Beyni her an ulaşılabilen, hayali ve gerçek anılarla dolu bir depo gibiydi. Deponun içindekiler her zaman düzen içinde sıralanmış onun teftişine hazır beklerlerdi. Belli bir anda her ne olursa, Martin'in zihni derhal, onun antitezini ya da benzerini genelde görüntü olarak ifade edilmiş biçimiyle bulup çıkarıyordu. Bu işlem öylesine otomatikleşmişti ki, imgeleminin yaşanan ana ayak uydurmakta bir an olsun tökezlediği görülmemişti.