Yazarların Hayatları Acaba Neden Bu Kadar İlginç ve Acı Doludur?
Wirginia Wolf; manik-depresif teşhisi konulmuş,bir keresinde manik anında 48 saat konuşmuştu, yazılarını ayakta yazan yazar kibirliydi. Yahudiler konusunda ırkçı tutum sergilemiş, aşkı bir kadında bulmuş ama yalnızca kocası ile mutlu olabilmişti. Ceplerine koyduğu çakıl taşları ile evinin yakınındaki ırmağa girmiş ve intihar etmiştir. Oscar
Koyunlar ikiye ayrılır: İtaat edenler ve isyan edenler. Bu iki tür, birbirlerinden farklı görünse de, düşünce ve davranışlarını tek bir merkeze/otoriteye/ideolojiye/inanca/hocaya odaklarından dolayı koyundurlar. Biri merkezin ritmine uyarak dans ederken, diğeri merkezin ritmiyle uyumsuz olarak dans eder. Sonuçta ikisi de merkezle dans eder.
Reklam
Milliyetçilik Psikolojisi
20. yüzyılın bize öğretmiş olduğu bir ders varsa, o da kesinlikle güç ve milliyetçilik tehlikesi hakkında olmalıdır. Defalarca olduğu gibi, liberaller, sosyalistler ve enternasyonalistler bu güçlere ve yoğun mantıksızlıklara karşı savunmasızca yakalanırlar. George Orwell 1941 yılında milliyetçilik hakkında şunları yazmıştır: “…belirgin bir kuvvet
Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr(un)
Yazının başlığındaki ayeti (Kasas 28/24) her ne zaman okusam hayatımın zor zamanlarında yaşadığım hüzünler ve çaresizlik halleri gelir aklıma. Bu ayetin arka planını oluşturan kıssaya göre Hz. Musa, Mısır’da kendisini öldürmek üzere birtakım planlar yapıldığı haberini alır ve bunun üzerine oradan kaçıp uzun bir yolculuktan sonra Medyen’e varır.
Türk havacılığının tohumları, dünya havacılığıyla hemen hemen aynı zamanda atıldı. Hezarfen Ahmet Çelebi’nin uçan ilk insan olduğu iddiası tartışmalı olsa da, Türk pilotlarının batılı meslektaşları ile yakın dönemlerde uçmaya başladığı tartışma götürmez bir gerçek. Genç Türkiye Cumhuriyeti bununla da kalmamış, dünyanın ilk kadın savaş
Zaman
Kafaların karışık, gönüllerin bulanık, bakışların şaşı olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bundan çok değil çeyrek asır önce cami kürsülerinde cemaate, "zaman sana uymuyorsa sen zamana uy" sözünün tehlikeleri anlatılır, Müslümanlığın kıvamının, zamanın gidişatına, yani "dünyevîleşmeye" direnmekle kaim olduğu vurgulanırdı. Geçmiş peygamberlerin kavimlerin ortak hikayesini teşkil eden kadim arızanın âhir zamandaki müradifi olan "dünyevîleşme" illetine karşı, kökü derinlere giden bir tavırla direnç gösterirdi müslüman toplumumuz. "Eski köye" getirilmek istenen "yeni âdet"lere karşı, özellikle de "gâvur icadı" şeylerse, refleksif de olsa tutum alır, böyle şeyleri hayatımıza sokmamak için özel bir hassasiyet gösterirdik. Şimdilerde "zaman sana uymuyorsa, sen zamana uy" sözünün anlattığı mazmunu, "çağı yakalama" , "global düşünme" , "dünyayla bütünleşme" ... gibi -bir yanı mutlaka ekonomiye bakan- cezbedici cümleler eşliğinde "hal" olarak yaşıyoruz. Genellikle Tanzimat'la başlatılan, ama fiilen Cumhuriyet'le hayata geçirilen modernleşme maceramız, geldiğimiz noktada Tanzimat aydınlarına dahi parmak ısırtacak raddeye ulaşmış bulunuyor. En "muhafazakar" bilinen kimse ve kesimlerde dahi bin yılı aşan müktesebata "yukarıdan", ya da daha doğrusu "dışarıdan" bakma tavrı hakim; artık yeni bir kimliğimiz, yeni bir vizyonumuz, yeni bir Din ve dünya algımız var.
Reklam
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.