Kitabın konusu adından da anlaşıldığı üzere "Körlük". Bütün insanlar bilinmeyen bir sebepten ötürü kör olmaya başlıyor, salgın düşüncesiyle ilk kör olanlar karantinaya alınıyor, ardından bütün dünyada elektrikler kesiliyor, sular kesiliyor, her yer yağmalanıyor, anlayacağınız kaos meydana geliyor. Jose Saramago Körlük romanında tam olarak aktarmak istediğini kitap içerisinden bir alıntı ile söylemek istemiş kanımca. Alıntı aynen şöyledir, “ aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktır. “ ne güzel özetlemiş. Oysa ki, umudun bittiği yerde cesaret başlar. Ve romanın gelişme bölümünü okuyunca gerçek mücadeleyi, bencillikleri, bembeyaz görmeye rağmen hayatta kalma savaşını, örgütlenmeleri hayalimizde canlandırmamak neredeyse imkansız. Adı sanı bilinmeyen bir kaotik dünya, kişilerin sıfatlarıyla anıldığı, herkesin kör olduğu dehşet dolu dünyaya, sadece tanıklık eden ayrıca tek gören bir kadın. Sonunda her türlü mücadelenin tek önermesi yine kitabın içinden doktor sıfatındaki karekterin alıntısıyla bu kadar muhteşem bitebilirdi bir kitap. Aynen şöyleydi,” Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, gördüğü halde görmeyen körler. Keyifli Okumalar...