Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1000Kitap İstanbul 16. Buluşması Gerçekleşti
1000kitap İstanbul Okuma Grubu olarak 16. toplantımızı özel bir mekan olan Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze ve Kütüphanesi’nde gerçekleştirdik. “Yaşadığım Gibi” adını taşıyan hatıralarında "Hayatımın hangi devrinde edebiyatçı olmağa karar verdim? Bunu pek söyleyemeyeceğim. Günün birinde kendimi edebiyattan başka bir işe yaramaz buldum.” diyen Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanı, “Tanpınar iyi ki edebiyattan başka bir işle uğraşmamış” dedirtecek türden özel bir eserdir. Bir yandan bu özel eserin üzerimizdeki etkisi, bir yandan bir zamanlar Alay Köşkü olarak kullanılmış, 1926 yılında uygun bir mekan aramakta olan Güzel Sanatlar Birliği’ne Atatürk’ün emriyle tahsis edilmiş, birliğin 1928 yılında kurulan Edebiyat Şubesi’nin ilk kongresine ev sahipliği yapmış ve o tarihte hayatta olan yazar ve şairlerin çoğunu bir arada gösteren fotoğrafa ev sahipliği yapmış bir mekan olması gibi sebeplerle böyle bir ortamda bu toplantıyı düzenlemekten dolayı heyecanlıydık. Ayrıca Ahmet Hamdi Tanpınar, Şubenin aynı yerde, 19 Eylül 1929 tarihindeki toplantısında aza olarak seçilmiş ve 1930’lu yıllar boyunca burada edebiyat toplantıları yapılmış ve bu toplantılar, sohbetler dönemin edebiyat gazete ve dergilerinde yer almıştı. Bizler de bu özel romanı bu özel mekanda konuşmak üzere yola çıktık ve bu toplantıyı gerçekleştirdik. Berna Moran’ın o çok kapsamlı makalesinde “huzursuzluğun romanı” olarak nitelendirdiği roman; görünüşte bir aşk hikayesi olsa ve yazarı da bu romanı "Bu, dünyanın en basit, âdeta bir cebir muadelesini hatırlatacak kadar basit bir aşk hikâyesidir."(s. 73) diye nitelendirse de roman temelde, ne tam doğulu ne tam batılı olmayı başarabilmiş, arafta kalmış Türk aydınının trajedisinin romanıdır. Nitekim Tanpınar bu durumu şu cümlelerle çok güzel anlatır: "Biz şimdi bir aksülamel devrinde yaşıyoruz. Kendimizi sevmiyoruz. Kafamız bir yığın mukayeselerle dolu;, Dede' yi Wagner olmadığı için, Yunus' u Verlaine, Baki' yi, Goethe ve Gide yapamadığımız için beğenmiyoruz. Uçsuz bucaksız Asya' nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en giyinmiş milleti olduğumuz halde çırçıplak yaşıyoruz."(s. 252) "Debussy'yi Wagner' i sevmek ve Mahur Beste'yi yaşamak, bu bizim talihimizdi." (s. 140) Romanın ismi "Huzur" olsa da okuyanların tamamı bu kitabın huzurdan söz etmediğini bilir. Bu bağlamda romandaki huzursuzluğun nedenleri üzerine konuştuk toplantımızda. Mümtaz’ın; anne babasını yitirmesi, İhsan’ın hastalığı, aşkın bitişi, ikinci dünya savaşının patlak vermek üzere olması gibi pek çok travmatik durumla boğuşmak zorunda kalması onun huzursuzluğuna sebep gibi görünse de, Tanpınar aslında burada huzursuzluğun çok daha derinlerde olduğunu anlatmak istemiştir. Esasen huzur dış şartlardan ziyade insanın içinde hissettiği bir durumdur ve romandaki karakterlerin neredeyse tamamı da bu iç huzurundan yoksundur. Tanpınar, roman boyunca sanki bu huzursuzluğa bir sebep ya da deva arar gibidir. Romanın sonunda huzursuzluk had safhadayken bizi tüm bu meselelerle baş başa bırakarak bitirir romanı. Bu bağlamda roman huzurun değil “huzuru arayan huzursuzların romanıdır.” Genel olarak romanın kurgusuna baktığımızda eser; yaz sonuna doğru, İkinci Dünya Savaşı’nın ilanından aşağı yukarı bir gün önce başlar, yirmi dört saat sonra savaşın ilan edilmesiyle sona erer. Roman dört ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler romanın