Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu aralar tam da ben :)
“İyi ama, kendine hiçbir şey katamayan insan dışarıya ne verebilir ki? İçim bomboş, tükenmiş; öğle olmadan bitkin düşüyorum ve sadece uyumak istiyorum. Ah, eskiden nasıl biri olduğumu, nelere muktedir olduğumu düşündükçe! Bir kez olsun yorulduğumu hissetmezdim; kitabın kapağını açacak vakti olmayan bir kadın olup çıkacağım aklıma bile gelmezdi. Ama işte, karşınızdayım.”
Reklam
Yine o gülümseme; bilgiçliği, vakitsiz olgunluğu yüzünden iç burkan, acınası tebessüm – öte yandan, “vakitsiz olgunluk” dediğimiz kavram, belli standartlara yaptığı baskı düşünüldüğünde, ne kadar da demodeydi.
Can Yayınları, 2. Baskı, 2013Kitabı okudu
“İyi ama, kendine hiçbir şey katamayan insan dışarıya ne verebilir ki?"
Can Yayınları, 2. Baskı, 2013Kitabı okudu
...sırf orada olduğum ve nefes alabildiğim için mutlu olduğumu fark ettim. Derin soluklar almayı sürdürdüm, ta ki zihnim durulaşana, neşem yerine gelene dek.
Can Yayınları, 2. Baskı, 2013Kitabı okudu
Öyle çok suç işleniyordu ki; yetmezmiş gibi, her gün ortaya yeni ve beklenmedik suç kategorileri çıkıyordu sanki. Reform okulları, ıslahhaneler, yoksullara yardım yurtları, yaşlılar için huzurevleri – bunlar pıtrak gibi çoğalmaktaydı; hepsi de rezil, korkunç yerlerdi.
Can Yayınları, 2. Baskı, 2013Kitabı okudu
Reklam
258 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Duvar bir distopya. Kuzeni ve kuzeninin kocasının davetiyle birkaç günlüğüne onların av köşküne kalmaya giden isimsiz kadın anlatıcının, ertesi sabah burada yalnız uyanması ve çevreyi gezerken arkasına geçemediği bir duvarı fark etmesiyle başlıyor. Duvarın ardında taşlaşmış canlıları gören anlatıcı, o tarafa geçemediğini ve kendisinin olduğu
Duvar
DuvarMarlen Haushofer · Can Yayınları · 2008126 okunma
“Âşık olmak” katlanılacak bir hastalık, onu kendi doğasına, sağduyusuna ve gerçek amaçlarına ihanete götürebilecek bir tuzaktı. Aşk, kendisinden başka hiçbir şeye açılmayan bir kapıydı: Yaşama açılan bir anahtar değil. O bir durum, bir haldi; kendi kendine yeten, neredeyse nesnesinden bağımsız... “Âşık olmak.”
Can Yayınları, 2. Baskı, 2013Kitabı okudu
Yeni biri bize yaklaşınca, hepimiz dikkat kesilir, o kişiyi ölçüp biçeriz; akıl almaz bir hızla binlerce ölçüm ve değerlendirme yapılır, o erkek ya da kadın belli bir yere yerleştirilir, sonunda da sessiz bir yargıya varılır: Evet, bu bana göre; yo, hiçbir ortak noktamız yok; hayır, bu benim için bir tehdit... Dikkat et! Tehlike! Vesaire.
Can Yayınları, 2. Baskı, 2013Kitabı okudu
Yaşam, okunması gereken kitapları okumaya bile yetmiyor.
Reklam
Beni korkutan şey, ona karşı duyduğum çaresizlikti.
Can Yayınları, 2. Baskı, 2013Kitabı okudu
İnsanların –çocuklar, yetişkinler, herkesin– bağlantısız alışkanlıklar, birbirinden kopuk bilgi parçacıklarıyla beslendiğine dair bir tür inanç birliği vardı; bir açık büfeden bir şeyler seçercesine: “Evet, şundan alacağım,” ya da “Hayır, onu istemiyorum!” Oysa gerçekte, insanlar diğer insanları, atmosferleri, olayları, yerleri yutarak, olduğu gibi mideye indirerek büyürler, duydukları hayranlık sayesinde gelişirler. Genellikle de bilinçsizce, elbette. Bizi biçimlendiren, oluşturan şey, yakın çevremizdekilerdir.
Oysa “kişisel” olana girmek, bir hapishaneye girmekti; hiçbir şeyin olamayacağı ama insanın bir sürü şey oluyormuş sanrıları gördüğü, havası kıt ve sınırlı, yetmezmiş gibi zamanın katı, değiştirilemez bir yasa olduğu ve uzun, ah Tanrım, upuzun, sürdükçe süren, sürüp giden, zorla dayatılmış dakikaların, yavaş, yıpratıcı dakikaların birbirine eklemlendiği bir hapishane.
Can Yayınları, 2. Baskı, 2013Kitabı okudu
'' Eh, biliyorum, hepimizin mahremiyetine yapılan baskılar, bizlere içsel tenhalıklara, yalnızlıklara çekilip nasıl yok olacağımızı öğretir; birileriyle beraberken yalnız kalmakta hepimiz ustalaşmışızdır. ''
Can Yayınları
Küçük kızın sıcak, özlemle kıvranan, küçük bedeniyle, bir okşayışla, bir sıcaklıkla sakinleştirilmeyi bekleyen, onu gıdıklamayacak, canını yakmayacak, sıkıştırmayacak, güvenli bir bedene gereksinen, geniş, sağlam bir duvara yaslanmak isteyen, dinginlik ve güvenceye ihtiyaç duyan bedeniyle annenin düzenli soluk alıp veren, sakin, kendinden emin, tepeden tırnağa göreve kesmiş bedeni arasında bir boşluk, bir lakaytlık uzanıyordu; temas yoktu, teselli alışverişi yoktu.
538 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.