Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
İlk önce kitap çok güzel, kendi ömrünü sadece bir adamı düşünerek ve severek geçiren kadın ve onu hiç bir zaman hatırlamayan o adam.
Kadın son şansını bir mektup ile kullanarak belki beni hatırlar düşüncesiyle yazar, ama adam hatırlasa bile kavuşmaları imkansız olması çok üzücü.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022227bin okunma
Herkese selamlar
Daha önce Mine Söğüt okumamışsanız bu kitap tanışmanız için çok güzel olur diye düşünüyorum. Yani en azından benim için öyle oldu. Yazarın okuduğum ilk kitabı ama asla son olmayacak bundan eminim.
Kitapta biri bebek beş sokak insanının yaşamı anlatılıyor. Beş farklı isim, beş farklı hayat hepsini ortak bir noktada buluşturan ise bilinmeze doğru sürüklenen hayatları.
Aşık olduğu adam artık kendisini satmasın diye bacaklarını kesen Efsun Abla..
Kim olduğunu hatırlamayan Adnan Abi..
Annesi gözleri önünde babası tarafından öldürülen Hülya..
Birdenbire bütün düzenini bırakıp sokaktaki tekinsiz hayata karışan Musa..
Ve çöpte bulunan bebek Matruşka..
Biz bu kitabı her ne kadar roman diye okusakta aslında bazen yeterince önemsemediğimiz veya önemsedikten sonra çabucak unuttuğumuz, bazen vicdan azabıyla bazen de hor gözlerle baktığımız sokaktaki insanların 'gerçek' yaşamını okumuş oluyoruz. Bir yerlerde böyle hayatların yaşanıyor olması o kadar üzücü ki..
Henüz okumadıysanız bir şans verin derim.
Sağlıcakla kalın, kitapla kalın
O kadar uzun zamandır listemdeydi ki Twisted serisi sonunda ilk kitabını bitirdiğime inanamıyorum.( Teknik olarak 2022'nin son kitabıydı.) Ülkemizde Çarpık Aşk olarak geleceğini biliyorum ancak öncesinde okuyup bakmak ve sevmemişsem kitabı almamak gibi bir düşüncem var artık. O yüzden de bir artı oldu bana çünkü indirim kovalayıp kitabı
Şehirler kurulup yıkılıyor, medeniyetler gelip geçiyor. Kimi iz bırakıyor yeni gelenler o izler üzerinde yükseliyor. Kimi tarihe karışıp geride toz zerresi bile bırakmıyor. Bir yandan yeni bir hayat başlıyor, başka bir yerde hayatlar son buluyor. Kimi Tanrı'sına dua ve şükür ederken, bir başkası hala Tanrı'sını arıyor. Peki kim bu Başkalarının Tanrısı?
Deli gibi aşık olduğu adam onu artık başka erkeklere "satamasın" diye bacaklarını kesen Efsun abla. Hayatını her gece başka başka erkekler aracılığıyla kazanan Hülya. Geçmişini, nereden gelip nereye gittiğini hatırlamayan, hafızasını yitirmiş Adnan abi, kurulu düzenini, evini, ailesini, işini terk eden şair Musa, hayatı çöpte başlayan bir bebek... Türlü sebepler ve olaylar vesilesiyle yolları kesişmiş bu beş insanın yaşam mücadelesini, hayata tutunma çabalarını, sokaklarda geçen günlerini okuyoruz bu eserde. Her birinin hayatı algılama biçimleri, hayat hakkındaki görüşleri, tecrübeleri, aralarında geçen konuşmalar bizi de yaşama dair bir sorgulamaya itiyor. Farklı tatta bir şeyler okumak isteyenlere kesinlikle öneriyorum
Westmoreland serisinin son kitabı olan Sen Gelmeden Önce önceki kitabı okuyan herkesin de bildiği üzere Stephan’ın hikayesine giriş yapılmıştı. İçinde Aşk Saklı’nın sonunda büyük bir hüsran yaşayan Stephan bu kitapta karşımıza bambaşka biri olarak çıkıyor.
Aldığı yeni unvanlarla beraber bekarlığının keyfini süren Stephan bir akşam yaptığı kaza
·
Puan vermedi
Hiç acı çekmeyeceğiniz bir gelecek teklif edilse kabul eder miydiniz?Ben kitaptan bahsederken siz bunu ciddi olarak düşüne durun. Bir kere kitabı çok sevdim,kurgusunu beğendim. Bir gün uyandığında ismini dahi hatırlamayan Bay M. evde hazırlanmış bir bavul ve tren bileti bulur. İçgüdüsel olarak bilette yazan trene biner. Çok garip bir trendir ama.Kendisi gibi hafıza kaybı yaşayan Bay G. ve kitabın kilit karakterlerinden olan Palyaço diye hitap ettikleri esrarengiz bir adam daha vardır trende. Sonra anlayacaktır ki bu tren bildik bir tren değil,onun hatırlayamadığı geçmişiyle bağ kurmasını sağlayacak bir araçtır. O yüzden kimler kimler biner iner,zaman mekan göreliliği yaşaya yaşaya her şey daha da netleşecektir.
Peki trenin son durağı neresidir derseniz size en başta sorduğum soruda saklı cevabı ve tabii bir de okuyarak görmeniz en münasibiYıllar önce başka bir kitabını okuyup beğendiğim Mehmet Eroğlu’nun bu kitabını çok merak ediyordum ve içimdeki ses çok beğeneceğimi söylüyordu,iç sesime aramızdaki güveni sarsmadığı için teşekkür ediyorum
Pişmanlıkların,acının hayatımızda nasıl bir değerinin olduğunu hatırlatan ve sadece Bay M. yi değil sizi de çok güzel bir kişisel yolculuğa,hesaplaşmaya çıkaran bu trene binmenizi tavsiye ederim.
