gerektiği gibi kaleme almışlardır. Sizin de şahsen bir Atatürk kitabım olsun hevesi ile bu kitabı kaleme almış olma ihtimalinizi bir okur olarak düşünmek bile istemiyorum. Kitabın sonlarına doğru belki bir umut diye gayretimden ödün vermeden hızlı ve emin bir şekilde okumaya devam ettim, ama karşıma (benim açımdan) güzel bir son bile çıkmadı. Evet, Atatürk’ün elbette fani olduğunu ve öleceğini biliyordum, ama bunu birkaç satıra sığdırdığınıza inanmadım bile. Bakın burada inceleme ve kritiğime, Ulu Önder’in şu sözleri ile devam etmek istiyorum: “Sonradan uydurma bir eser meydana getirilerek ertesi gün pişman olmaktansa, hiçbir eser meydana getirmemek, beceriksizliğin itiraf etmek daha iyidir.” (1931) > Evet, biraz ağır olduğunun farkındayım, ama ben de Murat kardeşim gibi sizin bu hatanızdan döneceğiniz ümidimi hala kaybetmiş değilim. En azından, bir telafi olarak ileride bir roman niteliğinde eser ile kendinizi belki okurlarınıza karşı affettirebilirsiniz düşüncesindeyim. Siz ki, ne kadar tarihi bir bilgi ile donatılmış kişilik olarak, bu kendi eserinizi bir başkası yazmışçasına elinize alıp baktığınızda, bunu kim böyle kaleme almış arkadaş derdiniz buna eminim. > Bunların dışında Kitaba gelecek olursak: kitap, içeriğinde Mustafa Kemal Atatürk hakkında bugüne kadar bizlere öğretilen ve bildiğimiz birçok şeyin aslında yanlış olduğu detayını da biz okurlara gayet yerinde ve olması gerektiği gibi anlatıyor. İlber Hocam, Ulu Önder’i burada ele alırken, gayet akıcı bir üslupta biz okurlara aktarmış ve birçok kaynak sunmayı da ihmal etmemiş. Kendisiyle oturup bir arkadaş ortamındaymış gibi bu konuları konuşmayı çok isterim, ama onun beni, kendi üslubu ile “Hadi oradan cahil sende!” diyerek tersleyeceğine de eminim. :)) İlber Hocam gene karşı tezde bulunacak cahillere hazırlıklı gelmiş ve kitapta konu olan birçok yaşanmışlık, anekdot ve tarihi hadiselere kaynak sunarak ışık tutmuş, kendi engin bilgi ve birikimini de biz okurlarından esirgememiştir. Burada benim deyimimle, gene bir “Son cahil bükücü” ile karşı karşıyayız. Gayet akıcı ve zengin bir Türkçe ile biz okurların rahatlıkla okuyabileceği türden bir eser olduğunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Baskı hatasından kaynaklı (şahsen gördüğüm) bir yer olmuştur ve Kronik Kitap’a da bu hassasiyetlerinden ötürü çok teşekkür ederim. Bizim yaşımız oldu kırk ve deyim yerindeyse yolu yarıladık. Okuduk, okuduk ve elimizden geldiği kadarınca ilgi duyduğumuz konularda, özellikle de ülkemiz tarihi ve Atatürk hakkında aydınlanmaya çalıştık. İşte tam burada, Hocam güzel bir düşünce ile bu eseri biz yetişkinlere değil, gelecek Türk gençliğine armağan etmiş diyebilirim. Kendisi yaşamakta olduğumuz bu 21. yy.da özellikle bilinçli yürütülen çirkin kampanyalar, tahrifatlar ve dijital (sanal) ortamda yer alan bilgi kirliliğinin gençlerimiz üzerinde yürütülmekte olan sinsi ve kindar bir oyun düşünüyor ki ve ben bu konuda da kendisini şahsen çok doğru buluyorum. Daha dün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız da bile bunu bir kitap platformunda canlı canlı yaşamadık mı? Karşı düşünce resmen kinini, öfkesini ve tarihe olan düşüncelerini biz kendisini seven, anan ve paylaşanlara kusmadılar mı? Edebiyat ve hümanizm adı altında bizleri “ırkçılık ve faşizm” ile suçlamadılar mı? Evet, bunların hepsini tarihte olduğu gibi bugünde görüyoruz ve daha göreceğiz de. Siz genç arkadaşlarım, şayet benim bu incelememi bu noktaya