Aşırı çikolata tüketmenin sağlığa hiç iyi gelmediği kanıtlanmış bir şeydir. Bunu ben demiyorum, bu konuda uzmanlaşmış ve yıllardır üzerinde araştırma yapan uzman doktorlar söylüyor.
Uzmanlar çikolatanın sağlığa zarar vermesinin tüketim oranının yüksekliğinden kaynaklandığını belirterek uyarılarda bulunuyor. Uzmanlar her gün bitter çikolata yiyenlerin 50-60 gramdan fazla yememelerini diğer çikolataların ise 30 gramdan fazla tüketilmemesini öneriyor.
Mesela uzmanlar diyor ki;
1- "Çok fazla çikolata yemek bedeninizin fonksiyonlarında azalma meydana getirebilir."
2- "Aşırı çikolata tüketmek bazı hastalıklarınızı tekrardan tetikleyebilir."
Bağımlılık yapmasının sebebi ise çikolatanın mutluluk hormonunu salgılamayı tetikleyerek size haz vermesi sonrasında bu hazzı devam ettirmeye ihtiyaç duymanızdır ve bununla gelelim en önemli maddeye;
3- "Çikolata fazla tüketildiği takdirde beyni uyuşturarak vücut fonksiyonlarının yavaşlatmaktadır." (* Buna dikkat !!!)
Peki, dünyanın en büyük çikolata satılan noktasının Brüksel Uluslararası Havaalanı olduğunu bileniniz var mı? Sanırım bizim SS, bulunduğu konum açısından çikolatayı az biraz fazla tüketiyor gibime geldi. SS dediysem, aklınıza Hitler'in kişisel muhafızlığını yapmak üzere kurulan "Schutzstaffel" birlikleri ya da İngilizce kısaltmasından "Screenshot" gelmesin sakın. Evet, bildiğimiz SS, yani Şapkalı işte.
Sanırım bu tüketim fazlalığı uzmanların dikkat çektiği madde 1 ve akabinde 3'ü tetiklemiş görünüyor. Bildiğiniz nörolojik vaka işte. Hala bir hayalin peşinde, Osmanlı efrad'ının bile vazgeçtiği bir mesele, kendisinde kronik bir hadiseye dönüşmüştür ve aşırı dozda ne hülyalar da olduğu hayal bile edemiyorum. :))
Bunun dışında Belçika'da 800 farklı bira üretildiğini de belirterek, belki de başka bir etkene de ufak bir hatırlatma yapmak isterim. Sabah sabah ne gıybet ettim diyeceksiniz değil mi? Ah siz olmasanız biz ne yaparız ya!!! :)) Şaka şaka, iyi ki varsınız güzel insanlar.
Şimdi SS aplamız Ahmet Altan gibi, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, dikkat !!! "Anayasayı ihlal suçundan" verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası onanmış olan bir yazarın ve hukuken, FETÖ ile bağlantısı netleşmiş bir terör, şer odağının makalesine sarılmıştır. 26. Ağır Ceza Mahkemesi ne demiş? Ömür Boyu demiş! Neden demiş? Anyasayı İhlalden ve terör bağlantılı olduğundan demiş. Bir terör ve şer odağının kalemine ne kadar güvene biliriz? Hadi bu hukuki olanı bir yana bırakıyorum ve geliyorum asıl kendisinin neler uğruna, neleri feda edebileceğine.
Bu Ahmet Altan, bildiğimiz, hani şu Taraf Gazetesi sahibi ve ”Bir kadın memesine vatanı satarım” diyen Ahmet Altan değil mi?
Sahibi olduğu Taraf Gazete'sine ufak bir göz atalım ve SS gibi hayali hülyaya değil de, gerçeklere bakalım.
1- Bu gazete kumpas döneminde en çok “darbe yapacaklardı, planlamışlardı, gemiyi havaya uçuracaklardı, Yunan uçağı düşüreceklerdi, camiyi bombalayacaklardı, kaos çıkaracaklardı” gibi yapılmayan yalan haberlere yer veren ve yapılmasını arzu ettiği, planlanmasını düşündüğü şeyler var.
2- Bu gazete zamanında gene ülkemizin göz bebeği kurumunu "Asker darbeci, kaotik ortam yaratıcı, halk düşmanı, askerlikten başka her şeyi düşünen" bir kurum olarak lanse ediliyor. Ve bu görüntüyü pekiştirecek her türlü haber gittikçe artan dozda ve yenileriyle ortaya atılıyor.
Taraf gazetesinin belki de sırf bu propaganda ve yıpratma misyonu için özel olarak kurulduğunu bile düşünülebiliriz.
3- Unutmayalım, “ülke işgal edilirse çatışmaya gerek yok, Oturup güzel güzel işgalcilerle işbirliği yapalım” diye yazılar yazılan bir gazetenin her türlü tehlikeli projeye imza atacağı da aşikardır.
Ben tarihçi değilim, ama tarihçi olmayan bir terör kaleminin yazdığı yazılara da itibar edecek hiç değilim. Ahmet çalar, SS oynar ve biz halk tabiri ile buna; "Körler sağırlar birbirini ağırlar" diyoruz.
Ve aslında yazılacak daha çok şey var da, ben Pazar sabahınızı SS ile meşgul etmeyeyim. :))
Son sözüm sana SS;
Semrâ, woon je in een droomwereld? Geloof je in jezelf wat je hier deelt? Ik lach alleen maar om je. Je leeft echt in een droomwereld.