Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
“ 1913’de bir Mustafa Kemal, yüzyıl sonrası için bile hayaldi, fantezi romanlarında bile yoktu” Merhaba, anı yakalamaya az kaldı. Eylül başında Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı kitabını okudum. Her zaman olduğu gibi öncelikle yazar hakkında yazayım. Falih Rıfkı, 1894 yılında İstanbul’da doğmuş. Cumhuriyet döneminin en etkin Türk gazetecisi
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Cumhuriyet Gazetesi Yayınları · 199810,1bin okunma
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
Reklam
ESKİ SOLCU CEM SANCAR DAN AYASOFYA YAZISI (Alıntı) Bu ülkenin mukaddesatçıları bu konularda dibine kadar haklıydı. Görmezden geldik. Murdar edilmiş çocuklardık. Devlet okullarında devşirildik... 'İslam ilerlemeye engeldi. Osmanlı çürük bir sistemdi. Padişahlar İngilizlerle müttefikti. Tasfiye edilmeliydi.' Seküler babama göre mahalledeki
"Dostum,iyi bir takım elbiseye ne zaman ihtiyaç duyacağını asla bilemezsin,"demişti. "Victor gibi konuşuyorsun,"dedim. "Viktor haklıydı." Birbirimize bakıp gülümsedik ama başka bir şey söylemedik; ikimiz de Victor'ı özlüyorduk.
Sayfa 176Kitabı okudu
Herkes gider dostum. Zaten kim verebilir ki bunun sözünü ? Kim gerçekten inanarak “gitmeyeceğim” diyebilir ? Dürüst ol kendine , bekleme . Sen o kadar güzel sevmişken o gitmeyi tercih ettiyse sakın bekleme . Gitti işte, nedenleri vardı ya da yoktu, haklıydı ya da değildi, düşünme . Gitti diye suçlama . Sus mesela , susmayı dene , ona sarıl . Üzül , ağla , bağır. Tamam ama bunu kimseye gösterme ... Terk edilmenin de bir raconu var öyle değil mi ¿ Güçlü dur . Bırak insanlar , “ne hale geldi” demenin hazzını yaşamasın ! Saygı duy gidene , içinde bitirene kadar çöpünü dahi atma . Anılarını yaşat ...
Birinci Gazze Muharebesi
27 Mart günü öğleden sonra Gazze’ye geldiğim zaman şehrin üzerinde yalnız düşmanın hafif topçu ateşi vardı. Binbaşı Tiller’i cesurca mukavemetinden dolayı tebrik edip kendisinden olanlar hakkında tafsilatlı rapor aldıktan sonra İngilizlere karşı mukabil bu taarruza geçip geçmemek gibi zor bir karar karşısında bulunuyordum. Her türlü taarruzdan bizi kayıtsız ve şartsız men eden Cemal’in bir telgrafı beni bu hususta bir karar almaktan kurtarmış bulunuyordu. Paşa, birkaç gün sonra muharebe meydanını teftiş etmek ve kıtalara cesurane müdafaalarından dolayı teşekkür etmek için cepheye geldiği vakit beni, işlerime yapmış olduğu yeni müdahalesinden dolayı canım sıkılmış bir halde görünce bana şöyle demişti: “Sevgili dostum, emriniz altında bulunan kıtaların Alman değil, talim ve terbiyesi henüz o derece ilerlememiş olan Türk kıtaları olan olduğunu unutmamalısınız. Müdafaada Türk piyadesinden her şeyi talep edebilirsiniz; fakat taarruzda o, cesur olmakla beraber bu hususta gerekli olan talim ve terbiyeyi görmemiştir. Taarruz hakkındaki Alman düşünceleriniz güzel ve iyidir amma sizinkiler gibi subay ve astsubaylar olursa! Fakat burada siz, Türklerle çalışmak mecburiyetinde olduğunuzdan bu husustaki bilgilerinizi değiştirmek mecburiyetindesiniz.” Cemal, şüphesiz bu sözlerinde haklıydı. Fakat bilgiyi değiştirmek kolay bir iş değildi! Evet, o bilgi ki hemen yirmi sekiz senelik hizmet müddeti içinde her gün işletilmiş ve talimlerle kökleştirilmişti.
Sayfa 275 - Yeditepe Yayınevi; 1. Baskı: Kasım 2007, İstanbulKitabı okudu
Reklam
REŞAT NURİ, BENİ OKULDAN BİR HAFTA TARD ETTİRMİŞTİ Reşat Nuri Güntekin (1889-1956) Anılar insanları aldatırmış. Beni de aldattığı olmuştur. Ama tüm anılar değil. O, karıncayı bile ezmezdi. Damga [1924], Dudaktan Kalbe [1925], Akşam Güneşi [1926], Çalıkuşu [1922], Bir Kadın Düşmanı [1927], Hırçın Kız [?] şunlar bunlar. Olağan İşler [1930] ve
67 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.