Bir Destandır Çanakkale
Biraz rüya, biraz sanrı... bir garip çatışmanın içine çekildi. Etrafını top sesleri dövüyor, toprak her gülle ile kabarıp havaya karışıyordu. Balçık renginde yıpranmış kıyafetleriyle etrafında koşturan askerleri hemen tanıdı! Kilitbahir Mecidiyesindeydi... Çanakkale Savaşı'nın Aziz askerlerinin arasındaydı. Kanlar içinde yatan henüz tüyü bitmemiş gençlerin, gözlerindeki elemi gizlemeye çalışan cesur subayların arasında yürüyordu. Zamanda geriye çekilmiş, dünya tarihinin en haklı savaşına şahitlik ediyordu. Düşman zırhlılarının yağdırdığı gülleler ayaklarının dibinde patlıyor, kahraman yaşıtları birer birer Şehit oluyordu. Yavuz rüyasında ağlıyor, eline tüfek alıp düşmana saldırma arzusuyla yanıyordu. Bir tepenin üzerine yerleştirilmiş bir batarya gördü. İlerledi. Toplarından ikisi kuma gömülmüştü. Bataryanın başındaki on dört asker hakkın rahmetine kavuşmuş, yerde yatıyordu. Vinci kırık üçüncü topun başında sağ kalmış iki kişi olduğunu fark etti. "Seyit, ne edecez, vinç kırık!" diye bağırdı biri. Onbaşı Seyit bir yerdeki mermiye bir şehit olan ön dört arkadaşına baktı. Eğildi, mermiyi kaldırmaya çalıştı. Olmadı! Yağa bulanmış ağır metal ellerinden kaydı, kavrayamadı. Onbaşı Seyit çömeldi, ellerini kuru toprağa batırdı, iyice ovaladı. "Ya bismillah" deyip ikinci kez hamle ettiğinde, sanki Yavuz'la göz göze geldi. "Birincisinde olmazsa... Allah'ın izniyle ikincisinde olur!" deyip 215 kiloluk mermiyi sırtlandı, merdivenlere çıktı, topun ağzına sürdü.
Sayfa 204Kitabı okudu
Bugün senin her tarafta çırpınıyor feryâdın; Tanınmıyor Tanrı'n, dînin; yıkılıyor mihrâbın; Çiğneniyor ırzın, hakkın, yakılıyor Kitâb’in; Boğuluyor dilin, duygun, horlanıyor Türk adın!
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Bu sahip, bu mürşit bütün hayatı boyunca, ölmeyen ümidi terennüm edecektir. Ümitten asla ayrılmayan iman prensibi de, hayatında olduğu gibi eserinde de sonuna kadar hakim kalacak­tır. İkinci Safahdt'ını Süleymaniye Kürsüsü'nde dua ile bitirdikten sonra, üçüncü Safahdt'ta Hakkın Sesleri'ne, Kur'an'a eğilerek kendini teslim etti: Bu haybetler, bu hüsranlar, bütün Senden, bütün Senden!
" Bir Sırp milliyetçisi olan İvo Andriç , Balkan Harbi sonrasında müslümanlara uygulanan soykırımdan ve insanlık tarihinin en dramatik göç hadisesinden hiç söz etmez. Yazık ki, başka milletin başına gelmiş olsa yüzlerce romana,şiire,filme, piyese vb. konu olacak bu büyük felaket, Mehmed Akif'in Hakkın Sesleri istisna edilirse, edebiyatımıza hemen hiç yansımamıştır. "
Sayfa 33 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hakkın Sesleri
Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza! Tükürün: Belki biraz duygu gelir arımıza! ... Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! Tükürün onlara alkış vuran kahpelere! .. Tükürün onların asla güvenilmez sözüne! .. Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!
"Yine hicrân ile çılgınlığım üstümde bugün... Bana vahdet gibi bir yâr-ı müsâid lâzım! Artık ey yolcu bırak... Ben,yalnız ağlayayım! "
Reklam
225 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.