hale kumbaroğlu

hale kumbaroğlu
@halekum
ankara
23 Ağustos 1989
23 okur puanı
Nisan 2022 tarihinde katıldı
Öfkenin örtülü hali
... iç içe yaşamın sürdüğü, bireysel, kişisel alanların, duygusal sınırların korunamadığı durumlarda pasif agresif davranışlar da artar. Bireyselleşmenin ve sınırların net olduğu durumlarda azalır; "Bu benim için uygun değil", "Şunu istiyorum" demek olağan karşılanır. ... "İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler"...
Sayfa 46 - Hira Selma KalkanKitabı okudu
Reklam
Saldırganlık ve ölüm dürtüsü üzerine
... öteki yalnızca bize benzer olanları, hemcinsleri ve aileyi işaret ediyor olamaz. Öteki, tam da dışarıda bırakılanla ilişkilenmemize olanak veren olacaktır. "İnsan, ötekisiz olamaz" ifadesi yalnızca başka insanlarla birliktelik olarak anlaşılmamalı. Öteki olarak muhatap alınan her ne ya da her kim ise onu bize dış kılan, öteki yapan unsurlara yer açılmalıdır.
Sayfa 39 - İshak SayğılıKitabı okudu
And it was at this moment, as I stood there with the rifle in my hands, that I first grasped the hollowness, the futility of the white man's domination in the East. Here was I, the white man with his gun, standing in front of the unarmed native crowd -seemingly the leading actor of the piece; but in reality I was only an absurd puppet pushed to and fro by the will of those yellow faces behind. I perceived in this moment that when the white man turns tyrant it is his own freedom that he destroys.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çocuklarımın sevgisiyle, gerçek dostlukların sadakati hayat gemiciğimi barış limanlarında koruyan değerlerdir.
Sayfa 304Kitabı okudu
That is invariably the case in the East; a story always sounds clear enough at a distance, but the nearer you get to the scene of events the vaguer it becomes.
Reklam
Bir yangın yavaş yavaş diğerinin alevini söndürdü.
Sayfa 269Kitabı okudu
"... insan hayatında iz bırakan hatıraların kendisine hiçbir şey ifade etmediği, etrafına baktığında anlatacak hiçbir hikayesinin kalmadığı bir döneme girebilir mi, merak ediyorum. Sanki oradaki isimsiz, belleksiz nesnelerle birlikte değilmişsin gibi, sanki hayatını oluşturan ufak tefek parçaların arasında artık yerin yokmuş gibi, sanki hiç olmamışsın gibi."
Sayfa 219Kitabı okudu
Taşınmak bu demekti zaten, terleme, homurdanma, eşyaları kol gücüyle itekleme, sonra da kaosun yerini, yavaş yavaş düzene bırakması.
"Anne-babaların başına gelen hep mudur," diye merak etti, "çocuklarının temkinli yaklaşmayı öğrendikleri kadınlara ya da adamlara dönüştüğünü izlemek? Peki, onlar bize baktıklarında ne düşünüyorlar acaba? Ne kadar zor, ne kadar sıkıcı olduğumuzu mu, onları nasıl hayal kırıklığına uğrattığımızı mı?"
İnsanları biliyorum, şehirleri, çiftlikleri, tepeleri, nehirleri ve kayalıkları biliyorum, tepelerdeki bir otlağın bir kenarında güz sonu güneşin nasıl battığını biliyorum; ama bütün bunları bir sınıra bağlamanın, ona bir ad takıp bu adı taşımayan yerleri sevmemenin ne anlamı olabilir? Ülkesini sevmek nedir; başka ülkeleri sevmemek mi? Öyleyse iyi bir şey değil bu.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
... aslında burada hiç kimsenin, kadınların başka yerlerde olabileceği gibi çocuk bakımına -psikolojik ve fiziksel olarak- sıkı sıkıya bağlanmadığı anlamına geliyor. Zahmet ve ayrıcalık oldukça eşit paylaşılıyor, herkes aynı riske veya seçim hakkına sahip. Bu yüzden de burada hiç kimse başka yerlerdeki özgür erkekler kadar özgür değil.
İnsanlık güçlü ve zayıf, koruyucu/korunan, hükmeden/hükmedilen, sahip olan/sahip olunan, aktif/pasif diye ikiye bölünmemiş. Kış'ta insan düşünüşünü belirleyen o düalizm eğilimi tümüyle azalmış ya da değişmiş durumda.
Geri17
117 öğeden 106 ile 117 arasındakiler gösteriliyor.