İmzalı Kitap Link: instagram.com/sonkaleninburcu...
Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun 21.yüzyıla uyarlamış olduğu Alperenlik anlayışı ile Türk-İslâm dünyasının meselelerini ele almaya çalıştığım ve “Son Kalenin Burcundan” ismini verdiğim kitap “Dikeni bıraktılar, gülümüzü aldılar.” diyerek sistemi hedef
Bulutsuz bir yaz gecesiydi. Şehir ışıklarından mahrum kalan köyümde yıldızlar daha net bir şekilde seçiliyordu. Kendime birini seçebiliyordum bu yıldızlardan ve o en parlak olanı olurdu içlerinden. Köy pencerelerini bilenler bilir oldukça geniş olur duvarların kalınlığından dolayı. İşte pencere kenarına oturup kitap okumak gün içerisindeki köy
El Minhacüs Seni'nin her sayfası, her kelimesi ayrı muhabbet dolu... (Allah rahmet eylesin, incelemeyi okuyanlar Ruhuna Fatiha okumayı esirgemesinler inşallah)
Mollalarımızın düzenlediği bu kıymetli eserimizin her evde bulunması lazım...
Arapçası 571 sayfa olan eserimizin Türkçesi 632 sayfadır.
Ne zamana dek anlatacağım derdimi halka
boşu boşuna?
Ne zamana dek dinleyeceğim insanların kınamasını?
Sen uyurken tatlı tatlı gülistan kucağında
Ne zamana dek vuslat hevesiyle uyuyacağım diken üstünde?
Yok madem Şirin'in gönlüne götüren yol
Ferhad misali,
Ne zamana dek taş deleceğim gönül kanıyla, kanlı göz yaşıyla?
Süpüreyim köpeğinin
Sinan Yağmur ile Gaziantep te bir AVM de tesadüfen tanışma fırsatı buldum. İmza günü vardı.
Ravza'nın Yıldızları-1 serisini satın aldım. Çoğu kitabı zaten kitaplığımda mevcut. Kısa bir hasbihal ettik. Samimi bir adam. Sevdim. Bilindiği üzere 2010 senesinde Türkiye nin en çok kitap satan yazarı ve en çok satılan kitabın yazarı o. Ego zerresi görmedim. Ünlülerle
Selamaleyküm, dostlar. Sezai karakoç ün yakın tanıdığı, Edebiyat Ortamı Dergisinin sahibi şair Arif Ay küçük hacimli bir Sezai Karakoç biyografi kitabı hakkında bir değerlendirme yazmıştım. Fikirleriniz benim için önemli.
“En büyük acı şu: insanlık hadım edildi
Hakiki düşünceden gerçek duyarlılıktan ve öz bilgiden
Bayrakların ve sancakların
“İki kapılı bu handa,
Yürürken gündüz gece,
Türkülerin hep sol yanımızda..”
“Madem ki görüyorsunuz,
O zaman ‘hoş görün’ demişti O.
Aşık Veysel Şatıroğlu;
O, küçük yaşta görme yetisini kaybeden, ama yüreğindeki hisleri kaybetmeyen, sadık yâri toprakla koyun koyuna yatan bir halk ozanımız..
O halkça düşünüp konuşuyordu. Hem halktan, hem kendinden olma. Hem düpedüz Türkçe, hem kendince konuşan. Kaybolmadan kaynaşan, çokluğa katılmadan. Ondan alınacak ders, sanatına tertemiz bir gönül ve bir ömür vermesi. İçinde ve dışında olup biteni açık gözlerden daha iyi bilmesi. Sivrialan Köyü’nden dünyaya açılması. Halktan, haktan, iyiden ve güzelden yana, işinin ehli ve sözünün eri olması. İnsanlıkla şairliği ayırmaması. İşte bunlardır bizi onu sevdiren.
Rahmet ve özlem ile..
Her dizeyi hissederek okuyacağınız, bu güzel duygu yüklü biyografi ve şiir kitabını kesinlikle tavsiye ediyorum...
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Gönül ki aşk kokusuyla kendinden geçip sarhoş olmuyorsa; ehli diller katında o gönlün taştan farkı yoktur. Aşk gülü açmamış bir gönül bahçesi; şarabı olmayan işret meclisi kadar beyhude ve yavandır.