Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ruhsuz Androidlere Selam Olsun!
1984'ü YouTube üzerinden de yorumladım. Kitabı okumadan önce faydalı bilgiler edinebilirsiniz; ->> youtu.be/ZbCVXncwnvE _____________________________________________ Totalitarizmi iliklerinize kadar hissedeceksiniz! Bu bir UYARI ve UYANDIRMA servisidir! Algılarınızı açınız! Bir seçeneğiniz var ve bu seçenek size altın tepsi de sunulmuyor. Ya Büyük Birader’i sever, sistemin “medarı iftiharı” olursunuz ya da kül olur, sessizce BUHARLAŞIRSINIZ! Mikrodalgadan çıkmış bir beyin ne kadar işe yaramazsa, sistemin tekelinde ki bir beyin de o kadar işe yaramaz! Suratınızın tam ortasına postallarıyla basıp geçiyorlar, ne düşündüğünüz ya da hissettiğiniz umurlarında dahi değil! İnsanlığın cesaretini “Parti” üzerinden tuzla buz ederken, başrolde Büyük Birader, Düşüncesuçu, Barış Bakanlığı, Gerçek Bakanlığı, Sevgi Bakanlığı ve Varlık Bakanlığı bulunuyor! Yazıldığı yılı bir kenara bırakırsak, bugünü ve yarını en net biçimde görebileceğiniz, hayal dahi etmeden etrafa bakarak gözünüzle görebileceğiniz, tam olarak içinde yaşadığınız ülkenin sınırları içinde nelerin dikta edildiği ve neleri kabul ettiğinizi daha iyi sentezleyebileceğiniz bir sistem eleştirisidir 1984. Bindokuzyüzseksendört’ün hangi sistem ya da dönem üzerine yazılmış olduğunu unutun ve kendinizi onun kollarına bırakın, çünkü; geçerliliğini günümüzde korumakla kalmıyor hedefi de tam on ikiden vuruyor! Geçmişinizin yok edildiği, belleğinizin silindiği, “Yenisöylem” ile dilinizin çarpıtıldığı, düşüncenizin olmadığı, direnmenin ve başkaldırın kelime olarak dünyadan kaldırıldığı, eylemsel olarak ise akla hayale bile getirilemediği bir dünyanın içinde sindirilmenin dehşeti içinde yok olacaksınız. Kitabı okurken, ilk aklıma gelenler https://1000kitap.com/yazar/yevgeni-ivanovic-zamyatin_3344 ‘in
Biz
Biz
‘i,
Ray Bradbury
Ray Bradbury
‘nin
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451
‘i ve son olarak Netflix’te izlediğim Polonya yapımı 1983 dizisi. (turkcealtyazi.org/mov/7371666/198...) Daha okumadığım, 1984 incelemesi sonrasında başlayacağım
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni Dünya
ise biraz daha yumuşatılmış hali olarak karşımıza çıkıyor. Döneme damga vurmuş iki özel kitap. Kitabı okuduktan sonra ya da önce fark etmez bir şekilde 1983 dizisini izlemenizi ve sistemin nasıl kafalarda oluşturulduğunu, nasıl zihinlere girdiğini, insanların nasıl geçmişten koparıldığını ve yeni dünya düzeni adı altında nasıl kandırıldığına şahit olacaksınız. Başkaldırının bastırıldığı, düşüncenin suç haline geldiği yani gerçekleşme ihtimali olmayan şeyler üzerinden bile suçlandığınız, işkence edildiğiniz, hain ilan edildiğiniz sistemin damarlarında gezeceksiniz. *** “İnsan varmış ya da yokmuş sistem varmış ya da yokmuş hepsinin canı cehenneme. Bir gün var bir gün yokuz, ölümün yerine yeni doğum, yeni sistemler var olduktan sonra, işleyiş değişmedikten, dünya pisliğe battıktan sonra neyin ne önemi var. Çoğunluğun itaat ettiği, azınlığın baskı gördüğü, güçlünün