kadar okuma zahmeti gösterdiyseniz, Ulu Önder Atatürk üzerine kolay okunabilir bir kaynak arayışı içindeyseniz, o zaman geçmişe biraz olsun ışık tutmak, aydınlanmak açısından konuya bu kitapla başlamanızda fayda var diyebilirim. Yukarıda bahsettiğim diğer kitapları da ilerleyen zaman dilimlerinde ele almanız daha faydalı olacaktır. > Ne demişti Atatürk siz gençler için? “Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.” > Ya biz bireyler için ne demişti? “Tarih bir milletin neler başarabilme gücünde olduğunu gösteren en doğru bir kılavuzdur.” > Bir de bunu eklemeden edemeyeceğim: Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927 Son olarak: Yukarıda da kaleme aldığım üzere, güzide tarihçi yazarımız Sn. İlber Ortaylı, ilk defa kaleme aldığı bir biyografi eserini biz okurlarına sundu. Bu şerefi de, hepimizin bildiği Türkiye Cumhuriyetinin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hitaben kaleme aldı. Kendi tarihi birikim ve kaynak araştırması ile bize Atatürk hakkında bir okunası eser daha kazandırdı. Ben şahsen kritiğimi dile getirsem de, böylesi bir eserin kişisel kütüphanemde olmasından memnunum ve ileride de oğluma bırakacağım tarihi bir kültürel zenginlik olarak görüyorum. Evet, çok zorlamayacak ve kolay algılanabilecek bir kitap olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk eserini siz değerli arkadaşlarıma ve okurlara tavsiye edebilirim. Sizler de benim gibi, kişisel kütüphanenizde bu eser için bir yer ayırınız. İnsanlarımız, Devlet-i 'Aliyye Osmanlıyı ve Atatürk’ü popüler ana medya dizilerinden ve ne oldukları belli olmayan fason tarihçilerden takip ediyorlar. Sonra yanlış bilgi ve çarpıtılmış tarihi gerçekler ile gerek gündelik hayatlarında, gerek sosyal mecralarda konulara müdahil oluyorlar ve bir gün konuya ehli vaki birisine de denk gelince kısadan hisse kaçıyorlar ya da yanlışı yüksek tonda doğruymuşçasına savunuyorlar. Tarihimizi, Osmanlıyı, Atatürk’ü detaylıca ve olması gerektiği gibi okuyup ele alalım. Çünkü: “Büyük devletler kuran atalarımız, büyük ve geniş kapsamlı medeniyetlere de sahip olmuşlardır. Bunu aramak, incelemek, Türklüğe ve cihana bildirmek bir borçtur. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” der Atatürk. Evet, bir kitap incelememizin daha sonuna geldik. Herkese şimdiden keyifli okumalar dilerim arkadaşlar. Bir sonraki kitap yorumu ve değerlendirmesin de görüşmek dileğiyle. Esen kalınız! ~ A.Y. ~
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürkİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 201811,3bin okunma
··
969 görüntüleme
Murat Ç okurunun profil resmi
İnceleme için ayrı, inceleme içinde bana da yer verdiğin için ayrı teşekkür ederim Adem. Öncelikle kitap hakkında ki fikirlerimizin aynı ortak payda da buluşmasının sebebi, bizler artık genel bilgilere doyduk. Yeni bir şeyler istiyoruz. Yeni şeyler dediğimiz yorum farklılıkları değil, yeni belgeler, tutanaklar, telgraflar, anlaşmalar vsvsvs. kısacası yeni bilgiler istiyoruz. Ama biliyoruz ki, arşivimiz halen daha tasnif edilmiş değil. Sebebi şu; buna zaman ayıracak bir çalışma kesinlikle yok, zaman ayıramadıkları gibi bu işi yapabilecek nitelikte, nitelikli insan maalesef ülkemizde yok gibi. Varsa hala göremedik çıksın ortaya. Arşivlerin özelliği şu, öncelikle burada ki belgeler, Arapça, Farsça, Koyu Osmanlıca, Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Yunanca.... vs. Yani bunları çevirecek babayiğitlerin, bu dilleri