Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Herkes bir yerde birbirine çarpar bu alemde. Herkesin herkese anlatacağı birileri vardır. Bir yerlerde adı anılır herkesin. Sözün tükendiği yerde, bir isim kısa ömürlü kıvılcım olur.”
Kaldırımın altında cinayetlerden, katliamlardan, sahipsiz cesetlerden, tuzaklardan, havaya uçan, uçuran, uçurulan hayatlardan oluşmuş, katılaştıkça katılaşmış, yanık kokan bir alaşım akıyor. Dünya kanıyor, çürüyor kaldırımın altında; kimse farkında değil. Kaldırımın üstünde oyunlar oynuyoruz; evlilik oyunları, para kazanma, kaybetme oyunları, tatile çıkma, dinlenme, yorulma, sevişme, hatta dünyayı değiştirme oyunları. En fenası, "biz oyunun farkındayız" oyunu. "Oynamıyorum, havlu attım," deyip bunu pek güzel sahneye koyan, başkalarından, daha havlu atmamışlardan ya da hiç atmayacak olanlardan alkış bekleyenler de az değil. Onları görünce kimselere söylemeden -söyleyecek kimse bırakmadan çevremde- sessizce havlu attım. Fark mı bu?
Reklam
"Benim sözlerim eksildi Onunki de eksildi Zaten kelimeler sonludur" EDİP CANSEVER, "Bir Çiçek Sergicisi Der Ki"
Yarın pazar. Gelip tüneyemeyeceğim bu odaya - dalıma. Önceki pazar gibi olmasın da. Sabah erken yürüyüşe çıkmıştım. Ortalık kavrulmaya başlamadan dolaşayım biraz, belki açılırım, demiştim. Eskisi gibi dışarıda kahvaltı edeyim, bir dolu gazete alıp okuyayım. Buralardan kaçmayı kafaya koyduğum yıllarda defterimi, kalemimi alıp her zaman gittiğim çay bahçesinde oturdum. Gazetelerde başka bir hayat vardı. Elimdeki defterin boş sayfalarına, kalemin ucundaki siyah lekeye bakıp tek kelime yazmadan coştuğum, bir gün bütün sayfaları deli gibi yazıp çizip dolduracağımı düşlediğim zamanlar geldi aklıma. Gazetelerdeki hayat nasıl da albeniliydi. Sonraları çok yakınında oldum o hayatın. Burnumun dibinde yaşandı. İçine almadı beni ya da ben girmedim, ama tuhaf bir huzur vardı yakınımda olmasında. O sabahsa huzursuz oldum. Her şey kağıttaydı, kağıttandı. Bütün dünya hatta. Döndükten sonra beni sakin tutan, iyi kötü güzel zamanlarım da oldu hissiymiş. Bir daha dönemeyeceğimi o saat anladım. Sayfa boştu, hep boş olmuştu, boş kalacaktı.
Yok, utanmazdık birbirimizden, birbirimize sığınırdık. Yıllar sonra, kocaman kahkalarla andık o günleri. Büyümüştük - öyle sanmıştık. Geride kalmıştı bir dolu macera. Maceranın adı, tanımı değişmişti.
Reklam
Birileri vardı o yarım yamalak anladığım kitapları, yazıları yazan, ne zaman neler okumuşlardı da bunları yazıyorlardı, bilemiyordum. Geri kaldığımı hissetmeye başladım, hiçbir zaman yetişemeyecektim. Aldığım notlar, altını çizdiğim satırlar zavallı görünmeye başladı; zaman yavaşladı. Durdu. Durdum.
Sayfa 22 - İYİ OLACAK, İYİ...Kitabı okudu
Susarak konuşanları yargılayanlardan değildi. Sadece susuyordu.
Sayfa 23 - İYİ OLACAK, İYİ...Kitabı okudu
Aklıma televizyonda izlediğim belgesel geldi. Bir fizik kuralıymış, gözlenen nesne değişirmiş. Nazar mı değermiş, diye geçirmiştim aklımdan. Onun karşısında, onun bakışlarının altında değişiyor muyum yoksa? O gidince mi kendim oluyorum, onun yanında mı?
Sayfa 38 - TUTMAYAN FALKitabı okudu
Bak ben buyum işte, diyebilmek isterdim. Bunu sevdin sen. Bu tutukluğumu sevdin. Çevrendeki herkesten farklıyım. Herkesin her konuda söyleyecek sözleri, doğruları varken, benim kimseye diyecek bir şeyim yok. Kitaplardan alıntı yaparak konuşmam bundan. Birileri bir şeyler söyleyebilmişler. Bazen aklıma yatar gibi geliyor onların söyledikleri. Belki de haklısın, her şey kitaplardaki gibi sanmıyorum da, öyle olsun istiyorum.
Sayfa 40 - TUTMAYAN FALKitabı okudu
Reklam
Başka yerlerde aynı şeyleri yaşıyormuşuz gibi geliyor. Sanki aynı kitapta aynı satırların altını çiziyoruz, aynı hüsran duygusuyla aynı içkiyi yudumluyoruz - dostluk bundan ibaret. Basit bir eşzamanlılık.
Sayfa 46 - BUNDAN İBARETKitabı okudu
İçimde bir sızı. Olmamışın, yok olmuşun sızısı.
Sayfa 55 - ISLAK MUŞAMBAKitabı okudu
357 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.