güçsüzü yok ettiği bu düzende var olmak da dedir? Yok olmak en müspet gerçektir!” “Yıkık Ülke” adı ile 10 bölümlük sitem eleştirisi temalı yazı dizisi yazmaya başladım. İlk bölümünü paylaştım. Bu linkten erişebilirsiniz -->>> #38482321 *** 2+2=5 eder mi? Eder! Yeri gelir üç eder, yeri gelir altı eder, yeri gelir sıfır eder. Senin kafandaki gerçeklik ilkesi bunu reddedebilir ama 2+2=4’tür sonucu ne kadar gerçekse 2+2=5’te o kadar gerçektir. Sistemin içinde ki güç o kadar büyük ve yücedir ki, senin ne düşündüğün ve senin gerçeklerin onların yalanlarının gerçekleri içinde ezilip tuzla buz edilir! Seni doğduğuna pişman ederler, ciğerini söker, hayatını kaydırırlar, yalnız bundan kurtuluşun ölüm değildir, hayır hayır… Bundan tek bir kurtuluşun var, o da sistemi gerçekten kabul etmendir. Onu sevmendir! Seni öldürüp kahraman yapmak istemezler. Sindirip, kendi sistemlerine uyup, sistemin içinde kaybolmanı sağlarlar. Seni bir hiç yapmak varken neden devrim şehidi yapsınlar. Devrimin olduğu yerde her zaman karşıdevrim vardır. Fakat; Büyük Birader’in ülkesinde bu hataya yer yoktur. Seni şehit yapmazlar, senin içini öyle bir doldururlar ki, yıllar sonra bile hatırlanmazsın. Bir bakmışsın sistem içinde ki yalanın bir gerçeği olmuşsun. "Yönetmek ve yönetimi sürekli kılmak istiyorsan, gerçeklik duygusunu yolundan çıkaracaksın." #38333163 "Parti, gözlerinizle gördüğünüze, kulaklarınızla duyduğunuza inanmamanızı söylüyordu." #38129834 Gerçek dediğin nedir? Neyin gerçek neyin yalan olduğunu sen belirleyecek değilsin. Parti ne derse gerçek odur. Parti senin için ne düşünüyorsa, senin iyiliğin içindir. Düşünmeyeceksin, İtaat edeceksin, Parti’ye karşı olanları ihbar edeceksin, Dinlenmeyecek, Parti için çalışacaksın, İlişkiye girmeyeceksin, Duygusallıktan yoksun olacaksın, Kimse ile yakınlaşmayacaksın, Arkadaş edinmeyeceksin! Parti’nin düşmanı Ploterler ile konuşmayacaksın, Propagandalara eşlik edecek, en önde koşacaksın, Eğer bunları yapmazsan… BUHARLAŞIRSIN! Kim ki, PARTİ’nin karşısında direniş düşüncesi ile doludur, o kişi veya kişiler DÜŞÜNCE POLİSİ tarafından yakalanır ve işkencelere maruz kalır, sindirilir, belki tekrardan salınır ama kesin bir şey var ki, BUHARLAŞIR! Unutma; BÜYÜK BİRADER seni izliyor, dinliyor. Yazdığından, içtiğinden, düşündüğünden, nereye gittiğinden, yürüdüğünden, koştuğundan, oturduğundan haberi var. Tele-ekranlar sayesinde seni görüyor, gizli mikrofonlar sayesinde seni izliyorlar. En güvendiklerin seni ihbar ediyor. Bu gücün karşısında yapacağın tek şey uyumlu olmak. Seni yakalamak istedikleri zaman yakalarlar, ne zaman nerede ve nasıl dinlendiğini bilemezsin, en güvenli yer en güvensiz yer olur. En güvendiğin insan, seni kalleşçe arkandan vuran olur. Kendinden başkasına güvenemezsin. Parti’nin sloganlarını ezberlemek senin görevindir! Bu sloganlar her yerdedir! Aklından çıkarma! "SAVAŞ BARIŞTIR ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR CEHALET GÜÇTÜR" #38037814 "Geçmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar." Barış Bakanlığı savaşın, Gerçek Bakanlığı