" Âtîyi karanlık görerek azmi bırakmak... Alçak bir ölüm varsa,emînim, budur ancak. "
" Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün! "
Reklam
" İlâhî, kimsesizlikten bunaldım, âşinâ yok mu? Vatansız, hânümansız bir garîbim... Mültecâ yok mu? Bütün yokluk mu heryer? Bâri bir 'Yok!" der sadâ yok mu? "
" Şu küllenmiş yığınlar hep birer insan, birer candı! "
Hakkın Sesleri
... Medeniyyet denilen maskara mahlûku görün: Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!
Sayfa 188Kitabı okudu
8 Ekim 1912'de başlayan Balkan Harbi, milletimize 93 Harbi (1877 Rus Harbi)'nden sonra tarihinin ikinci en büyük felâketini yaşattı. Beş yüz senedir Rumeli'ye akmış ve yerleşmiş olan Anadolu çocukları (Evlâd-i Fâtihan), idareleri altında beş asırdır korudukları Bulgar ve Yunanlı teb'anın, düşmanla birlikte hareket eden "katliamcı çeteler"i tarafından çoluk çocuk katledildiler. Düşman, savaş bittiğinde Rumeli'de daha az Müslüman kalması için toptan öldürüyor ve Osmanlıdan iz kalmaması için mezarlıkları bile tahrip ediyordu. Bu mağlubiyetin ve bu facianın sebebi ise irkçılık ve parti çatışmalarıyla birbirine düşmüş olan subayların hatalı davranışları idi. Bu yüzden ordumuz, çoğu yerde hiç savaşmadan bozulup teslim olmuştu. 1913 yılı başından itibaren Rumeli'den gelen göçmenler ile duyduğu ve gördüğü facialar karşısında, üzüntüden kahrolan Âkif, yazdığı manzum tefsirlerle bütün bir milletin izdırabını dile getirmiş ve onun ortak lisanı olmuştu. Bunlardan, 30 Ocak 1913'te yayınlanan 72 mısralık bir tanesinin başına "İşte sana, onların kendi yolsuzlukları yüzünden ipissız kalan yurtları." âyetini koymuştu. Bu şiirlerin dokuz tanesi, aynı yıl yayınlanacak olan "Hakkın Sesleri" nde toplanacaktır.
Sayfa 44
Reklam
220 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.