Nörohikaye yazdım. Çayınızı, çorbanızı yanınıza alın da gelin :D
Yazarın okuduğum 2.kitabıydı. Daha önce Kadın – Erkek Beyni kitabını okumuştum. Dili akıcı ve sürükleyiciydi. Yazarın derdinin salt bir roman yazmak olmadığını hepimiz biliyoruz. Nörobilim uzmanı olan yazarımız bu bilim dalıyla ilgili teknik terimleri harmanlayarak bize bir roman yazmış. Sürükleyici bir romanın yanında bu terimleri bize öğretme,
Vuslatta aşk yoktur dediğinden midir bilmem, mutlulukla anılan aşka inanamazdı.
Aşk kanattıkça, coşturdukça, kıskançlarıyla sıkıştırdıkça yaşanırdı onun için .
Bir çift göze aşkla dokunursa gözleri başka gözlere bakıp da görmez. Baktığı gözünde başkasına karşı kör olmasını isterdi.
Ülke dolusu göz bakıyordu ona, onun gördüğü yalnızca kendi aşk
Oradaydık ve Şimdi Buradayız; Bir Hobbit Hikayesi...
———————°———————°———————°———————
Tolkien kitaplarını hangi sırayla okumalıyız? Hazırlamış olduğum rehber için YouTube linkine bakabilirsiniz.
youtu.be/QL9Jj27Voqo
———————°———————°———————°———————
Orta Dünya ile tanışmam kitaplar ile değil, Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi serisi ile olmuştu. İki binli yılların başlarıydı, yani 17-18
Kısa bir süre önce, Dostoyevski’nin okumadığım kitaplarını da bitireyim artık, demiştim. Sonra okuduğum, okumadığım diye ayırmadan tüm kitaplarını kronolojik bir şekilde okuma kararına varmam sonrası, bu büyük yazarı daha iyi anlamak amacıyla başladığım bir kitap oldu Henri Troyat’ın yazdığı bu biyografi. Hayatımdaki 1-2 olay neticesinde
Ağıtçılık...
Kökeni Sümerlere dayanan bir gelenek. Ölenlerin, bilhassa genç ölenlerin ardından duyulan acıyı dile getirmenin en hüzünlü şekli.
Ölen kişinin gençliği, güzelliği, iyilikleri, sevdikleri, hevesleri, sevdaları ve geride bıraktıkları ilmik ilmik işlenir ağıtlara. Tefekkür ile yas ve keder, dizelere nakşedilir bir nevi..
İnsanlığın var
Ne öyle Pamuk Prensesler ne de prensler var seveceğimiz... Hepsi bizim gibi insan yani. Aksıran ,tıksıran, sümükleri akan, ağlayan... Mucize beklemeyin!