Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE?
Fantastik, Büyülü Gerçekçi, Gerçeküstücü, Bilim Kurgu edebiyat genelde birbirine karıştırılır. Bunun bir sebebi de edebi yayınlarda hiç düşünmeden, en acısı bilinmediği halde, sanki biliniyor gibi, okunan kurmacaları yanlış tasnif etme hastalığıdır. Kısaca ve anlaşılır bir tanımlama yapmaya çalışacağım. Belki faydası olur okurlara. Bu tür kurmacaların hepsinin ortak bir yanı vardır; metafizik. Metafizik öyle ya da böyle bu türlerin hepsinde kullanılır. Fantastik kurmacada yazar yeni bir dünya tasarlar. YENİ BİR DÜNYA! Bu çok önemli. Dolayısıyla yazarın yarattığı bu dünyanın kendi kural ve yasaları vardır. Nasıldır bu yasalar? Tamamen yazarın tasarrufunda olan bir dünya. Taşlara can verebilir. Yeni bir enerji türü yaratabilir. İnsanlar yaşlılıktan bebekliğe doğru gidebilir. Zaman? Bizim kronolojimize uymaz. Karman çormandır. Nereden anlarız? Bir elinde kılıç, diğer elinde lazer silahı olabilir mesela. Büyücü olur. Cadı olur. Roketi uçan atla kovalar. Yazar yaratır, biz okuruz. Derin bir mitoloji bilgisi gerektirir. Bilim Kurgu geleceği kendince kurgular. Yine bir dünya ama gelecekte olan bir dünya tasarlar. Var olan bilimsel her bilgiyi kullanır ve bununla yetinmez, kendisi yeni bir bilim uydurur ya da analoji yapar, var olanı dönüştürür. Metafizik yine vardır. Mesela ne yapabilir? Kocaman bir denizaltına bilim insanlarını bindirir, kendi tasarladığı bir makine yardımıyla küçültür, bir insanın damarına şırınga eder. Amaç beyin kanaması geçiren değerli bir devlet adamını kurtarmaktır. O kadar ustaca kurar ki, küçülttüğü 1 tonluk denizaltının, bugünkü bilimle, küçülse de yine bir ton çekeceği gerçeğini, bir yasa daha uydurup değilmiş gibi yutturur. Gerçeküstü (Sürrealist) kurmaca farklı yönleriyle arada bir yerlerde var olur. Çünkü o materyalist gerçekçiliği tamamen reddeder. Daha doğrusu materyalist gerçekliğin varlığı, doğruluğu, yanlışlığıyla ilgilenmez. Sadece hayalde olanı ama akılla irdeler. Biraz karışık gibi değil mi? Aslında değil. Zira amacı sadece ve sadece sanat yoluyla insan hayatının psikolojik yönünü ele almaktır. Dolayısıyla Sürrealist roman insanı insana anlatmaya çalışmaz, sadece bilinç ve bilinçaltı dünyasıyla ilgilenir. Anlatır anlatır, hop, kahramanı rüyasından uyandırabilir. Ya da, a, hayalmiş, deriz. Büyülü Gerçekçilik yaşadığımız dünyanın içindedir. Ama Metafiziği o da kullanır. Neden? Çünkü tarih ona öğretmiştir ki, insan dediğimiz şey, biraz da metafiziktir. Metafiziği atarsa elinde gerçek insan kalmaz. Çünkü gelenekleri, efsaneleri, masallarıyla toplum, kanlı canlı insandır. Gerçektir yani. Büyülü Gerçekçiler, toplumsal (Sosyalist) gerçekçilerin içinden çıkmışlardır. Önce hurafe diye gelenek, din vs. toplum birikimleriyle mücadele etmiş, sonra “galiba ben bunları yok edemeyeceğim, bunlar beni yok edecek” gerçeğini anlayınca, kurmacalarına dahil etmişlerdir. BG, yeni bir dünya tasarlamaz. Var olan dünyayla yetinir. BG’de, gerçekçilik ve fantastik olan birbirine öyle bağlanır ki, olağanüstü ögeler resmedilen gerçeklikten doğal olarak ortaya çıkar, çünkü BG gerçek ve gerçeküstünün karışımıdır. Fakat bu karışımda olaylar, işte burası can alıcı: Sıradan ve TOPLUM BİLİNCİNDE rastlanabilir olaylardır. Mesela, bir aile, bir viranede buldukları hortlamış büyük dedeleriyle kahvaltı eder. Dünya bu dünyadır, misafir öbür dünyadan gelmiştir. Orayı temsil eder. Biraz daha açarsak. Fantastik roman gerçekçilikten çok uzaktır. Oysa BG'de hem gerçekçi hem de fantastik özellikler bulunabilir. Fantastik roman, yazarın tanımladığı doğaüstü akılla yönetilen bir dünyadır. Yoktur böyle bir şey hayatta. Son tahlilde öznel, hatta bazılarına göre tanımsız bir şeydir. Fantastik roman, var olan gerçeği temsil eden dünyaya inmez, aksine bu dünyanın arkasına saklanır. BG’nin sınırları içinde gerçekleşen her şey öykü karakterlerinin tipik yaşamları olarak algılanır. Olaylar okura garip ve olağan dışı görünebilir. Ama öykü karakterleri için gayet sıradan ve olağandır. Bu okuru da ikna eder. BG’de zaman sonsuzmuş gibi akar ve gerçek olmayanlar, gerçeğin bir parçası, kahramanlar için sıradan olur. Hem sürrealist hem büyülü ve gerçeğin bir parçasıdır. Burada yaptığım anlamamızı kolaylaştırmak için tasarlanmış bir tanımlama çabasıydı. Oysa her metin bu kadar keskin hatlara sahip olmayabilir. İçinde bir çok ögeyi barındırabilir. Şimdi düşünürsek eğer, Kafka'nın-Değişimi nereye girer?
