"Etmedik em koymadım sana yavrum, koymadım kuzum. Baban gelsin birazdan, varak gidek Nefer Emmi'ye. Son çare onda."
Medine Ana, beşiğin başında hasta bebesiyle, kocasını bekliyordu. Şu yaz gününde yaylaya yarılıkçılığa gitmişti ekin biçmeye. İki çuval buğdayla dönse kışı rahat geçirirlerdi çoluk çocuk. Bir yanda hasta bebesi öte yanda dışarıda oyuna dalmış iki çocuğu ha bire düşüncelere dalıyordu. Böyle ne kadar bekledi, vakit ikindiye yakın, kocası, yanında doru kısrağı, kısrağın üstünde iki çuval buğdayla çıktı geldi. Medine Ana koştu yanına:
"Yetiş Durmuş'um, bebemiz ölüyor yetiş. Götür onu Nefer Emmi'ye, bulsun emini kurtarsın bebemizi."
Durmuş durmadan dinlenmeden, "Haydi" dedi. "Yüklen bebeyi, çocukları içeri çağır, dursunlar çıkmasınlar dışarı biz geri gelene kadar."
Medine Ana, bebesini yüklendi sırtına, yüreği ateşler içinde düştüler yola. Yol boyunca tek kelime etmeden vardılar karşı köye. Bebesini çözdü sırtından verdi kucağına Nefer Emmi'nin.
" Öldürmüşsün bu yavruyu gavur gız, neredeydin bu vakta kadar da getirmedin."
Medine Ana'nın yüreğine kor alevler düştü de yandıkça yandı ciğeri.
"Bul emini Nefer Emmi, bul gurban olayım. Bebem o benim yavrum."
"Dur hele kızım, dur. Em benden sebebi Allah'tan. El kadar bebecik, dermanı Allah'tan. Ben ilacı yapayım, Allah büyük şifadır belki."
Nefer Emmi, yılların tecrübesi, ümidi olmasa da iğne yaptı bebeciğe verdi anasının kucağına.
Medine Ana, alkış komadı verdi, dua komadı okudu.
Aldı sırtına bebesini dışarı çıktı Medine Ana.
Durmuş, Nefer Emmi'nin yanında kaldı. Bakışlarıyla anlattı,
"Bebesi ölecek Medine'nin, aman Durmuş'um, ayrılma Medine kızın yanından."
"Evde" dedi Durmuş, "Çocuklar bekliyor, biz gidelim Nefer Emmi, Allah'a karşı gelmek olmaz, veren de o alanda."
Durmuş'un da yüreğinde bir yumru, Medine Ana' ya bakamadan düştüler yola. İkisi de konuşamadan yürüdüler.
Medine Ana, bir an durdu olduğu yerde,
"Durmuş'um, Durmuş'um bebemiz göçtü, sırtımdan duydum."
Bağını çözdü hemen, aldı kucağına bebeyi.
Nefes gelmiyor bebeden, ses çıkmıyor...
"Kara kuzum soluk al, aç güzel gözlerini bak anana.."
Son kez bağrına bastı Medine Ana bebesini son kez kokladı, derin bir nefes aldı.
"Bebemin kokusu, cennet kokusu.."
Durmuş içine attı ağıdını, hıçkırıkları göğsünü parçaladı. Bebesini zorla aldı karısının kucağından. Kendi bastı bağrına bir daha bırakmayasıya.
Kaldırdı Medine Ana'yı yıkıldığı yerden girdi koluna,
"Medine'm hatınım, evdeşim etme. Allah verdi Allah aldı. Gelmez elimizden bir şey."
Durmuş karısına söyledi bunları ama içi yandı yavrusuna, el kadar bebesine.
Canından kanından olma bir yavrucak. İçi yandı.
Medine Ana ağıtlara düştü, yavrusunun ayacıklarından aldığı patiğini kokladı yıllarca..
"Cennette" dedi, "Doyarım yavruma..."