Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anadolu Selçuklu Devleti 1235'te Moğolların üstün egemenliğini tanımak zorunda kalmış, asıl Moğol egemenliği 1243'te Moğol generali Baycu'nun kalabalık bir Moğol ordusu ve Moğol- Türk aşiretleriyle Anadolu'yu istilâsı ile gerçekleşmiştir.
Anadolu Selçuklu Devleti 1235'te Mogolların üstün egemenliğini tanımak zorunda kalmış, asıl Mogol egemenliği 1243'te Mogol generali Baycu'nun kalabalık bir Mogol ordusu ve Mogol-Türk aşiretleriyle Anadolu'yu istilâsı ile gerçekleşmiştir. 13. yüzyılın ikinci yarısında Orta-Anadolu'da Mogol baskısı gittikçe güçlenmiş ve Türkmenlerin bu baskı altında Batı-Anadolu'da Bizans topraklarını istilâsına yol açmıştır.
Reklam
. ''Yaşamı kısa oldu ama düşüncesi yüzyıla damgasını vurdu. Müstesna kişiliği ona, savaşlar ve devrimler (içindeki) dramatik bir dünyada kılavuz rolü hazırladı...'' * . *Halil İnalcık, Atatürk ve Demokratik Türkiye, Kırmızı Yayınları, İstanbul, 2007 .
Sayfa 206Kitabı okudu
Öte yandan kaydetmek gerekir ki, timar sistemi dolayısıyla Osmanlı idaresi köyde sipahiye, reâya ve toprak üzerinde bazı kanûnî haklar tanımak zorunda kalmıştır ki, bu haklar bütün sınırlama ve kontrollere karşın çoğu kez kötüye kullanılmıştır.
Sayfa 285
"Bozgun sonunda genel olarak düşman donanması Çanakkale Boğazı'nı abluka altına alarak Girit'e yardım gönderilmesini önlemiş, Osmanlı payitahtını tehdit altına almış, Hristiyan Avrupa'nın birleşip topyekûn bir saldırı tehlikesi ortaya çıkmış, özellikle Habsburglar karşısında devlet zayıf düşmüş, düşmanın Erdel(Transilvanya) ve Macaristan üzerinde nüfuzu artmıştır.Bu durumda Osmanlı Devleti'nin başındakiler, özellikle Valide Turhan Sultan, çaresizlik içinde Köprülü Mehmed Paşa'yı çağırıp kendisine bir dikta rejiminin tüm yetkilerini tanımak zorunda kalacaktır."
Neyse ki Ziya Gökalp'in tarihi kişiliğine hak ettiği ilgi ve saygıyı gösteren bilim adamı ve aydınlarımız da az değildi ve bunlardan biri de Kırımlı göçmen, tüccardan Osman Nuri Bey'in oğlu, dünya çapında ün yapmış tarihçimiz Profesör Doktor Halil İnalcık’tı (doğum. İstanbul, 1916). İlerlemiş yaşına karşın 1943 yılından beri yayımlanan eserlerine yenilerini katan Sayın İnalcık, son kitaplarından birinde Ziya Gökalp'le ilgili olarak şın1lara dikkat çekiyor: Yaşamı kısa oldu ama düşüncesi yüzyıla damgasını vurdu. Müstesna kişiliği ona, savaşlar ve devrimler (içindeki) dramatik bir dünyada kılavuz rolü hazırladı... Etnik kökenini deşmek isteyenlere karşı cevabı açıktı. Diyordu ki: Atalarım Türk olmayan bir bölgeden gelmiş olsalar bile kendimi Türk sayarım. Çünkü bir adamın milliyetini belirleyen (unsur) ırksal kökeni olmayıp (aldığı) terbiye ve (içindeki) duygulardır. Ziya Gökalp'in ulusal kimlik konusundaki bu görüşü, Atatürk Türkiye’sinin millet-vatandaş anlayışına esas olmuştur. . .
Reklam
Neyse ki Ziya Gökalp'in tarihi kişiliğine hak ettiği ilgi ve saygıyı gösteren bilim adamı ve aydınlarımız da az değildi ve bunlardan biri de Kırımlı göçmen, tüccardan Osman Nuri Bey'in oğlu, dünya çapında ün yapmış tarihçimiz Profesör Doktor Halil İnalcık’tı (doğum. İstanbul, 1916). İlerlemiş yaşına karşın 1943 yılından beri yayımlanan