··
137 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Dönüşüm bana BG gelmiştir hep hocam, dönüşmeye olan tepkiler vb. başka bir şey gelmiyor aklıma. Onun dışında çok faydalı bir tanımlama iletisi olmuş gerçekten. Eline sağlık.
Metin T. okurunun profil resmi
Var ol Erhanım. Bana BG gibi gelmedi pek.
5 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Sürrealizm daha çok 2. dünya savaşından sonra bir tanımın içine yerleştirildiği için Kafka böylesine ulaşılmaz bir yere oturtulmuştur. Hatta Sürrealizmin tanımı için Kafka'dır kilit taşı. Birazcık anakronik düşünürsek, Kafka'nın- Değişim'i şimdi yazılmış olsa, dudak bükülecek bir öyküdür aslında. Ama bir ilktir. Bir tanımın ilk hakiki filizidir. Orada Kafka, sanat yoluyla insan hayatının sadece psikolojik yönünü ele alır. İnsanı insana anlatmaya çalışmaz, sadece bilinç ve bilinçaltı dünyasıyla ilgilenir. Edebiyatın psikanalizi yaratması, bir kurmacada adı henüz konulmamış olsa da, tanımın ipuçları vermesi büyüleyicidir. Suç ve Ceza'dır ilk kaynak. Dostoyevski el yordamıyla tanımlar, Kafka adını koyar. Sürrealizm. Psikanaliz yani. BG değildir çünkü sofraya inmez kahraman. Yadırganır, tiksinilir, kabul edilmez. Normallenemez. Dolayısıyla Değişim bir Sürrealist eserdir. Kafkaesk anlatımı muştular. Nedir Kafkaesk anlatım? #12091906 Belki bir cevap bulabilirsiniz bu soruma.
Bu yorum görüntülenemiyor
Metin T. okurunun profil resmi
Ben bu 60 yıllık ömrümde ne öğrendim biliyor musunuz? Aha da bu: Sevdiklerin hariç hiçbir şeye sıkı sarılmayacaksın Metto!!! Alırlar, yele verirler acımadan. Üzülürsün. Bu kadar anlattım Sürrealizm, psikanaliz, Freud diye. Ramaçandran, sanki Çaldıran savaşını kendi kazanmış gibi, Freud için neler diyor bakın. Ya o haklıysa? Ve bunun olasılığı bayağı yüksek. Ben üzülmem. Çünkü sadece sevdiklerime sarılmayı öğrendim. :)))) youtube.com/watch?v=nHFsblo...
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Elinize sağlık, çok faydalı bir yazı olmuş. Dönüşüm ün fantastik kategoride geçmesi bana hep garip gelmiştir. Yazıdaki türlerden bir tek fantastik edebiyatın tanımını sözlükten falan değil bizzat Yüzüklerin Efendisi ni, Harry Potter ı okumakla çıkarabildiğim için Dönüşüm e fantastik denince yadırgıyorum. Yazıyı anlayabildiğim kadarıyla kendimce Dönüşüm için Büyülü Gerçeküstü tanımını kullanmak istiyorum müsaadenizle:)) Böceğe dönüşme olayı sonuçta Büyülü bir olaydır, Samsa ailesi bu durumu tam olarak kabullenmediği, aykırı bir durum olarak kabul ettiği için de Gerçekçi değil, o zaman oyumu Gerçeküstü den yana kullanıyorum:)) Kafka gibi yazarların, biz her ne kadar onları kategorileştirmeye, etiketlemeye çalışsak da o yargıların dışına taştığını düşünüyorum. Tek bir kelimeyle açıklanamaz bence inşa ettikleri dünya. Teşekkürler yazı için.