yalanların, Sevgi Bakanlığı işkencenin, Varlık Bakanlığı yokluğun bakanlığıdır. Her şey “çiftdüşün” sistemi ile kontrol altına alınmıştır. Bir yalanı söylerken o yalanın gerçekliğine de inanmalısın. Yalanın yalan olmadığını bilmek aynı zamanda yalan olduğunu bilmek zorundasın. Gerçek ile yalan arasındaki ince çizgide hangisinin ne olduğunu bilmelisin. Karşındakine söylediğin şeyin yalan olduğunu bilirken, inanmışçasına gerçek olduğunu söylemeli ve onu da buna inandırmalısın. İkisinin ayırdına varmak yeteneklerin arasında olmalıdır. "Zekilik kadar aptallık da gerekliydi, ama aptalca davranmak da zekice davranmak kadar zordu." Okyanusya da yaşamak bunu gerektiriyordu. Rol yapmalı ve buna herkesi inandırmalıydın. Geçmiş tarihin kötü, şimdiki yaşadığın yılların daha iyi olduğunu bilmeliydin. Bütün her şey Okyanusya tarafından bulunmuş idi. Matbaa bile! İnsanların zihnini temizledikten, bütün delilleri ortadan kaldırdıktan sonra bu o kadar kolaydı ki. Karşı tez sunacak bir kanıt ortada yok, Parti ne diyorsa gerçekte o oluyordu. İnsanlara hükmetmek için Acı Çektirmen gerekmektedir. İnsan ruhu uyum sürecini hızlıca atlatabildiği gibi hiçbir kışkırtmaya müdahil kalmasa bile, köşeye sıkıştığında ayağa kalkıp, söz de ona verilmiş hakkını arar. Biraz büyük düşünmekte yarar var ki, Büyük Birader bunları herkesten önce düşünmüştü zaten. O yüzden insanların sindirilmeye ve acı çekerek baskı altında yaşamaya sesleri çıkmayacak, haykırırcasına destek verecek ve alanları dolduracak, savaş esnasında kazanılan zaferlerde kendilerinden geçercesine kutlamalar yapacaklardı. *** 1984’ü okurken aklınızdan birçok şey geçiyor. Bunların neler olduğunu aşağı yukarı tahmin edebilirim. Çünkü en iyi kitap, bize düşündüklerimizi okutan kitaptır. "Parti ne denli güçlenirse, o ölçüde hoşgörüsüzleşecek: Muhalefet ne denli zayıflarsa, zorbalık o ölçüde artacak." Ne kadar katlanırsak, o kadar yeniliriz, Ne kadar sessiz olursak, o kadar sindiriliriz, Ne kadar görmezden gelirsek, o kadar yok oluruz, Ne kadar başkaldırmazsak, o kadar köle oluruz! "Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler." Bugünü kurtarmak için, feda etmen gereken şeyler var. Sen sustukça, ses çıkarmadıkça, sana dokunmayan yılana sürekli yol verdikçe kaybeden tarafta olacaksın. Bugünü gözlemleyip, kısa bir analiz yapmayı denediğinde, çarpık ve yetersiz bir şeylerin olduğunu net olarak görebilirsin. Bilgi ve birikimin yetmediği, beceriksiz idarecilerin seni kendi yalanları ile yönetmeye çalıştığını anlayabilirsin. Siyasetin yalanlarına karnını tok tutmazsan, basit usulde kandırılıp, seneler sonra pişman olacağın konuma gelirsin. "....bir süre çalışacak, yakalanacak, itiraf edecek, sonra da öleceksiniz. Görüp göreceğiniz tek sonuç bunlar olacak. Bizim yaşadığımız dönemde gözle görülür bir değişiklik olma olasılığı sıfır. Biz ölüyüz. Bizim biricik gerçek yaşamımız gelecekte. O da, bir avuç toprak ve kemik parçaları olarak. Ama bu gelecek ne kadar uzakta, bilen yok(...)" Sanma ki ses çıkarmak asiliktir. Hayır, hakkın olanı savunmak senin hakkındır. Vaktinde yapmadığın her şey yıllar sonra senin aleyhine gelişecektir. Düşüncenin bile suç olduğu bir yerde yaşayabilir misin? Ütopik eserlerin gerçek olmak gibi huyları vardır. Dün yazanların, bugünü hayal ettiği bir gerçektir. Düşüncelerinde ki şeylerin gerçek olmayacağı öngörülemez. İnsanın olduğu her yerde, her şey olabilir. Teknoloji geliştikçe, gizlilik azalmaya başladı. 