- "Bir oda ve köşeye büzülmüş bir adam... kalın halatlardan örülü balık ağlarını andıran örümcek ağlarıyla yer yer perdelenmiş bir mekân... Dev örümcekler... Yılanlar, çıyanlar... Akrepler... Kocaman fareler... Şeytan yüzlü yarasalar... Minicik bir pencereden içeri sızan ışık hüzmesinden başka gönül çelen bir hayat püskürtüsü yok... Bu kâbus dekoru içinde, adamın yüzünde küskünlük... Şöyle bakarsan kızgınlık... Istırap, ıstırap, ıstırap... Hayata pamuk ipliği gibi bir yerden tutunmuş... Tuhaf, ama gerçek: Azimli ve kararlı... Dekorun aşıladığı ümitsizliğe inat, mahzunlukla yer değiştiren "deli" gözlerle kapıya bakıyor... Mekân kadrosundaki keyfiyetle yer değiştirmeye gelen güzeller güzeli çocuklarının ayak seslerine mi dalmış?.. Galiba... O adam benim!..
O vakit güneş soğudu
Ve bereket toprakları terketti
Ve otlar sahralarda kurudu,
Ve balıklar denizlerde susuz kaldı.
Ve toprak ölülerini kabul etmedi,
O günden sonra.
Gece, renkleri uçmuş tüm pencerelerde
O’nun birinci ismi, isimler sultânıdır;
Her ânın, her mekânın, her cânın cânânıdır.
Kur’ân’da ilk âyetin, başlangıç kelâmıdır,
Her zerre “ALLAH” diye, O’nu söyler durmadan..
Vârettiği herşeyi, ayırdetmeden gören,
Her şeye adâletle, hayır ve rahmet veren,
Her mahlûkâ acıyan, ve çâreler gönderen,
Sonsuz merhametiyle, âleme RAHMÂN dır