Yağmur Kaçağı, Attila İlhan’ın aşkı, yalnızlıgı ve insanın iç dünyasını anlattığı bir şiir kitabı ve gerçekten insanı etkileyen bir eser gibi. Şiirlerde bir yandan duygusal bir hava var, ama bazen çok karamsar gibi de geliyor. Aşk, kitabın nerdeyse her satırında hissediliyor, ama bu aşk sadece mutlu bir duygu değil, daha çok özlemle karışık bir acı gibi. Şair, sevdiği kişiye olan özlemini öyle bir anlatıyor ki, okuyucu olarak o duyguyu hemen hissediyorsunuz ama bazen bu his o kadar yoğun oluyor ki anlamak zorlaşıyor. Şehir hayatı, insanların içindeki yalnızlık ve kaçış arayışları da şiirlerin içinde yer alıyor.
Bazen bir yağmur damlası üzerinden hayata dair çok şey anlatıyor, ama bu bazen çok karmaşık olabiliyor. Şiirlerde kullanılan dil hem sade hem de biraz ağır gibi, çünkü bazen imgeler çok derin anlamlar içeriyor ve herkes bunu kolayca anlayamaya bilir. Kitapta aşk sadece bir duygu olarak değil, aynı zamanda bir kurtuluş ya da bir kaçış gibi gösteriliyor, ama bunu yaparken bazen fazla dolambaçlı bir anlatım oluyor. Yağmur Kaçağı, insanın iç dünyasını ve hislerini anlaması için güzel bir yolculuk sunuyor ama bu yolculuk yer yer yorucu da olabiliyor. Okuyucu, hem şiirlerin hissettirdiklerinden etkileniyor hemde bu duygular arasında kendi iç dünyasında kayboluyor gibi.