"Kalabalıklar içinde onlarca yıl yüzmüş ve bu kalabalıkların onu taşıyıp beslediğini asla anlamamıştı, ama şimdi bir balık gibi yalnızlık sahiline vurmuştu, çaresizlik ve şahlanmış acılar içinde çırpınıyordu."
Birbirinden güzel, etkileyici ve farklı hikayeleri ile okuduğum en güzel kitaplardan bir tanesiydi. Köylüleri, sağlık sorunlarını ve buna karşı hiç bir şey elde edemeyişleri, devletin etkinliğini, aşkı, ızdırabı, yokluğu, çaresizliği derinlemesine işlemiş. Bu kitapta özellikle bozkır ve dağ hayatını, Anadolu hayatını en özel ve güzel şekilde okuyucuya aktarmış yazar. İçerisinde 13 hikaye vardı. Hepsini ayrı ayrı çok beğenmeme rağmen aralarında beni derinden etkileyen bir kaç hikaye öne çıktı. Bunlar; Ayran, Isıtmak için, Yeni dünya, Sulfata ve Hasanboğuldu. Uyku adlı hikayesi de çok güzeldi. Çok uzun saatler boyunca çalışmak zorunda bırakılan şoför ve içinde tehlike ile baş başa kalan yolcular. Nereden baksan sıkıntı nereden baksan ayrı bir inceleme gerektirir. Ama özellikle Ayran hikayesi beni çok fazla üzdü. Ayrı bir makale bile yazılmış onun hakkında inceleme yapılmış. Bu kadar yürek parçalayan bir hikayeye inceleme yapılması gerekirdi diye düşünüyorum.
Bu hikayeler toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla yazılmış olduğu için benim fikrimce içinde yer alan mesajlar üzerine düşünülmesi gerekir. Kısaca tavsiye ederim.
Yeni DünyaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 202127,2bin okunma
"Kim olursan ol... Dünya da kendisi için hiç bir şeyi olmayan bir insanın bile başkalarına yardım edecek bir şeyi vardır... Hiç olmazsa bir tek sözü.."
Sayfa 46 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
"Her şey yok olur. Geriye sadece daima akış halindeki kozmik güç ve öz kalır ve onlar da devinip tepkimeye girerek, rahip, asker ve kraldan oluşan ve hiçbir zaman son bulmayan karakterleri meydana getirir. Geçmişteki tüm o çağların bilgeliği şu yumurcakların ağzından nasıl da dökülüveriyor. Kimisi savaşacak, kimisi yönetecek, kimisi dua edecek, geri kalanlarsa, uygar devletin emsalsiz mucizelerinin ve muhteşem güzelliğinin kanlı gövdesi üzerinde durmak bilmeden tekrar tekrar yükselirken çalışıp didinerek fena halde acı çekecek."
Muhtesem bir eser daha okumuş bulunmaktayım. Ahmet Mithat Efendi, dönemin koşul ve özelliklerini öyle güzel anlatmış ki adeta orada sanki yaşıyormuşcasına hissiyata kapılıyorsun. Özellikle tasvirleri, betimlemeleri hiç sıkılmadan anlaşılacak düzeyde. Çeviri de çok önemli tabiki ve iş bankasının bu çevirisi gerçekten gerçeğe en yakın hali ile en