1984’ün tele-ekranları telefonlarımız oldu çıktı. Her an seni izleyebilir ve dinleyebilirler. Bunun aksini düşünüyor olman senin peri malasında yaşadığına kanıttır. İnsan vücuduna yerleştirilen çipler ile, kişi bazlı veri toplamak artık mümkün. Kullandığın web sitelerinden bile seninle ilgili bilgiler topluyor, alışkanlıklarını öğreniyor ve sana ona göre bir yaşam alanı sunuyorlar. Tüketim toplumu, her gün daha da oburlaşıyor. Tükettikçe, tükeniyor, umursamaz ve bilinçsiz oluyor. Bilinçlenmedikçe her şeyin olabileceğini düşünmek tatlı bir hayal değil, tam olarak gerçekliktir. Dünü bilmeden bugünü yaşayamaz, yarını da düşünemeyiz. Geçmişin hatalarını bilip, yarın olacaklara set çekmeliyiz. Önümüze konulan söz de en iyiler, bizim değil, onların düşündükleri en iyiler. Kendi işlerine gelen, kendi yarar ve çıkarlarına hizmet eden en iyiler! İktidar, iktidarda kalmak için İktidar olur! Seni düşünmek bir kenara, umurunda dahi olmazsın! Umurlarında olsan, sen aç karnını doyurmaya çalışırken, onlar saraylarda yaşar mı sanıyorsun? Okumalısınız! En başta önerdiğim kitapları okuyup, diziyi de izlemelisiniz. Birinci ve İkini Bölüm sizi bütün her şeye hazırlıyor, Üçüncü bölüm ise ciğerinizi söküp, algınızı yerle bir ediyor! Kitap hakkında kısaca birkaç bilgi: *Orwell bu kitabı yazdığında hemen bastırabildi mi hayır. Çünkü dönem itibari ile Sovyet eleştirisi içeriyordu. Bunu yayınlamak biraz da olsa Sovyetlere karşı bir tutum sergilemekti, zaten Orwell bir hain olarak adlandırılıyordu. Kitabı, Katalonyaya Selam'ı da basan, Secker & Warburg yayınevi basacaktı. *Orwell, kitabı yazarken gözetim altında tutuluyor ve tüberküloz ile boğuşuyordu. *Orwell "1984" ve "Hayvan Çiftliği" kitapları yayımlandıktan sonra, 40 yıl boyunca iki kitabıyla birden en çok dile çevrilen yazar olma rekorun sahibiydi. 65 Dile çevrilmişti. *Orwell, kitabı yazdıktan 7 ay sonra hayata gözlerini yumdu ve bize böyle derin etkiler yaratan eserler bıraktı. Günümüzde güncelliğini koruyan bu eser, gelecekte de kendinden fazlasıyla söz ettirecektir. *** Kitabın Ciltli Özel basımı için hazırladığım rehbere buradan ulaşabilirsiniz: --->>> #38010724 *** 10 üzerinden puan vermem gerekirse 100! Unutmayın; "Gerçekler, ne yaparsanız yapın, gizlenemezdi." #38230708
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2021165,3bin okunma
··
816 görüntüleme
Semih Doğan okurunun profil resmi
Şu "Parti" diye bahsettiğin kurum bana çok tanıdık geldi. Sanki öyle bir parti biliyor gibiyim :) Bayağı detaylı bir inceleme olmuş. Kitabı okuyan biri olarak oldukça beğendim incelemeni. Eline sağlık. Zaten bu kitap mutlaka okunması gereken bir kitap. Ah bir de şu kapitalizmin oyuncağı olmasa...
