İçimdeki Müzik
Sharon M. Draper'den okuduğum ilk kitap. Üslubunu ve kitabın konusunu beğendim. Konu olarak Petey'e benzettim çünkü orada da tekerlekli sandalyede hayatını süren bir kişinin hayatını anlatılıyordu burda da.
Kitap beyin felci olan Melody'in hikâyesini anlatıyor bize. Melody aynı zamanda sineztesi ama bunu
Kitap öncelikle Viktor E. Frankl’ın Nazi kampı anıları üzerinden bir anlam sunmaktadır. Kitabın içinde zor şartlarda bile anlam bulma çabası örnekleri olmasa ızdırabın ve acının bizlere bir şeyler katacağına inanmayabilirdik. İnsanın psikolojik ve fiziksel dayanıklılık sınırlarının aslında ne kadar yüksek olduğunu fark etmemize yardımcı olduğunu
Kesinlikle çok güzel ve okumaya değerdi. Vermek istediği mesaj da çok güzeldi. Hayatından memnun olmayan insanları mutlu edebilecek ve düşündürecek bir kitap olabilir, şahsen ben hayatımı ve görüşlerimi yeniden gözden geçirdim.
Hepsini olmasa da kitaptan çıkardığım birkaç dersi sizlere aktarmak istiyorum.
Kendi hayatımız her zaman en iyisi olmayacağından ve bütün her şeyi deneyimleyemeyeceğimizden dolayı elimizde olanın en iyisi bizim için en iyisidir, isyan etmek sadece hayatımızı mahvetmeye yarar. En iyi şeyi arayana kadar kendi en iyimizle devam edersek bazen bu bizim için en iyisidir. Hayatımızı elimizdekilerle ve yanımızdakilerle mutlu olarak geçirmeye bakalım, nasıl olsa gelecek de sonsuz seçeneklere gebe.
Hayatımız boyunca hep çevremizi memnun etmeye çalışmadık mı ailemize iyi evlat olmak, iyi başarılı öğrenci olmak ,iyi dost ,iyi eş, iyi anne veya baba kendimizi tanımlamak yerine hep birilerinin bize verdiği etiketi tıpkı bir marka gibi diktik üstümüze üstelik bunu kendimiz yaptık sanki elimizde bir etiket yapıştırma makinesi var ve her yeni gelen etiketi oraya yapıştırıyoruz sormadan ,aslında neyim nereye aidim hayattan ne bekliyorum gerçekten var mıyım bu dünyada varsam kim için varım hep birileri gülsün memnun olsun maddi manevi kazansın peki ya kendimiz, kendi benligimize indirdiğimiz bu darbe ne olacak?
Kitabı beğendim. Ama biraz daha farklı bir şekilde yazılmasını beklemiştim, bu sebeple yeterince içselleştiremesem de, kitabın anlatmak istediğini anladım ve beğendim.
Nora'nın hayatı, önce yavaş yavaş sonra son hız yokuş aşağı gitmiştir. Artık yaşamak istemezken kendini, gece yarısı kütüphanesinde bulur. Yaşadığı pişmanlıklarıyla yüz yüze gelirken, farklı alabileceği her kararı yaşama şansı vardır. Birçok alternatif hayatına konuk olurken, cevaplar soruları, sorular cevapları doğurur ama en sonunda doğru hayat için çabalaması gerekiyordur.
Kitabın bizlere vermek istediği dersi gayet iyi alıyor ve bazı şeyleri sorgulamaya başlıyoruz. Böylesi basit görünen bir kitabın, insanı bu kadar düşündürebilmesi çok iyi. Ne seçim yaparsak yapalım, yanlış görünse de, elimizde kalan hayat için çabalamalı, kendi doğru hissimizi bulana kadar vazgeçmemeliyiz. Başkalarının isteklerine göre değil, kendimiz ne istiyorsak onu yapmalı ve bunun arkasında durmalıyız. Verdiğimiz vereceğimiz en ufacık bir karar hayatımız için büyük bir etkiye, değişikliğe sebep olabilir. Kısacası güzel bir konusu var, tavsiye ederim.