Demek geziyorsun böyle... Çok güzel, kendine şanlı bir kader seçmişsin şahinim. Zaten gerekli olanda budur. Gezip görecek, hayatın tadını çıkaracak, sonra da yatıp öleceksin, gerisine kulak asma. Onun bu görüşüne karşı ileri sürdüğüm düşünceleri kuşkuyla dinleyerek: Hayat ha! Başka insanlar ha! diye sürdürdü sözlerini. Hele hele! Sanane bunlardan, senin kendi hayatın yok mu? Başka insanlar sensiz yaşıyorlar ve sensiz yaşayacaklar. Yoksa birbirlerine gerekli olduğunu mu sanıyorsun? Sen ne ekmeksin, ne de değnek! Kimsenin sana ihtiyacı yoktur. Öğrenmek ve öğretmek ha! İnsanlara nasıl mutlu olacaklarını öğretebilir misin? Hayır öğretemezsin şahinim. Saçını, sakalını ağart da öğretmek sözünü sonra al ağzına. Ne öğretebileceğini sanıyorsun? Herkes kendisine gerekli olan şeyi biliyor! Çok gülünç varlıklar şu senin insanların, iç içe girmişler, birbirlerini eziyorlar, oysa bak dünya ne kadar geniş. Herkes çalışıyor, niçin, kimin yararına, kimse bilmiyor! Özgürlük denen şeyden haberleri var mıdır?
"Makar Çudra" / Maksim GORKİ