Eli Kulağında; Eskiden birisi yanındakine, — Ezan okundu mu, dediğinde, eğer vakit çok yakın ise, — Okunmadı ama (müezzinin) eli kulağında; dermiş. Gerçekleşmesi pek yakın olan işler hakkında "(Henüz olmadı ama) eli kulağında!" deriz. Bu deyimin kaynağı Asr-ı Saadet'e, Bilal-i Habeşî'ye kadar uzanır. İslâmiyet yayılmaya başlayıp da Müslümanların sayısı artınca, namaz için onları bir araya toplamak üzere ezan okunması kararlaştırılmış ve sesi güzel olduğu için de Habeşistanlı eski köle Hz. Bilal, bu vazifeye seçilmişti. Ne var ki Medine'deki müşrikler ve diğer dinlere mensup olanlardan bazı tahammülsüz insanlar, ezan okunurken sesi duyulmasın diye gürültü yapmaya, çocukları toplayıp Bilal-i Habeşî ile alay ettirmeye başlamışlardı. Bunun üzerine Hz. Bilal, ellerini kulaklarına tıkayarak ezan okumaya başladı. Bilâhare müezzinler, ellerini kulaklarına tıkamayı bir tür Bilal-i Habeşî sünneti gibi gördüler ve ezanı öyle okudular.
408 syf.
9/10 puan verdi
Ahmet Ümit'in kendine has dili özgün konusuyla kolaylıkla okuduğum bir kitap. Üç arkadaşın peşine düştüğü bir cinayeti anlatan romanımız oldukça sürükleyici idi. Bu özgün konuyu çok sevdim ama samimi anlatımı daha çok sevdim diyebilirim. Bir okuyucu olarak kalmadım bu üç arkadaşın -onların haberi olmasa da :))- dördüncüsü oldum. Onlarla beraber oturdum, kalktım ,yedim., içtim, gezdim, suçluyu aradım... Fakat kitap sağ gösterip sol vurdu sonu hakikaten çok şaşırtıcıydı lakin daha sonra bu kadar şaşırmamam gerektiğini düşündüm kitabın yazarı ne de olsa' Ahmet Ümit' sıradan bir son bekleyemeyiz kendisinden.Şaşırtıcı sonları sevenlere -kim sevmez ki- tavsiyemdir.
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201627,5bin okunma
Reklam
ben cumartesilere aşığım. aslında şöyleydi: pazartesi günü neşeli, haftasonunun sarhoşluğunu üstümden atamamış, tatlı bir keyif içinde oluyordum. kendi kendime gezmeye gidiyor,evde annemle sohbet ediyor, akşamları gülüp anlatıyordum. salı günü yavaş yavaş düşüş başlıyordu. evde oturup kitap okuyor, sıkıntıyla dolaşıyor, dalıp dalıp gidiyordum. çarşamba, perşembe yanıma yaklaşılmıyordu. cuma yeniden heyecanlanmaya, gelip gelmeyeceği haberini beklemeye başlıyordum. ve eğer geliyorsa yine canlanıyor, cumartesi sabahı da neredeyse günışığıyla yataktan fırlıyordum. sanki bir gün önceden düşünmemiş gibi yeniden ne giyeceğimi bulmaya çalışıyor, aynanın karşısında birini giyip ötekini çıkartıyor, yine yüzümü beğenmiyor, saçlarımı topluyor, bozuyor, dağıtıyor, örüyor böyle öğlene kadar kendi kendime uğraşıp duruyordum. ne garip! onun bütün bunlardan hiç haberi bile olmadı. belki de böylesine aşık olunan hiçbir erkek, onların akıllarına bile gelmeyecek küçük ayrıntılar için ne çok çaba harcadığımızı bilmez. eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca 2 şeyden birini seçmek isterdim. biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. ama aslında bu kadar basitti işte: birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın... başucumda müzik / kürşat başar
2000'e doğru'nun her kapak haberi Türkiye gündemine bomba gibi düşüyor. Şimdiye kadar Türkiye basınında kimsenin cesaret edemediği tabuların üzerine cesaretle gidiliyor. Çok sert tartışmalar yapılıyor. Doğu Ağabey (Perinçek) hakkında "katli vaciptir" fetvaları çıkarılıyor. Yazıların uydurma olduğu söyleniyor, ama babam hepsinin kaynaklarını bir bir gösteriyor. Tartışmalar uzayınca dergi islam bilginlerine çağrı yapıyos."Gelin, Turan Dursun'la tartışın." Türkiye'de ne kadar islam bilgini varsa hepsine teklif götürülüyor. Kimse babamla tartışmaya yanaşamıyor. Çünkü biliyorlar ki, babam bu konuda, bırakın Türkiye'yi, dünyanın sayılı din bilginleri arasında...
Sayfa 33
201 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Doğru zamanda okudum sanırım, bana etkileyici geldi. Pek çok şeye sahip genç bir kadın hayattan tad alamadığı, yaşam amacını kaybettiği bir an intihar eder. Kurtarılır ve bir hastaneye kaldırılır. Kendine geldiğinde doktoru bir iyi bir de kötü haberi verir. Hayata döndürülmüştür; ancak intihar teşebbüsünün bedenine verdiği zarardan dolayı bir haftalık ömrü kaldığını öğrenir. Bir hafta içinde Veronika'nın hayatı sorgulayışı ölümle hayat arasındaki çıkmazı anlatılır
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201578,7bin okunma
450 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitab`ı Esengül`ün sayesinde keşfettiğimi belirtmek isterim ilk önce. :) Kitap, kız kardeşi hasta olduğu için dünyaya getirilmek zorunda kalınan diğer kız kardeş- Anna`nın hep ikinci olma, sırtına yüklenen " hayat kurtarma " zorunluluğundan bahsediyor. Kate, daha 3 yaşındayken ona lösemi teşhisi koyuluyor. Tek çare ilik nakli ve buna
Kız Kardeşim İçin
Kız Kardeşim İçinJodi Picoult · April Yayıncılık · 20191,462 okunma
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.