Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her Şey Sende Gizli Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine, Bu hasret bizim...
Reklam
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Evet, sen yoktun ama ben her gece seninleydim rüyalarımda; yarasalar uyanır, baykuşlar öterken, her karanlık çöküşü, senle sohbet ettim, hasret giderdim. Etime takılmış bir çengel gibi her yere taşıdım ismini ve şimdi senin için uzak bir hatıradan ibaret olsa da özlüyorum o eski günleri.
''Julian odasına girdiğinde, ilk düşüncesi şu olmuştu: ''Tanrım! Mutlu olmak ve sevilmek! Hepsi bundan mı ibaret yoksa?'' Bir insanın uzun süre hasret duyup da sonunda özlem duyduğu şeyi elde ettiğinde hissettiği, o şaşkınlık ve sinirlilik durumunu yaşıyordu. Hasret, insanın alışık olduğu bir durum olur da, birdenbire ortadan kalkarsa, bu boşluğu dolduracak olan anılar, henüz yeterli olgunluğa sahip değillerdir.''
Sayfa 96 - İlya Yayınları
Reklam
Sabaha güvenme! Güneşin kimler için doğacağını bugünden kestiremezsin...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.