biliyor ve tarihten anlıyor olması gerekiyor. Bu ne demek? Şu demek, döneme ait belgeler asla tek taraflı değildir demek. Hepsinin yabancı devletllerin diplomatlarıyla yazışma olarak karşılığı var demektir. Yani evet bakın böyle olmuş dersen, iki gün sonra çıkarır suratına yapıştırır o devletler, bak aslı böyle diye. (Mesela, Atatürk'ün Falih Rıfkı ile yaptığı yazı dizisi, hükümet tarafından kendisine rica edilmesi üzerine sonlanmıştır. Neden, çünkü gerçekleri belgeleri ile anlatan bir dizi olacaktı. Ve o dönemde yaşayan bütün devlet adamları zor duruma düşücek, büyük bir gündem olacaktı. Rica edildi, sonlandı.) O yüzdendir ki, bu işi yapamıyoruz. İlber Hoca buna zaman ayıracak hiç bir çalışma yapılmadığını, arşivin kapısının kapalı olmadığını, içeri girenlerin bu belgeleri çevirecek nitelikle bilgiye sahip olmadığını söylemektedir. Neyse uzatmayayım, kitaba döneyim. İlber Ortaylı'nın programlarını takip ediyorsanız, bu kitabın o programlarda ki söylemlerden hiç bir farkı olmadığını görürsünüz. Yani şunu diyorum, YouTube a İlber Ortaylı ve Atatürk diye yazıp aratın. Karşınıza çıkan özel gün programları ve genel programların sadece 2-3 tanesini izleyin, kitabın kopyasını görmüş olacaksınız. Kitabı yazıp orada bunları söylemiyor, zaten söylediklerini kitaba aktarıyor. Hatta bu kitap onun yazımı bile olmayabilir, genelde derleme yapılır, okur ve onaylar. Bu kadar basit. :)) İlber Ortaylı'nın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, İlber Hoca'nın feyz aldığı, yani çok sevip saydığı ve okudğu tarihçilerin, ki oryantalistler dahil, gerisindedir. Bunun nedeni ise, bile istene bu şekilde tertip edilip, yayınlanmasıdır. Neden? Çünkü biliyor ki Hoca, kendi öğrencileri dahil, bu millet detayları değil, genellemeleri seviyor. Yani, detay isteyenler zaten özel insanlar. Halk detay istemiyor, kolay okunan ve anlaşılan şeyler istiyor. Yani, yani, yani... Demek istediğim ortada. Detaysız kitapların daha çok tutulduğu, özellikle gündem de olan kişilerin daha çok okunduğu, izlendiği ortadadır. Bu vesile ile Atatürk okunuyor mu? Okunuyor. Bu kitaplar, yeni bilgiler edinmek isteyenler için değil, tarihten korkan, Atatürk'ü öğrenmeye detayları ile değil, özetleriyle meraklı olanlar için bulunmaz nimetlerdendir. Özet bu. :) Yine duramadım uzun yazdım. Tekrardan eline sağlık. İlber Hoca belki bir gün yeni bir sürpriz yapar. Bekliyoruz. :))
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Öncelikle detaylı yorumlaman ile konuya farklı bir boyut kazandırdığın için teşekkür ederim. Evet, bir çok noktada hemfikir olduğumuz ve düşüncelerimizin de örtüştüğü aşikar. Bugün bizim gibi birçok okurun elinde imkan olsun, bu gibi derlemeleri ve kaynakları bir araya getirerek, sakin bir kafa yapısı ile de bir kurgu katarak kitap ya da araştırma eser çıkarabilir. Ha, İlber Hoca veyahutta diğer önemli kişilikler kadar satar mı orası muamma. Evet, biz alenen okumayı sevmiyoruz. Okuyorsak da, ezber okumayı ve mümkünse, birilerinin bunu bize okuması ile ezber edinmeyi çok seviyoruz. Kısacası, bazı şeylere zahmetsiz ve emeksiz ulaşmak istiyoruz ki bu da mümkün değil. Bunun tipik örneğini burada gerek alıntılar da, gerek incelemelerde çok görüyoruz. Kısa bir alıntı bir çok yorum ve beğeni alırken, gerçek nitelikte bir inceleme ya da alıntı çok az beğeni ve yorum alıyor. Benim zannımca bunun sebebi de, önümüzde olan ekranlarda kolay okunabilir iki satır yazı istiyoruz. Yani devamını göster yazısını