dört kahramanının; İhsan, Nuran, Suat ve Mümtaz’ın adlarını taşımaktadır. İkinci ve üçüncü bölümlerde geriye dönüş tekniğiyle aynı zamanda romanın merkezini de teşkil eden Nuran-Mümtaz aşkı anlatılır. Eserde iki bölüm boyunca anlatılan Nuran-Mümtaz aşkı pek çok kültürel detayı ve en önemlisi İstanbul’u ve bizim öz mûsikîmizi kendisine fon yaparak öyle büyüleyici şekilde anlatılır ki bu bölümde Tanpınar’ın dehası karşısında hayranlık duymanız kaçınılmaz olur. Kahramanlarının aşkını İstanbul tutkusu ile birleştiren ve onlara 'Birbirimizi mi, yoksa Boğaz'ı mı seviyoruz?" dedirten Tanpınar, mekan ve karakter tasvirinde öyle derinleşir ki her cümlesiyle mevcut hayatımızın tekdüzeliğine karşın hayatın güzelliğinin detaylarda saklı olduğunu haykırır adeta. Romanın dördüncü ve son bölümünde tekrar hal-i hazıra dönülür. Romanda 1940’ların İstanbul’u çok özel bir yer tutmaktadır. Tanpınar, mekanla kahramanların ruh halleri arasında münasebet kurmuş, mekanı da adeta romanın kahramanlarından biri haline getirmiştir. Birinci bölümde mekan olarak İhsan ve Macide’nin evi, sahaflar, bit pazarı, İstanbul’un fakir mahalleleri yer almaktadır. Bunun yanı sıra Mümtaz’ın geçmişine dönülerek onun kısa süreli olarak bulunduğu, fakat muhayyilesinde iz bırakan bir mekan olan Antalya ve Sinop da yer alır. Mümtaz Nuran’la birlikte hemen hemen İstanbul’un bütün semtlerini ve mimari eserlerini dolaşır. Boğaz ikisi için de vazgeçilmezdir. Hatta zaman zaman birbirlerine “Birbirimizi mi yoksa boğazı mı seviyoruz?”(s.206) diye sorarlar. İki kahraman da Boğaz’da oturmaktadır. Nuran’ın evi Kandilli’de, Mümtazınki ise Emirgan’dadır. Tâlî şahıslardan Âdile Hanım ve eşi Sabih, Taksim’de oturmaktadırlar ve evlerinde sık sık müzikli, danslı davetler düzenlerler. “Huzur” romanını konuşurken, romanla Tanpınar’ın biyografisi arasındaki bağlardan da söz ettik. Tanpınar’ın “Antalyalı Genç Kıza Mektup” adlı yazısı ile romanda Mümtaz’ın geçmişinin anlatıldığı kısımlar ya da babasının kadı olması sebebiyle gittiği mekanların romanda kullanılmış olması gibi detayları konuştuk. Yine romandaki Nuran karakterinin gerçekte yaşamış bir karakterden ilham alınarak oluşturulduğu, Tanpınar’ın adı geçen hanımla böyle İstanbul gezileri yaptığı gibi detayları da sohbetimize konu ettik. Yine Tanpınar’ın çok sevgili hocası Yahya Kemal’den çok etkilendiği ve romandaki İhsan karakterini oluştururken hocasından yararlandığını ve iki karakter arasında benzerlikler olduğunu da ifade ettik. İhsan, Fransa’da eğitimini tamamlamış, Türk tarihini, mûsikîsini ve edebiyatını çok iyi bilen, çok kültürlü bir kişidir. Yahya Kemal de derin kültürüyle Tanpınar üzerinde çok etkili olmuş bir şahsiyettir. Romanda kullanılan kelimelerin müzikalitesi ve eserin sesli okumaya ne kadar müsait olduğu da konuştuklarımız arasındaydı. Toplantıya katılan dostlarımızdan bazıları kitabı okumakta zorlandıklarını ifade ettiler, bizler de bazı kitapların okunma zamanları olduğunu, olmuyorsa bırakmak ve zamanının gelmesini beklemek gerektiğini ifade ettik. Son olarak toplantımıza katılarak bu çorbaya tuz ilave eden herkese çok teşekkür ediyorum. Toplantı iletisini yazma görevi bu seferlik
Hercaiokumalar /Ayşe
Hercaiokumalar /Ayşe
Hanım'a düştü. Bu yüzden kendisine bu zahmeti, emeği ve detaylı iletisi için çok teşekkür ederiz. Umarım iletiyi okuyan arkadaşlarımız toplantı hakkında az da olsa fikir sahibi olabilmiştir. Toplantıya Katılan Arkadaşlarımız:
Muzaffer Akar
Muzaffer Akar
Hercaiokumalar /Ayşe
Hercaiokumalar /Ayşe
Esas Adam
Esas Adam
Osman Y.
