Uzun zamandır okuduğum en iyi tarihi/edebi romanlar arasında ilklere girdi. Mükemmel bi kalem, kesinlikle okunmalı. “Zaten görülen ve görülmeyen bütün düşler, bu karanlığın ta kendisi değil miydi?”
Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. twitter.com/elemdide
Vahşi kapitalizmin insanları nasıl mülksüzleştirdiğini, sınıfsal uçurumu nasıl derinleştirdiğini, hayatta kalmak için sisteme uyum sağlamaya zorladığını, uyum sağlamayanları yok ettiği, ırkçılığı ve nefreti nasıl körüklediğini anlatan mükemmel bir kitap.
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,1bin okunma
“…Allah’a çağırışın bu türlüsünde, samimi olmanın şart olduğu bir fedakârlık sınırındayız. Hiç bir bâtıl din, her gün, ama her gün, ortalık ışımaya başlarken, kurt kuş uykuda iken insanı ayağa kaldırmaya cesaret edemez. Nitekim edememiştir.”
Rus Edebiyatının güçlü kalemlerinden Dostoyevski’nin her kitabı ayrı ayrı okunmaya ve kafa yormaya değer. Okuduğum her satırın canlılığını hissettirdi, heyecanlandırdı, sıkıntıya sürükledi. Raskolnikov edebiyatın en sıradışı en güçlü karakterlerinden biri olarak aramızda yaşamaya devam edecek…
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2015158,8bin okunma
Konuya başlangıç için güzel bir kitap. Kapitalizmin çelişkileri ile ekolojik tahribat arasındaki ilişkiyi anlamak açısından bir çerçeve çiziyor, okunmalı.
“Popülistler sadece ve sadece kendilerinin halkı temsil ettiğini iddia eder. İktidar için mücadele ederken popülistler siyasi rakiplerini ahlaksız ve yozlaşmış elitler olarak tasvir ederler; iktidara sahip iken ise hiçbir muhalefet onların gözünde meşru değildir.”
Yaraların kabuğu kolayca kaldırılıyor,
halkın doğurgan dünyasına dalmakla.
onların güneşe çarpan sesini anlamayan,
dört duvarın, tel örgünün, meşhur yasakların sahipleri;
seyir bile edemezken içimizdeki şenliği,
yılgı yanımıza yanaşmazken,
bizi kıvıl kıvıl bekliyorken hayat;
yıkılmak elinde mi?