KAR : İNANÇ , SEVGİ VE YÜZLEŞME KİTABIKAR : İnancın ve inançsızlığın kitabı.
Nereden başlamalı anlatmaya ?
Her şeyden önce Orhan Pamuk okumaya direnmek demek , bir önyargı uğruna bu ülkeye ait birçok hakikatten mahrum kalmak demektir. Görüşlerine katılmayabilirsiniz ama rica ediyorum önyargılı olmayın ve okuyun yazarın kitaplarını.
İNANMAK YA DA İNANMAMAK
Her görüşten insanın üzerinde uzlaştığı bir isimle başlayalım , Hz. Ali. Neredeyse bütün müslümanların , her mezhepten her inançtan her fikirden müslümanın , hatta diğer dinlerden olanların , hatta ateist olanların , biraz okuyup düşünen dünyadaki her insanın kıymet verdiği bir şahıstır. Ona atfedilen bir söz vardır şöyle ,
"Eğer Allah'ı (Tanrıyı) karşımda bir varlık olarak gözlerimle görseydim , ona olan inancım şimdikinden daha fazla olmazdı"
Ne anlamalıyız bu sözden ? İlk akla gelen şu olabilir , "Öyle inanıyorum ki varlığına hiçbir şüphem yok"
Peki şu şekilde de anlayabilir miyiz , "İnanmak öyle bir meseledir ki görmekle açıklanamaz" Ben ikinci anlama daha yakın buluyorum kendimi. Yani burada bir Ali şefkati , merhameti , anlayışı , hoşgörüsü buluyorum. Şunu demek istiyor bence , "İnanmak zordur"
.......
"Her şey zıttıyla görünür , zıttı olmayan tek varlık Tanrıdır , bu nedenle onu göremeyiz."
-Eski Bir Takvim Yaprağından-
"Karışık kafa boş kafadan iyidir."
İsmet Özel
"Sana bakmak Allah'a inanmaktır"
Yılmaz Erdoğan
Kitabın baş kahramanı "KA" tabiri caizse , inanmanın kenarında gezinen bir ateisttir. Bir şairdir aynı zamanda , bir tutunamayandır. Çocukluğundan itibaren "laik ve seküler" bir çevrede büyümüştür, 80 öncesi dönemde kendini "sol-devrimci-sosyalist" olarak tanımlamış , 80 askeri ihtilali sonrası Avrupa'ya iltica etmiştir. 90lı yılların ortalarına doğru Türkiye'ye döner ve Kars'a gider. Çünkü Kars şehrinde geçmişine ait bir şeyler , birileri vardır. Yaklaşık 20 sene önce tanıştığı İpek , yine yıllar öncesinden tanıdığı birkaç arkadaş ve eski dost.
.....
90lı yıllar ülkemizin belki de en kaos halinde olduğu yıllardı. Ben o vakitler 10lu yaşlarımda olduğum için dönemi iyi biliyorum , elbette bilmediklerim de vardır. Düşünce ve ifade özgürlüğünün dipte olduğu yani neredeyse hiç olmadığı yıllardı. Bugün çok mu iyiyiz ? Yok , bu da ayrı bir bahis.
Türk -Kürt , Sağcı-Solcu , Laik- İslamcı gibi kutuplaşmaların kaşındığı , körüklendiği , insanların birbirine düşürüldüğü yıllardı.
Kitap işte bu yıllara , siyasi atmosfere ayna tutuyor. Kars şehri üzerinden aslında bir Türkiye tablosu ortaya koyuyor. Ve odak noktasında da belki en çok "başörtü meselesi" var.
"-Hocam laiklik dinsizlik mi demek?
-Hayır.
-O halde dinlerinin gereğini yerine getiren mümin kızlarımız niye laiklik bahanesiyle derslere alınmıyor?" Sayfa 44
.....
KA , en çok İpek için gelmiştir bu şehre. Uzun yıllar öncesinden hatırladığı bu kadını bulmak için , ya da en çok "kendini" bulmak için de diyebiliriz.
"İpek'e aşık olduğunu , hayatının geri kalan kısmını bu aşkın belirleyeceğini korkuyla hissetti" Sayfa 50
Yıllardır şiir yazmakta zorlanan KA , İpek'i bulmasıyla birlikte yeniden şiir yazmaya başlar ve ona göre şiir yazılmaz , yazdırılır. "Şiir geliyor , geldi" ifadeleriyle anlatılır kitapta.
