Üç bin yıl ya da bunun on katı bile yaşasan, hiç kimsenin yaşamakta olduğu yaşamdan başka bir yaşamı yitirmediğini, yitirmekte olduğu yaşamdan başka bir yaşam yaşamadığını aklından çıkarma; bu nedenle en uzun yaşamın da, en kısa yaşamın da sonu aynı yere varır. Çünkü şimdiki zaman herkes için aynıdır, bu nedenle geçmekte olan da aynıdır; bunun için de yitirilen, bir andan başka bir şey değildir. Aslında hiç kimse ne geçmişi ne de geleceği yitirir, çünkü sahip olmadığı şeyi kim alabilir ondan?
Öyleyse şu iki şeyi unutma: Birincisi, ezelden beri her şey aynıdır ve hep aynı döngü yinelenir, bunun için yüz ya da iki yüz yıl ya da sonsuz bir zaman için aynı görünümü görmek hiç fark etmez; ikincisi, insan yaşlı da ölse, genç de ölse ölünce aynı şeyi yitirir; şimdiki zaman insanın yoksun kalabileceği biricik şeydir, çünkü sahip olduğu biricik şeydir, hiç kimse sahip olmadığı bir şeyi yitiremez.
Kendinizi çok fazla horlayan biri iseniz, birisinin sizi dövmesine, aşağılamasına, size pislikmişsiniz gibi davranmasına bile katlanırsınız. Niçin? Çünkü inanç sisteminiz şöyle der: “Bunu hak ediyorsun. Bu kişi benimle kalarak bana katlanıyor. Ben sevgi ve saygıya layık biri değilim. Ben değerli biri değilim. Yeterince iyi değilim.”
Başkaları tarafından kabul görmeye ve sevilmeye her birimizin ihtiyacı var ama öncelikle kendimizi kabul etmeyi ve sevmeyi bilmiyoruz. Kendimize duyduğumuz öz-sevgi ne kadar çoksa, öz-zarar da o kadar az olur.
Aşık bir insanın yapabileceklerini sınırı nedir sizce? Bu kitapla beraber bir sınırı olmadığını görüyoruz.
Ünlü besteci Bizet’in bu kitaptan ilham alarak yazdığı operası Carmen’i çok severim. Bu sebeple kitaba merağım olarak okumaya başladım.
Carmen büyü demektir. Bu kelime yazarın kendi buluşudur. çingene kadınlarının büyü, muska vs. yapmasından esinlenerek türetmiştir.
Bir onbaşı olan Don Jose, Carmen’in hapisten kaçmasına göz yumarak rütbesinden olur. Sonrasında tekrar tesadüf eseri bir eğlencede karşılaşırlar ve fark eder ki Carmen’i aklından çıkartamaz. Don Jose, bir subayı yaralamasından sonra Carmen’e kaçar ve onunla beraber olmak, ona ayak uydurmak için onun gibi yaşar, onun gibi çalışmaya başlar. Yani önce kaçakçılık, sonra soygunculuk yapar en sonda da cinayet işler. Sevdiği kadın için çok şeye katlanır ve yine sevdiği kadını paylaşamadığı için katil olur. Ama Carmen özgür ruhlu, başına buyruk, dik başlı bir kadındır. Hatta şöyle diyor kitapta, ‘Bana bir şeyi yapma dedin mi, ben hemen onu yaparım.’ Ve artık Don Jose’yi sevmediği için ölmeyi dahi göze alabilecek kadar asi ruhludur.
Bu ikilinin arasındaki aşkı, tutkuyu, toksikliği konu edinen 110 sayfalık, su gibi akıp giden bir eser. Kitabın sonunda da çingenelerin tarihi, dili, coğrafyası, inanışları hakkında ufak bilgilendirmesi vardır. Müthiş etkilendiğim bir kitap değil ama okuduğum için de pişman değilim. Kitapla kalın