Sosyal bilimcilerin anlatıları her ne kadar bir mefhumu ele alıyor olsa da, anlatıların toplamı yazarının kendi zihin dünyasını ifşa eder. Bir derdi olan, merakını kovalayan yazarın söylemeye vardıkları onun metninin bir köşesinde deşifre olmayı bekler. Bu, bir bakıma özel hayata ilişkin olan veya toplumsal olanın kasti bir şekilde