Sadece 3 günün anlatıldığı bu kitapta , KA yaşadığı her ilginç durum ve hissettiği her olumlu-olumsuz duyguyu şiire döker , şiirle mühürler , şiirle açıklar , şiirle çözmeye çalışır.
.....
90lı yıllarda Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Kars şehrinde de devletin "gücü" hissedilir. Asker , polis , MİT , istihbaratçılar hep devrededir. Bugünden geçmişe bakıp kah şaşırıp kah güldüğümüz bir dolu yüzeysel durum , o günün düpedüz gerçeğidir..
KA , İpek ile birlikte geldiği ülkeye (Almanya'ya) dönmenin hayalini kurar bu 3 günlük süreçte. Fakat türlü çeşit engeller çıkar karşısına , hem şehirdeki koşullar hem İpek'in kendi özel koşulları, hayatı nedeniyle. Bir çeşit saplantıdır İpek'e olan aşkı , hayata anlam katabilme uğraşıdır. Pek çok yazarın vurguladığı gibi ve bence Orhan Pamuk da buna dahildir ,
"Hayat , aşk dışında hiçbir şeye değmiyor"
Anonim
.....
KA , Kars'a geldiğinden beri içindeki inanma isteği artmıştır. Kitapta pek çok kere tekrar eder şu cümleyi.
"Kar bana Allah'ı hatırlatıyor"
KA-KAR-KARS , kelime oyunu gibi görünse de -bir bakıma öyledir belki- o kadar iyi örülmüştür ki birbirine , anlatılanlarla da birlikte bu kitabın çekimine kapılıyorsunuz mecburen..
......
Kitapta geçen iki genç karaktere de kısaca değineyim. Necip ve Fazıl. İki "islamcı" genç. Fakat bir tanesi öyle kafa karışıklığı yaşamaktadır ki , inançlı mı yoksa ateist mi olduğunun ayrımına varamaz kendisinin , en azından "bazan". Bu isimler dikkat çekicidir , çünkü malum , şair Necip Fazıl 30 yaşına kadar ateist yaşayan ve sonra müslüman olan bir şairdir. Ve kitabı okuyunca daha da iyi anlayacağınız ayrıntılarla birlikte , buradaki iki genç birbirine çok yakın iki dost , iki aynı ruh gibidirler. Ve buradaki anlatımda adeta , bir insanın iki benliği , değişimi , dönüşümü işlenmiştir , Necip Fazıl örneğinden yola çıkarak.
......
KA aradıklarını bulabilmiş midir ? Bulamamış mıdır ? Herkes okuyup değerlendirsin. Fakat hayatının en özel 3 gününe adeta bir ömür sığdırmıştır.
Bugüne kadar okuduğum kitaplar içinde , Türk bir yazarın elinden çıkan ve beni en çok etkileyen ,sarsan kitap kesinlikle Kar oldu.
Anlatmak istediğim çok fazla şey kaldı , anlatamadım. Fakat anlatılabilecek bir kitap mıdır ki bu ? Anlatması çok zor..
İncelemeyi Sezai Karakoç'a ait Kar şiiriyle bitirmek istiyorum. Kitabın yazılmasından neredeyse 50 sene önce yazılmış bir şiir ve kitabı da bir bakıma özetliyor.
Lütfen bu kitabı okuyun , özellikle 30 yaş üzerindekiler için bu kitabı okumamak çok büyük bir kayıptır. Herkese iyi okumalar..
KAR
Karın yağdığını görünce
Kar tutan toprağı anlayacaksın
Toprakta bir karış karı görünce
Kar içinde yanan karı anlayacaksın
Allah kar gibi gökten yağınca
Karlar sıcak sıcak saçlarına değince
Başını önüne eğince
Benim bu şiirimi anlayacaksın
Bu adam o adam gelip gider
Senin ellerinde rüyam gelip gider
Her affın içinde bir intikam gelip gider
Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın
Ben bu şiiri yazdım aşık çeşidi
Öyle kar yağdı ki elim üşüdü
Ruhum seni düşününce ışıdı
Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın
Sezai Karakoç