[...] dünyanın nasıl bir yapısı olduğu sorunu, bizim algılayan ruhsal düzeneğimiz hesaba katılmaksızın, boş bir soyutlamadır, bunun da kılgısal bir önemi yoktur.
Sayfa 12 - Freud, Die Zukunft einer Illusion, X (1927)Kitabı okudu
BİLENLER BİLMEYENLER Nasreddin Hoca bir gün Akşehir de camide vaaz vermek için kürsüye çıkıp: “Ey cemaat bugün size ne söyleyeceğimi biliyor musunuz?” diye sormuş. Camideki topluluk: “Bilmeyiz” demişler. Bunun üzerine Hoca: “Siz bilmeyince ben size ne söyleyeyim.” diyerek kürsüden inmiş ve camide kendisini dinlemeye hazırlanan topluluğu yüzüstü bırakarak cübbesini giydiği gibi camiyi terk etmiş. Hoca ertesi gün yine vaaz etmek için aynı kürsüye çıkmış, bu sefer yine topluluğa aynı soruyu sormuş. Camideki topluluk bu sefer Hoca yı kaçırmamak için: “Biliriz” cevabını vermişler. Hoca bu sefer de onlara: “Mademki biliyorsunuz o halde benim söylememe ne lüzum var” demiş ve yine topluluğa küserek cübbesini giydiği gibi camiyi terk etmiş. Ertesi gün camideki topluluk Hoca yı vaazdan kaçırmamak için kimisi biliriz, kimisi bilmeyiz demeyi kararlaştırmışlar. Hoca ertesi gün vaaz etmek için kürsüye çıktığında topluluğa yine aynı soruyu sormuş. Topluluk da daha evvelden kararlaştırdıkları gibi bazıları biliriz bazıları da bilmeyiz diye karşılık vermişler. Bu sefer Hoca büyük bir ciddiyetle topluluğa dönerek: “Ne âla... Öyleyse bilenleriniz bilmeyenlerinize anlatsın.”
Reklam
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Nietzche Bu İşe Ne Derdi?
“Kimi kitapların belli bir okuma zamanı vardır, o eseri anlaman için öncesinde gelişmiş sabra, temel bilgiye ve ilgiye ihtiyacın olur” denirdi. Özellikle klasikleri ve düşünce kitaplarını okurken gerçekten hak verdiğim bir görüş oldu bu. Aksi halde ya sıkılıyorsun ya da kitabı bitirmiş olmak için anlamadan bitiriyorsun. Biraz uzun bir içerik
Nietzsche Bu İşe Ne Derdi?
Nietzsche Bu İşe Ne Derdi?Marcus Weeks · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018250 okunma
Bir bayram sabahına uyanıyorum, sıradan bir sabaha uyanır gibi. Oysa bayram sabahlarına her zaman farklı uyanılırdı. Neşe, coşku, sevinç, heyecan, mutluluk… Dünyada güzel olan ne kadar duygu varsa içinde barındırırdı bayram sabahları. Aklıma gelen bir düşünceyle portmantoya koşuyorum. Kapağı açıyorum büyük bir beklentiyle. Stilettolar, sneakerlar,
Zamanlama önemliydi, ama işin asıl zor tarafı doğru soruyu sormaktı.
Sayfa 24
"Yaralarımızı birbirimize gösterecek kadar soyunamıyorduk henüz birbirimizin yanında. Aramızda yükselen yılların kendimizle dün­ya arasında sertleştirdiği güvensizliğin kalın duvarını kolay kolay aşacağa benzemiyorduk. İkimizin de fazlasıyla farkında olduğu, varlığından rahatsızlık duyduğu ama bunun için pek bir şey yapa­madığı umarsız bir durumdu bu. Aynı sorunu yaşıyor, aynı tedirginliği paylaşıyor olmamız, birbirimize yardımcı olmamıza yetmiyordu. Ördüğümüz duvarın yorgunluğuyla arkasına sinip çöktüğümüz kendi güvenli bölge­mizde, ötekinin atlayıp buraya gelmesini ya da tamamen çekip git­mesini bekliyorduk. Bazı hikâyelerin başlamaması için bir an ön­ce bitmeleri gerekiyordu."
Sayfa 11 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.