"Ya şimdi ya hiçbir zaman!.. Var olmak ya da yok olmak!.."
"Şimdi ne yapmalıydı? İleri mi atılmalıydı, yoksa olduğu yerde mi kalmalıydı? Bu Oblomovca soru, Oblomov için Hamlet'inkinden daha derindi. İleri atılmak, uzun hırkasını yalnız omuzlarından değil, zihninden ve ruhundan atmak, tozları ve örümcek ağlarını yalnız duvarlardan değil, gözlerinden de silmek, dünyayı yeniden görmek demekti. "
“Ophelia, çiçekler büyüyor güzelliğinden..."
Reklam
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken? Kim ister bütün bunlara katlanmak Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya Ürkütmese yüreğini?
Neye yarar insan, dünyaları kazanıp ruhunu kaybettiyse?
Örneğin, erkeklerin edebiyatta yalnızca kadınların aşığı olarak gösterildiğini ve diğer erkeklerle, askerlerle, düşünürler ve hayalperestlerle olan arkadaşlıklarının hiçbir zaman anlatılmadığını varsayalım. Shakespeare’in oyunlarının ne kadar küçük bir bölümünde yer alabilirlerdi o zaman, edebiyat nasıl da değer kaybederdi! Muhtemelen Othello’nun büyük bir kısmı ve Antonius’un da önemli bir bölümü yine de elimizde olurdu. Ama ne Sezar, ne Brütüs, ne Hamlet, ne Lear ne de Jaques’den söz edebilirdik. Edebiyat, akıl almaz derecede fakirleşirdi; tıpkı kadınların yüzüne kapanan kapılar yüzünden hesap edemeyeceğimiz kadar fakirleştiği gibi.
Reklam
Seni unutmak ha? Aklımın kara tahtasından silerim de de bütün boş anıları, Gençligimden, öğrenciliğimden kalanları Yalnız senin buyruğun kalır.
Çünkü doğruluğun gücü güzelliği kendine benzetinceye kadar güzelliğin gücü doğruluğu bir kahpeye çevirebilir.
Reklam
Bütün gece ötermiş bu sabah kuşu, Hiçbir ruh çıkamazmış o zaman dışarı, Tertemiz olurmuş geceler.
Buzlar kadar el değmedik, karlar kadar temiz de olsan çamur atılmaktan kurtulamayacaksın.
Büyük sevgide, küçük kuşkular korkuya döner, Küçük korkular büyüdükçe artar büyük sevgiler.
Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak, En çabuk unuttuğumuz șeydir, ne yapsak. Tutku bitti mi, istem de biter gider, Atesli sevinçler de kederler de Yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte Sevincin en coștuğu yerde dert en çok yerinir, Bir dokunmada dert sevince döner, sevinç dertlenir. Madem bu dünya bile yok olacak bir gün Sevginin bitmesine insan neden üzülsün? Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi? Daha kimseler çözmedi bu bilmeceyi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.