Metin T. okurunun profil resmi
Var olun efendim. Amaç konuşmak. Fikir alışverişi. Fikir alışverişi her daim güzellikler yaratmanın vesilesidir.
Osman Y. okurunun profil resmi
Metin ağabey hoşgeldin sefa getirdin öncelikle :) Güzel mevzuları ele almışsın, düşünmeye sevk eden.
Ebru Ince
Ebru Ince
bana pas atmış aşağıdaki yorumda, gol atmak zor ama en azından belki bir çalım atarız bakalım :) Ebru abla demişken mevzuya şöyle girelim, malum 1 senedir her ay toplanıyoruz Okkalı'da, abla-kardeş olduk kendisiyle, lakin evveliyatı var çok eskiye ait.. Geçenlerde kendisine dedim ki, abla seninle biz iki kardeşi seneler evvel toplama kamplarında ayırmışlar da yıllar sonra buluşmuşuz gibi hissediyorum :) O da demez mi o kamp Aushwitz olsa gerek diye :) Şimdi buradan BG çıkar mı pekala çıkar :) Buraya başka zaman tekrar dönebiliriz :) Gelelim Kafka ve Dönüşüm meselesine. Sen de yorumlarda BG değil demişsin, katılıyorum. Eğer Kafka karakterini, böceğe benzedi,böcek gibi yürümeye başladı, böcek gibi kokuyordu falan diyerek anlatsaydı bu BG olabilirdi. Fakat burada düpedüz bir dönüşüm-değişim-metamorfoz var. Üstelik yazım tarihi de 20. yy. başları. Bugün kolaylıkla "metafor" diyerek meseleyi anlatabiliyoruz fakat o günler için çok zor bir mevzu bu doğal olarak. Tabi şunu da ekleyelim, Dostoyevski de Yeraltından Notlar kitabında böcek gibi hissetme durumunu ciddi olarak vurgulamıştır, Kafka'nın çıkış noktası da bu kitap olmuştur diye tahmin ediyorum., zaten pek sever yazarı, Dosto bu hani kim sevmez ki o da ayrı. Fantastik sayılabilir mi, Sürrealist olabilir mi ya başka ne olabilir net bir şey söyleyemiyorum. Bazı açılardan benzersiz ve kurucu-öncü bir hikaye. Sınırlı bilgimle gevezelik ettim pek bir şey bilmeden, affola. Lütfen daha çok vakit geçir artık bizimle paylaşımların bol olsun diyerek bitireyim :)
2 önceki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Hay yarabbim, amma güldüm yazdıklarına. "Geçenlerde kendisine dedim ki, abla seninle biz iki kardeşi seneler evvel toplama kamplarında ayırmışlar da yıllar sonra buluşmuşuz gibi hissediyorum :) O da demez mi o kamp Aushwitz olsa gerek diye :) " bu kısım var ya, buradan BG'nin feriştahı çıkar. :)))
1 sonraki yanıtı göster
Ebru Ince okurunun profil resmi
Sevgili hocam :) ben kitabı okurken karakterle iç içe geçtiğim için asla "dönüşüm "ü okuyamayacaģım ..ellerim kollarım bir böceği (yazarken bile içim tuhaf oluyor) andırdığı zaman hemen bırakıyorum kitabı yere :) Dolayısıyla sorudan "muaf"ım :)) Hemen
Osman Y.
Osman Y.
ya paslıyorum :)
Roquentin okurunun profil resmi
Biz bu konuları böyle mi işledik yaa😂
Mehmet Admış okurunun profil resmi
Biraz karmaşık aslında. Çünkü sizin dediğiniz kadar keskin hatlara sahip değildir roman. Ama en çok Büyülü Gerçekçilik içine dahil edilebilir. Bana göre Değişim/Dönüşüm büyülü gerçekçilik kategorisinde değerlendirilebilir.
K. okurunun profil resmi
Neden bu başlık bana Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı çağrıştırdı, bilmem. Değişim biraz sürrealist gibi gelse de hatırlarsın Metin Amca, burada bir okur, şizofrenik bir özellik olabileceğini ve Kafka'nın bunu yansıtmak isteyebileceğini söylemişti. O gün bugündür, Samsa benim için bu ruhi sıkıntıya yakalanmış bir hastadır. Bu bakış açısını çok beğenmiştim.
Metin T. okurunun profil resmi
Hmm, tam da bu kim diyordum, ama bu kez Zerdali'yi kaçırmadım. Hey, Kübra gelmiş dedim. Bir de Metin amca demenin güzel melodisi vardı. :)))
4 sonraki yanıtı göster
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.