tıkladığımızda sonu olmayan bir şey gördüğümüzde hemen kapatıp devam ediyoruz. Evet, dil mevzusu da aynen bahsettiğin gibi, doğru ve etkili dil bilgisi olmadığı için birçok diplomatik ve uluslararası sıkıntı yaşamışlığımız vardır. Geçen bir ironi yapmıştım: Bir adam kahvede oyun oynarken üzerinde "I love my husband!" t-shirt'ü ile oyun oynayan resmi koyarak, "Birileri İngilizce dil neden zorunlu olsun diyor" dedim ve ufak tefek de olsa serzenişler olmadı değil. Hadi bunu geçtim, bu geyikti diyeyim, ya Polonya'dan hastalıklı et ithalatı??? Şimdi anlayabiliyorlar mı acaba dil bilgisinin ne kadar da önemli olduğunu. Bu sağlık, ya uluslararası ikili antlaşmalarda bağlayıcı madde ve hükümler. Bir imza ve işiniz bitti!!! Yok ben anlamadım, yok dersime çalışmadım, yok annem hastaydı, yok cenazem vardı şikayetini kabul etmez, adamın bir anda kıçından donunu sıyırırlar alimallah!!! Uzun lafın kısası, gerçekten önümüzde olan süreci iyi değerlendirebilmek ve geleceğe dair sağlam, emin adımlar atarken, kalıcı kararlar verebilmek adına kendimizi ve ülkemizi doğru bilgiler ile geliştirmekten, eğitmekten geri kalmamalıyız. Saygılar üstadım.
1 sonraki yanıtı göster
Harun mert okurunun profil resmi
“Sonradan uydurma bir eser meydana getirilerek ertesi gün pişman olmaktansa, hiçbir eser meydana getirmemek, beceriksizliğin itiraf etmek daha iyidir.” (1931) Bu kadar mı yani Adem Bey :)) Şaşırdım doğrusu. inceleme için teşekkürler. Elinize sağlık. Okuyacaklarıma ekliyorum.
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Estağfirullah, elbette o kadar değil, ama daha da üstüne gitmek edebi ahlaka sığmazdı diye düşünüyorum. Bunun dışında, inanın ne okuduysam ve aldıysam, bu düşünceleri olduğu gibi yansıttım Harun Bey. Tabi bu görüş tamamen şahsımı bağlayacağı için, belki okuduktan sonra benden daha farklı düşünecek okurlarda olacaktır elbet. Saygılar üstadım. :))
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Nilüfer okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık Adem Bey, almayı düşündüğüm bu kitabın incelemesini merak ediyordum. Sizin de Murat Bey'in de incelemesi çok faydalı. Teşekkürler...
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Rica ederim Nilüfer Hanım. Evet, belki kendimce ağır bir kritik yürütmüş olsam da, genede alınmaya değer bir eser efenim. İnşallah faydalı olduğunu düşünüyor, sizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. :))
Hamit Turgut okurunun profil resmi
Kütüphanemde beklemekte olan bir eserdi bahsettiğin tenkitlere bir kac yerde de denk gelmiştim kaptan.İncelemen için emeğine sağlık yerinde tespitler mevcut.
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Rica ederim Hamit Hocam. Her ne kadar kritik atmış olsam da, okunmayacak bir kitap değil. Tavsiye ederim, ama okur bilincinde olarak ele alsın derim. Güzel yorumun için teşekkür ederim. Saygılar Hocam.
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Mathilda okurunun profil resmi
Kaydettim. İlk fırsatta okuyacağım.
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Mathilda. :))
Şen Ay okurunun profil resmi
Kitabı merak ediyordum. Bu değerli inceleme için teşekkürler, emeğinize sağlık..
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Rica ederim Şen Ay Hanım. Elimden geldiğince kendi hissiyatımla yaklaşmaya çalıştım ve kimseyi etkilemek istemedim. Ama faydalı olacağı düşüncesindeyim de. Saygılar efenim. :))
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.