Murat Ç okurunun profil resmi
Tanıdık gelmez olur mu ya, ömrümüzü yiyor... :))) Kesinlikle okunmalı. Yalnız herkesin okuma dönemini iyi seçmesi lazım. Kitap eleştirmenleri dahil genç yaşlarında okuyup bir şey hatırlamadıklarını daha sonra tekrar okuduklarını söylüyorlar. İncelemeyi beğenmene sevindim. Evet kapitalist sistem buna gebe. Ben de hem normal baskı hem de ciltlisi var. Normal olanı hediye edeceğim. :) Tekrardan teşekkür ederim, sağol.
Ömer Gezen okurunun profil resmi
Burjuvanın Üyesi Murat Ç'ye Selam Olsun!
Murat Ç okurunun profil resmi
Zopaynan kovalarım seni. Sensin burjuva. :)))
2 sonraki yanıtı göster
Requiem okurunun profil resmi
Hafız çok iyi anlatmışsın. Iktidar-söylem, hukmetme-riza ilişkisini.Kontrol ve gözetim toplumu nasıl olusturulur net ifade etmişsin.Aklina ve ,üşenmeden yazdığın makale diyorum buna ,o narin parmaklarına sağlık hafız ✌✌👍👍👏👏
1 önceki yanıtı göster
Murat Ç okurunun profil resmi
Hafız da oldum hadi hayırlısı :D Çok teşekkür ederim güzel kardeşim, hiç üşenmem bilirsin. Makale tadında inceleme. :) Gamze tabi ki parmaklarım narin, hıh. :))))
13 sonraki yanıtı göster
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Ya abi ben ne yapıyorum ya?! Son bir kaç gündür, işlerimin yoğunluğundan ortalıkta göremediğiniz için nerede bu adam gene kayıplarda diye düşüneniz olmuştur. Ben de bu zaman kaybında, fırsattan istifade güya Pazar sabahı kalkıp kitap okuyacaktım ve kendimi hooop senin incelemen de buldum. Sanırım en sakin yazabileceğim vakit bu vakit ve yazdım yazdım, yoksa bir sonraki Pazarı bulur benim sözümün karşılığı. 😂😂😂😂😂 Şaka bir yana, abi bu ne böyle ya? Gene döktürmüşsün en alasından ve Allah'tan bilgisayar diye bir şey icat etmişler şu duş güşler. Yoksa tükenmez kalemler yetmeyecek ve hatta seni eski yazarlar gibi masa başında, elinde hindi ya da kaz tüyü, önünde hokka habire sermaye düşmanı gibi oluk oluk mürekkep harcarken, saç baş bir yana dağılmış düşündüm seni şimdi. Buna uyan en iyi tabiri caizse, Schoppenhauer geliyor aklıma. 😂😂😂😂😂 Evet, incelemeni gerçekten beğendin. Sezar'ın hakkı Sezar'ın dır. Kendimi çok farklı bir dünya da düşünsem de, bu 84 tam da benim bildiğim, tanıdığım 84 diyebilirim. Hiç unutmam, Çekoslavak (eski), Polon, Macar ve Bulgar arkadaşlarım anlatırlardı. Almanya'ya iltica etmiş olanlar anlatırdı orada sistematik olarak yapılanları. Aileler arası, hiç düşünmeden sisteme sadakatten dolayı içsel ihanetler ve düşüncelerin daha eyleme dönüşmeden en tepeye kadar ulaşması ve senin daha düşüncelerini tamamlayamadan kendini o soğuk işçi kamplarında bulman. Daha o zamanlar Berlin Duvarı yıkılmamış ve Doğu Blok'u dimdik ayaktaydı ama son demlerini yaşadığını Big Borther'lardan başka kimse bilmiyordu. Ajanda belliydi ve planlar yıllar evvel hesaplandığı gibi gidiyordu. Kitlerler cep telefonlarının, internetin ve sosyal medyanın olmadığı bir dönemde sadece tv ile maniple edilirken, şimdi bu kervana az önce saydıklarım da katıldı. Bir yerde faydası olan bu şeyler, başka güçlerinde elinde ve tekelinde çok ciddi bir silaha dönüştüler. Özgürlük hak getire! Mahalle baskısı artık her yerde premium pack olarak hissediliyor ve gözle görülüyor. Ya