Osman Y.
nisan83
nisan83
Reşat Karakaş
Reşat Karakaş
Kübra
Kübra
https://1000kitap.com/seldadeniz
ersal demirayak
ersal demirayak
Mehmet Altıntaş
Mehmet Altıntaş
Bülent
Bülent
https://1000kitap.com/MadameAdeline
Sevda Bağ
Sevda Bağ
Şehzade
Şehzade
Şeyhmus Oral Zeynep Feyza Karabulut Asiye Mücahide Haznedar Eksik olan arkadaşlar varsa bildirirlerse ekleme yapabilirim. Toplu fotoğraflar: i.hizliresim.com/v6ra9p.jpg i.hizliresim.com/16qp5G.jpg Diğer fotoğraflar: i.hizliresim.com/P1maEb.jpg i.hizliresim.com/grEYLQ.jpg i.hizliresim.com/9a0rpO.jpg i.hizliresim.com/QLmzgr.jpg Bir Sonraki Toplantı Tarihi, Yeri ve Saati: 5 Mayıs Pazar, Okkalı Kahve Kadıköy, 13:30 Okunacak kitap:
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
··
165 görüntüleme
Osman Y. okurunun profil resmi
Çok güzel bir gündü, biz artık çok güzeliz zaten uzun zamandır böyle :) Başta organizasyona büyük emek veren
Hercaiokumalar /Ayşe
Hercaiokumalar /Ayşe
hocamıza çok teşekkürler, mekanı ayarladı öncülük etti, ömürlük bir "edebiyat öğrencisi" olarak dersine çalışıp geldi , bizi de çok bilgilendirdi, çaba harcadı ufuk açtı sağolsun var olsun :) Yaklaşık 10 kişi ilk defa katılanlardandı, çok memnun olduk yeni arkadaşlar tanıdık. 1 seneyi aşan süredir devam edenlerden ise
Hercaiokumalar /Ayşe
Hercaiokumalar /Ayşe
,
Muzaffer Akar
Muzaffer Akar
,
Şehzade
Şehzade
ve ben vardık, bu vesileyle uzun süredir katılım sağlayan ama bugün gel-e-meyen eskilere küçük bir sitemde bulunalım, pazar yerine cumartesi olmasını da hadi mazeret sayalım, yetmez ama evet :) Beraberliğimiz daim olsun diyelim nice buluşmalara..
Kübra okurunun profil resmi
Sanırım bugün yüzeye yaklaştığımı hissettim. Çok güzeldi..
Metin T. okurunun profil resmi
Ne güzel bir metin bu yahu. Ne kadar doyurucu. Ayşe hocam kalemine sağlık. Olmayı çok isterdim.
Necip G. okurunun profil resmi
Son gün sürprizi yaşadığım için katılamadım toplantıya ama Ayşe hanımın mükemmel toplantı notları sayesinde ucundan da olsa buluşmanın ne kadar güzel ve verimli geçtiğini hissettim. Katılamadığım halde yine de böyle bir organizasyonu tertip ettiği için çok teşekkür ederim kendisine. Umarım buna benzer başka buluşmalar da yaparız.
Roquentin okurunun profil resmi
Çalışmamı değiştirip katılmayı çok isterdim, ama olmadı, ayrıca enfes bir yazı olmuş, eline sağlık Ayşe hocam, en nezih buluşmalardan biridir eminim çünkü mekan destekliyor :)
İlya İlyic okurunun profil resmi
Tanrım neden Burdur da yok okuma günleri😭
Osman Y. okurunun profil resmi
Hercaiokumalar /Ayşe
Hercaiokumalar /Ayşe
tarihte bugün sene geçen sene :) Huzur'lu günlere dönmek dileğiyle.
Bukalemunus okurunun profil resmi
İlk duyuruda bu_gün görünüyordu ve o nedenle katılamadım🤨 katılımcı arkadaşlara da teşekkür ederim
Sarıgül okurunun profil resmi
Etkinlik de inceleme de harika gerçekten... Tebrikler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.