Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.8
İNANILMAZ BİR KİTAP, İNANILMAZ ETKİLEYİCİ.Bu kitap o kadar güzel mesajlar veriyor ki özellikle 1995 te yayınlanmasına rağmen günümüzün adeta bir özeti gibi. Örneğin kitabın başında birbirine kötülük eden insanların aynı koğuşta toplanması fakat birbirini görmemesi aslında bence şu mesajı veriyor insan kendi ayıbına kördür bazen yaptığımız kötülükleri görmeyiz ve karşımıza çıkmaz zannederiz ama aslında o hep gözümüzün önündedir ayrıca yapılan hiçbir kötülük bize uğramadan geçmez kitapta kim kime kötülük yaptıysa aynı şekilde cezalandırılıyor. Kitabın ilerleyen sayfalarında anne baba hatta evladın bile zor zamanda yardım edemeyeceği de yanımızda olamayacağıda vurgulanıyor. Ayrıca insan her ne kadar modern ve eğitimli olursa olsun ya da öyle görünürse görünsün aslında bir yandan insanın ilkelliğini zor durumda kalınca bencilliğini çok derin bir şekilde hissettiriyor. Ayrıca insanın sağlığı yerinde olmadığı sürece sahip olduğumuz her şeyin gereksiz olduğunu da çok derinden hissettiriyor. Bir çok akımın izlerini taşıyor başta feminizm,realism, naturalizm ve modernizm. Muhteşem...
Roman özetle aniden bir şehirde bulunan insanların kör olması ve daha sonra bu salgından sonra yaşam mücadelelerini anlatıyor efsane bir kitap
·
Puan vermedi
Oblomov’un Ataleti
1800’lü yılların ortalarında yaşayıpta geleceği görmek bir kahin işi değil de nedir?
Kimi yazarlar kendi çağını, kuşağını yazar hatta bazıları çok iyi yazar ve sadece yaşadığı o dönemi anlamak için o yazar’ı okumak kafidir. Kimi yazarlar da yaşadıkları çağdan bakıp ileriyi, çok ileriyi görerek yazarlar. Hatta öyle bir yazarlar ki, bizim Z
Selçuk Uygur'un Kaleminden...
Türkiye’de son dönemde 2. Dünya Savaşı’na yönelik yükselmekte olan ilginin son meyvesi Rommel – Bir Yaşam Öyküsü sonunda raflardaki yerini aldı. Çöküş, Hitlerin Generalleri Konuşuyor, Savaş Günlükleri, Kardeşler Takımı, Vatan ve Führer için, Fotoğraflar I. ve II. Dünya Savaşı gibi Dünya genelinde ilgiyle karşılanmış olan eserleri çevirerek
Atatürk sürekli devrimcilik isteyen bir önderdi." Büyüme ve değişmeyi hazmetme kapasitesi bakımından geleneksel toplumların çok daha sınırlı ve dışlayıcı bir karakter gösterdiği gözlemlenmektedir."Atatürkçülük, yüz elli yıllık bir tarihi gelişimin son ve radikal ifadesi olarak yorumlanabilir. " " İdealizm ve devlet adamlığını
#okudumbitti#
Bu yazarın kitabını ilk defa duydum. Gonca Çakır'ın Ev Arkadaşım adlı kitabına bitirdim. Hikaye esas kızın ağzından anlatılıyor.
Asya, iç mimarlık fakültesini kazanan bir genç kız. Asya'yı büyükannesi ve dedesi büyütmüş. Hikaye de Asya'nın başka bir şehire okumak için gitmesiyle başlıyor.
Asya neyse ki okula yakın bir apart buluyor. Ama oraya gittiğinde ise işler hiç istediği gibi gitmiyor.
Asya da kelimenin tam anlamıyla günümüzün maalesef özeti olan yurt bulamama sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Yurtlar çok pahalı ve Asya'nın da az bir süresi var. Tabi bu arada büyük babasına da yalan söylemek zorunda kalır.
O yüzden de yurda yerleşemiyor. Asya bir çare ararken emlakçı olan esas oğlan Fatih'le tanışıyor.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra da tekrar yemekte tesadüfen karşılaşıyorlar.
Fatih ise Asya'ya ev arkadaşı olmasını teklif ediyor. Asya ilk başta tereddüt ediyor. Ama mecburen teklifi de kabul ediyor.
Neyse ki eve geldiklerinde ise ikisi de iyi anlaşıyor ve hatta git gide birbirine aşık oluyor.
Asya'nın evine giren hırsız sahnesinde heyecanlanmadım değil. Asya'nın başına gelenlere çok üzüldüm.
Kızda nazar var kesin.... Şule'yi ne yazık ki hiç sevemedim. Murat ve Şule'nin yaptığı plan gerçekten de pes dedirtecek cinsten. Sonu ise beklemediğim bir şekilde bitti.
"İyi de kimi zaman çok zeki olmak,aptal olmaktan beterdir..."
Trajedi, komedi, mizah, hiciv, ironi hepsi bir arada.. Okurken hem güldüren hemde düşündüren,rüşvetçi, aç gözlü çıkarcı,yozlaşmış bürokrasiyi, cahil halkı,mizahı bir anlatımla acımasızca alaya alır yazarımız.. Bu kitapta herkesin değeri rütbesi kadardır ve keşke sadece kitapta olsa günümüzün özeti gibi;
"Adamı gördünüz mü Pyotr İvanoviç? Adam dediğin böyle olur işte! Ömrüm boyunca böyle önemli birinin huzurunda bulunmamıştım; korkudan ölecektim az daha. Acaba rütbesi nedir, ne dersiniz Pyotr İvanoviç..."
Sıkmayan çok güzel bi anlatımı var, okurken aklıma Aziz Nesin geldi, üslupları birbirine çok yakın..
Ben beğendim tavsiye ederim...
Son olarak kitaptan bir kaç alıntı bırakıyorum;
"Ah, kim bilir neler konuşacaklar! Durup dinlemeye kalksan, bir süre sonra kulaklarını tıkamak zorunda kalırsın..."
"Artık dünya garip bir yer oldu; çelimsiz, ufak tefek adamlar bile önemli kişiler olabiliyor, ama kim olduklarını nasıl anlayacaksın ki?..."
"İyi de kimi zaman çok zeki olmak, aptal olmaktan beterdir..."
