Bir rüya ise yüreğimi ısıtan gözlerin Ve yalan ise tüm sözlerin, N'olur yalanların tükenmesin, Nefesim tükenmeden.
Aşk neydi? Bir kalbin derin nefesler alışı, gözlerin vücut üzerinde gezintisi miydi? Ten kokusuna duyulan arzu, çıplak bir bedeni kendi yüzünde hissetmek mi? Bu aşk kime yakın, hangimize?
Reklam
GÖĞE BAKMA DURAĞI İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var
Ve Sahnede Mazimiz İncecik dudakların Zambak beyazlığında tenin Lotus çiçeği tohumunda tadın Kokun Kokun ki betimsiz Yalnızlıklarımız
Saçlarını izliyordum uzaktan, Kulağının arkasına düşüsu ve burnun,herkesten başkaydı işte.. Güldüğü zaman yukariya bakardi Yukari kalkan kasın ve gülen gözlerin vardı Ne güzeldiler ! Ben seni seviyordum Kalbime sığmıyordu aklımdan gecenler duvarlara,vitrin camlarına,kaldırımlara çarpıyordu.. Geri donuyordu cogalarak..
Siz, aşık olanın ayakları yerden kesilir, dersiniz ya, bu böyledir çünkü aşk yeryüzüne ait bir şey değildir. Göğe aittir. Ulu, yüce, gözlerin erişemediği bir aleme aittir, oradan gelir. İşte ben, onun için aşık olmak istiyorum. Yere ve yeryüzüne ait şeyler bazen kalbimi incitiyor ve onları yerde bırakıp gitmek istiyorum. Gövdem yeryüzünde kalsın, ama kalbim, ruhum göğe yükselsin.
Sayfa 136
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.