Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatın en üst noktasını işaret eden ve sonrasında yaşamın daha öteye yükselemeyeceği bir zevk anı mevcuttur. Yaşam öyle çelişkilidir ki, kişi en canlı halindeyken,bu zevk ortaya çıkar ve kişinin canlı olduğunu tamamıyla unutturur.
Aşkın hikayesi
Aşkı sordun... Sana gerçek bir aşkın hafızama yazılıp silinmeyen hikâyesini anlatayım istersen... Daha üç günlük evlilerken İstiklal Harbi'ne çağrılır damat ve elinin kınası solmadan ayrılık düşer gelinle damadın arasına. Doyuma ulaşmayan bir vuslatın yazgısı vardır onların ayrılıklarında... İşte o zaman hazin hikâyesi başlar aşkın...
Reklam
“Varoluşun zirvesini gösteren,hayatın artık daha fazla yükselemediği bir kendinden geçme hali vardır. Yaşamanın çelişkisi de odur ki bu kendinden geçme,esrime hali,insan ancak en hayat doluyken ve insanın ancak hayatta olduğunu tamamen unutmasıyla gelir.”
İnsanlar depresyona giriyor, kendilerini suçluyorlar. Ama şimdi biliyorum ki bir şeyler ters giderse bu hayatın bir çağrısı olabilir ve yapmam gereken şey, aksaklıkları iç meselem haline getirmeyip, sorunları temelden çözmek, çalışmayan parçayı değiştirmek.
Çok güzel bir ilkbahar havası sürüyordu. Ama ne hayvanlar ne de insanlar bunun farkındaydı… Kışın ölü sessizliği gitmiş; yerine, baharla uyanan hayatın neşeli cıvıltısı, sessiz coşkunluğu gelmişti.
Vahşetin, tıpkı hayatın kendisi gibi azimli, yorulmak bilmez ve ısrarlı bir sabri vardır. Bu sabır, bitmez tükenmez saatler boyunca hiç kıpırdamadan bir örümceği ağında, bir yılanı kıvrıldıgı yumağında, bir panteri pususunda beklemesini sağlar. Bu sabır, özellikle canlı hayvan avlayan yaşamda olurdu.
Reklam
Hayatın doruğu demek olan bir kendinden geçiş vardır, yaşam bunun ötesine yükselemez. Yaşamanın paradoksu böyledir, bu kendini kaybetme, en çok canlı olunduğu zamanda musallat olur ve canlılığın tümüyle unutulmasıyla sonuçlanır.
Sayfa 63 - Yar yayınlarıKitabı okudu
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Hayatın içinde sayısız uyandırma çağrısı var ama insan ona kulak vermiyor. Bir şeylerin bizim denetimimizden çıktığı anları bir uyandırma çağrısı olarak ele alma akıllılığını gösterseydik, kendimize çok daha iyi çekidüzen verebilirdik . Meşhur bir hikâye vardır: İnançlı bir rahip dağ başında bir sel felaketiyle başbaşa kalır ve "Tanrı beni kurtarır," diye düşünür. O sırada dağcılar gelip el uzatır ve adam, "Tanrı'm beni kurtaracak," der ve gitmez. Helikopter gelir; "Yok, Tanrı'm beni kurtaracak," der ve binmez. En sonunda boğulmak üzereyken, "Tanrı'm beni niye terk ettin?" diye sorar ve "Sana dağcıları, helikopteri gönderdim, sen oralı olmadın," cevabını alır. Allah'ın şefkat elinin görünür olduğu çok an var ama görmüyoruz. Kendi yanlışlarımızı da, bize uzanan rahmet elini de idrak edemiyoruz.
Sayfa 202Kitabı okudu
Sen hayallerin peşinden koşarken, hayatın sessizce senden aldıklarıdır kader.
İlkel Hayatın İçine
Diğer köpekler gibi Buck da bunu hissetti ve bir değişim yaşayacaklarını anladı.François tasmalarını takıp onları üst güverteye çıkardı. Soğuk yüzeye ilk adımında Buck’ın ayağı, çamura çok benzeyen beyaz ve lapa gibi bir şeyin içine battı.Hemen pıskırarak havaya sıçradı. Üstelik bu beyaz şey neyse, havadan da aşağı düşüyordu: Silkelendi ama daha fazlası hemen üstüne kondu. Merakla kokladı ve yaladı. Ateş gibi yakıyor ve bir an sonra yok oluyordu. Bu durum Buck’u hayrete düşürdü. Tekrar denedi ve tekrar aynı sonucu aldı. Seyredenler şamatayla güldüler ve Buck utandı ama neden utandı, bilmiyordu; çünkü bu onun gördüğü ilk kardı.
Sayfa 11 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.