sisteme dahil olursun ya da sistem içinde erir gidersin! Kurulu bir düzen var ve bu düzene kimse çomak sokturmak istemez. Kapatın gözlerinizi, kendinizi erk sahibi olduğunu bir ütopya da hayal edin. Kimsenin erişemeyeceği bir malikhanedesiniz, size kollayanlar var, istediğiniz her şeyi kimseye sormadan yapabiliyorsunuz. Kimseye icazet vermek zorunluluğunuz yok ve yok da yoklar ile etrafınızda kol gezen, kendileri yokluktan, sefaletten kırılsalar bile sizden vazgeçmeyen kitleler var. Hadi ama, bu gücü ve arkanıza aldığınız kitleyi kim kaybetmek ister?! Elbette ömrümüzü sonuna kadar o noktada kazık çakmak isteriz şu fani dünyada. Ya ben gene aldım başımı gidiyorum, yorumumun eksen kaymasını yaşadığını hissediyorum ve aman deyim, gene bir yerlerden ve bizim ünlü Big Brotherler'den (moderatörlerden) kafama bir sopa yemeden sakince kitabıma devam edeyim diyorum. Biliyorsun yazılacak çok şey var ama, birinin çıkıp bana: "Abi dünyayı sen mi kurtaracan ya!" diyecek olanların çok olduğunun da farkındayım. Onun için okuyup kendi içimizde yorumlamak ile kalıyoruz yaşadığımız şu ütopya mıdır, distopya mıdır ne zıkkımsa işte. Abi ben anlamam böyle şeylerden ya! Aynen de aşağıda olduğu gibiyim ben. Tepkimi camdan bağırarak veriyorum. 😂😂😂😂😂 youtube.com/watch?v=EGEETOv...
1 önceki yanıtı göster
Murat Ç okurunun profil resmi
Auahauau, okuyom ben ya!!!! :))) Öncelikle ellerine sağlık, keyifle okudum. Bizim yorumlar bile bir inceleme uzunluğunda zaten. :) Gamze, yazmayı seviyorum. Zengin olsam şoförüm olmazdı. Para basıp aldığım arabayı o kullansın diye mi alıyorum ben. Böyle enayilik mi olur ahahahah :) Özellikle verdiğin örnekle sovyetlere gelirsek, -keşke Metin abi buralarda olsa o da yorum yapardı- uyarlama filmlere de bakıyoruz, aile içindekiler, eş dost sürekli bir yere birilerini şikayet ediyor. Herkes dikenli bir şeyin üzerinde yaşıyor. Yoldaşlıktan başka çaren yok, ya satacaksın ya da satılacaksın. Müthiş yalanlara da maruz kalıp, işkence eşliğinde de çekebilirsin. Dürüst olmayı değil, sistemin kurdu olmaya gerektiren dönemler. Dışarıdan sovyet rejimi tatlı bir rüya gibi gelir insanlara hatta içerisinin çok mutlu olduğu düşünülür. Bunun imkanı yoktur. Algıdan başka bir şey değil. Neyse ki ülkemizde de sadece birilerinin farklı olma çabasından öteye geçemedi bu sistemler. Yine burası iyi aslında. Bazen oluyor arada diyelim. Onun haricinde istediğimizi yazabildiğimiz bir platform diyorum ben. Biz okumaya ve yorumlamaya devam edelim. Fikirlerimiz zihinlerde kalmıyor ve yazıya döküyoruz. Bu da iyi bir şey sanırım. :)) Neyse ki sonunda yazdın. Yoksa bir kaç ay bekleyecetim!!! :))) Eline yüreğine sağlık. Sağolasın. :)
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Yoruma geleceğim. İşlerimi halledeyim, özel olarak güzel bir yorum ile böylesi etkileyici bir incelemeye katılacağım. Ben dün akşam okuduğumda çok beğendim ve gerçekten herkesi bu incelemeyi sonuna kadar okumaya davet ediyorum. Evet, inceleme var, ama bir de inceleme var. Uzun da olsa, inceleme o kitaba dair olan güzellikleri ve kişisel düşünceleri ele veren bir şeydir ve bir yazarın olumlu ya da olumsuz olarak beklediği tek şeydir. Eleştiri ve övgü! Akşama tekrar sahalardayım dostlar! Hepinize güzel bir gün diliyorum. :))
