Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey bu ümmetin yöneticileri!
Ey ümmetin âlimleri! Ey bu ümmetin şeyhleri! Ey stadyumlarda alkış tutan ve orada burada zaferi kutlayan taraftarlar! Ey ünlüler! Gazze halkı merak ediyor... Kedi eti yemek caiz midir? Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki: Gazze'de ki çocuklar ağaç yapraklarını yiyorlardı!!! Fosforlu suyla kuru ekmek yediler!!! Bu dönemde Gazze halkı ağaç yaprakları yiyor!!! Oradan birine canlı desen de, dediğin kişiye orda hayat yok...
Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur.
Şems-i Tebrizi
Şems-i Tebrizi
Reklam
“Ve hayat dibin daha dibi var mı dediğin yerde her zaman bir dip daha olduğunu sana gösterir. Yeniden başlayarak kefaretimizi ödüyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz. Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır."
Bir gün gelir, Açmaz dediğin çiçekler açar, Gitmez dediğin dertler gider, Bitmez dediğin zaman geçer, Hayat öyle bir sır ki; Önce şükür, Sonra sabır, Sonra da inanmak gerek.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana çok güzel özetlemiş; Bir gün gelir, Açmaz dediğin çiçekler açar. Gitmez dediğin dertler gider. Bitmez dediğin zaman geçer. Hayat öyle bir sır ki; Önce Şükür, Sonra Sabır, Sonra da inanmak gerek.
Bunca telaş, koşturmaca, hırs, bunca çaba ne için ki; hayat dediğin güneşli hava, masmavi deniz, ağaçlar, kuşlar ve bir avuç fındıklı akide şekeri. Sonrası toprağın altı hepsi bu… ~~~alıntı~~~
Reklam
"Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım..."
İvan Gonçarov
İvan Gonçarov
Oblomov
Oblomov
İyi Oluş Günlüğü
Senin de kendini çözülmeyi bekleyen bir yün yumağı gibi hissettiğin zamanlar oluyor mu? Biri gelse de içimdeki bu düğümleri çözse dediğin? Kalbindeki düğümlerin, zihnindeki tilkilerin yoğun trafiğinden kendi sesini bile duyamadığın zamanlar... İşte duygu ve düşüncelerimizle iletişimimizi kaybettiğimizde, onları dinlemek yerine onlardan köşe bucak kaçtığımızda, kalbimiz- deki ve zihnimizdeki yankıları yok saydığımızda başımıza gelen tam olarak bu. Zaten böyle böyle kapatmadık mı açılmak, nefes almak isteyen kalbimizi? Belki tamamen iyi niyetle, dertlerinin, acılarının, san- cılarının o kadar da büyük olmadığına ikna ederek, içimizdeki seslerin birer birer susmasına sebep olduk. Kendimizi zihnimizin oynadığı illüzyonlara teslim ettik. “Abartma.” “Büyütme.” “Bunda üzülecek bir şey yok.” “O kadar da kötü değil.” Belki sen de ne zaman canın yansa, kendine bu cümleleri kurarak hislerini yok saydın, onlara sırtını döndün. Hiç gerek yoktu ki... Beyaz da olsa siyah da; tüm hislerin biricik, sana ait. Canın yanı- yorsa, yanıyordur.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.