İncil, Tevrat ve Zebur, Allah tarafından indirilmiş kutsal kitaplardır. Yalnız, bu kutsal kitaplar insanoğlunun eline geçtikten sonra değiştirilmiştir. Her değiştirilmesinde Yüce Allah tarafından yeni kutsal kitap indirilmiştir. Son kitap olan Kuran-ı Kerim’de Allah, Hicr Suresi'nde ‘‘Kuran'ı biz indirdik, biz koruyacağız’’ kelamını etmiştir. Dolayısıyla, son kitap olan Kuran-ı Kerim hiçbir canlı tarafından değiştirilemeyeceği Allah tarafından dolaylı yoldan söylenmiştir. Bu durumu gören kötü niyetli, sözde İslam alimleri adı altında geçen zatlar, Kuran-ı Kerimi değiştirmenin mümkün olmadığını bilmektedirler. Dolayısıyla, mukaddes kitabı değiştirmek yerine İslam’ın muhtevasını değiştirme gayreti içine girdiler. Bu değiştirme girişimini yaratılan en yüce beşer olan Hz. Muhammed (sav)'in söylemediği sahte hadislerle değiştirmek gayretindedirler. Ve bu hadislere inanan Müslümanlar, İslam'ı yanlış tanımlayıp yanlış yaşamaktadırlar. Bu durumu şöyle somut hale getirmek isterim: Muhtelif ırkta gayrimüslimlikten, Müslümanlığa geçen zatlar şunu söylemektedirler: Biz İslam’ı eğer Müslümanlardan öğrenseydik, kabul etmemiz güç olurdu. Biz Kuran’ı öğrendik, Kuran okuduk, Kuran’dan Müslümanlığa geçtik derler. Dolayısıyla, İslam’la hiç münasebeti olmayan insanların Kuran’ı okuyup kendi dilinde mealini okuyup anlayıp Müslüman olabiliyorsa, biz de Kuran'ın cilt cilt tefsirini okumak yerine, Kuran'ın mealini okuyup doğru, salt bilgilere mealden ulaşmamız mümkündür. Allah mukaddes kitabının Zuhruf Suresinin 3. Ayetinde açık bir şekilde anlayacağımızı söylemiştir.