3 önceki yanıtı göster
Murat Ç okurunun profil resmi
Aslında çok uzun değil, 5-6 Word sayfası falan. :)) 16 Sayfalık incelemeler yazdık lütfen, kısa tabi ki. :)) Evet ilk sana attım, genel olarak öyle yapıyorum. Bazen Loana ve bazen de Adem Yeşil benim için editörlük yapıyorlar. :) Çok teşekkür ederim bu güzel düşünceler için. Asıl yorumunu gün içinde bekliyor olacağım. Rolan, ajan mısın sen? =)))
6 sonraki yanıtı göster
Fırat Çevik okurunun profil resmi
Kitabın en iyi distopyalardan biri sayılmasının en büyük nedeni, Orwell'ın kurguladığı dünya: geçmişin kontrol altına alındığı, karanlık, baskıcı bir yönetim ve bu yönetimin yaptıklarını bilen vve kabullenen insanlar... Geleceğin, kitabın başında tarif edilenden daha da karanlık olmayacağını düşünürken çevirdiğim her sayfa aksini ispatladı: Bırakın düşünce özgürlüğünü, özgürlük kelimesinin bile var olmayacağı bir geleceğe doğru yola çıkılmış. Kurgulanan dünya o kadar gerçekçi ve ayrıntılı ki... Kitapta anlatılan dünya korkutucu olsa da oldukça başarılı bir biçimde kurgulanmış.
Murat Ç okurunun profil resmi
Kabullenen insanların mutluluğuna bakmak lazım. Orwell özellikle sovyetleri konu bahis etse de Alman halkına baktığımızda Sovyetler Berlin e girerken dahi mutlu mesuttu. Konudan haberleri bile yoktu. Zafer kazandıklarını sanıyorlardı çünkü propaganda tam gaz ilerliyordu.. Bunu görünce insanların nasıl da körlemesine itaat ettiğini görebiliyoruz. Günümüzde de olan şey bu değil mi zaten. Kesinlikle okunmalı.
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Hahahahaha. Ya ben senin bu incelemene yorum yapıp, sahipsiz üvey evlat gibi unutmuşum ya! Sen ve Gamze bajım cevap yazmışsınız, onu bile fark etmemişim ki, tuh bana. 😂😂😂
Nilüfer okurunun profil resmi
2017'de okuduğumdan beri herkese tavsiye ettiğim, gerektiğinde hediye aldığım favori kitabım. Sonrasında Fahrenheit451 ve Hayvan Çiftliği'ni de okudum. Diğer önerilerinize de bakayım. Bu kitap için olabilecek en iyi incelemelerden birini yazmışsınız, elinize yüreğinize sağlık. Bu yıl bir daha okusam mı diye düşündüm ama hiçbir yerini unutmamışım ki... ;)
Murat Ç okurunun profil resmi
Bu kitabı okumak için herkesin bir dönemi olmalı. Laf olsun diye okunmamalı. O yüzden seçim yapacak olanlar, kendisini hazır hissetmeli diye düşünüyorum, ne dersin. Ben özellikle 3.Bölümden sonra ki O'brien ve Winston karşılaşmasını tekrar ve tekrar okumak istiyorum. Çok önemli mesajlar var o diyaloglarda. Çok teşekkür ederim değerli görüşün için, böyle bir esere önem vererek yazabildiğim kadarını yazdım. Umarım olmuştur. :)
2 sonraki yanıtı göster
Achilles okurunun profil resmi
Kitabı ipek çanta içinde saklarsın artık arada çıkartırsın beraber gezersiniz ahahahaha.
Murat Ç okurunun profil resmi
Ya sen bela mısın? :))) İçi kaz tüyü, dışı ipek olan özel bir yastık yaptırdım. Onun üzerinde sergiliyorum. Kurşun geçirmez camlı bir hazne var, alarm sistemi beyaz sarayınkisi ile aynı. Görevimiz Tehlike ekibi gelse bile giremez. :)) Yazdığım şeylere bak ya! :)))
2 sonraki yanıtı göster
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.