''Gün ışığını hiç görmemiş köre, doğanın ezgilerini hiç dinlememiş sağıra, ruhunun sesini hiçbir zaman dile getirememiş ahmağa üzülüyorsunuz da, edep gibi yalancıktan bir bahaneyle, mutsuz dertli kadını deli eden, elinde olmadan iyiyi görmesini, Tanrı'yı duymasını, inancın ve aşkın saf dilini konuşmasını engelleyen gönül körlüğüne, bu ruh sağlığına, bu bilincin dilsizliğine üzülmek istemiyorsunuz.''