Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu emir üzerine İbrahim karısı Sara’yı ve kardeşinin oğlu Lut’u ve mallarını ve kölelerini alarak Kenân denilen yere gider. Tanrı ona orada tekrar seslenerek :”Bu memleketi senin zürriyetine vereceğim” der (Tekvin, Bap 12: 7) ve İbrahim de O’na bir mezbaha yapar. Fakat kıtlık olduğu için daha Güney’e göç etmek zorunda kalır ve Mısır diyarına gider. Fakat karısı güzel bir kadın olduğu için, İbrahim Mısır’da öldürülmekten korkar ve karısına şöyle der: “Biliyorum ki sen görünüşü güzel bir kadınsın; ve olur ki, Mısırlılar seni görünce: -‘Bu onun karısıdır’- derler ve beni öldürürler, fakat seni sağ bırakırlar. Senin yüzünden bana karşı iyi davranılsın, ve senin sebebinle canım yaşasın diye (sen onlara): -’Onun kız kardeşiyim’- de” (Tekvin Bap 12: 11-13). Ve gerçekten de Mısır’a girdiği zaman Mısırlılar Sara’nın güzelliğini görerek Firavun’a methederler. Firavun adamlarını gönderip Sara’yı sarayına aldırır ve onunla evlenir. İbrahim’e de büyük iltifatlarda bulunur ve ona mallar, koyunlar, sığırlar, eşekler, köleler hediye eder. Fakat Tanrı, Sara ile evlendi diye Firavun’a fena halde kızar ve onu ve sarayını “büyük vuruşlarla vurur”. Firavun korkuya kapılır ve İbrahim’i çağırıp: “Bana bu yaptığın nedir? Bu senin karın olduğunu niçin bana bildirmedin? Niçin: -‘Bu benim kız kardeşimdir’- dedin, ben de onu karı olarak aldım? Ve şimdi, işte karın, al ve git” der ve onu ve karısını ve kendisine ait her şeyi ile ülkesinden atar. Fakat atarken ona ait malları, sığırları ve hayvanları geri almaz; İbrahim’e bırakır (Tekvin, Bap 12: 18-20).
Risâle örneği
Bir seyyahla, onun çölde karşılaştığı yırtıcı hayvanları anlatan o şark masalını kim bilmez ki! Seyyah, yırtıcı bir hayvandan kurtulmak için kendini kurumuş bir kuyuya atar. Tam o anda, kuyunun dibinde onu yutmak için ağzını açmış bekleyen bir ejderha görür. Yırtıcı hayvan tarafından parçalanmamak için yukarı çıkmaya cesaret edemeyen ama ejderha tarafından yutulmamak için aşağıya da atlayamayan bu zavallı seyyah, kuyunun duvar taşları arasında boy vermiş bir dalı yakalar ve ona sımsıkı tutunur. Az sonra elleri uyuşmaya başlar ve kendisini her iki tarafta bekleyen felâketin kucağına düşeceğini anlar; ancak dala hâlâ sımsıkı tutunmaktadır. O sırada birkaç farenin, onun tutunduğu deliğin çevresinde dolaşmakta ve dalı kemirmekte olduğunu görür. Dal kopacak ve o da canavarın ağzının ortasına düşecektir. Seyyah bunu görünce kurtulma ümidinin artık hiç kalmadığını anlar. Çaresizlik içinde çevresine bakarken, dalın yapraklarında bal damlaları görür; dilini uzatır ve bunları yalamaya başlar. İşte, ben de aynen bu seyyahın benzeriydim; ölüm ejderhasının kaçınılmaz bir şekilde beni beklediğini, beni parçalamaya hazır olduğunu bildiğim hâlde, son bir ümitle hayatın dallarına tutunuyordum ve bu azaba niye düştüğümü de aklım bir türlü almıyordu.
Reklam
Neşet Ertaş Yolcu Bir anadan dünyaya gelen yolcu Bir anadan dünyaya gelen yolcu Görünce dünyaya gönül verdin mi Görünce dünyaya gönül verdin mi Kimi böyük, kim böcek, kimi kul
Allah'a ulaşan cennete ulaşır
   düşün-sorgula-bil-anla     diğer yazılar : woto.com/mehdi  buraya çeşitli yerlere yazdığım yazıları kopyala-yapıştır olarak koyuyorum. mevzular değişiktir. fakat bütünlük içinde okunursa kasdedilen geniş çerçeveden daha net anlaşılır. --- tüm müslümanların kuran-ı kerim etrafında İTTİHAD (birlik, birleşme) etmesi lazımdır. ittihada zarar
Bu huylardan biri de elbise, ev mobilya da süs düskünlügüdür. Seytan insanin kalbinde süse düskünlük oldugunu görünce, bu yoldan tohum atar ve tohumlarin yumurtlamasini soglar. Seytan böyle seylere karsi zaafi olan kimseyi durmadan yeni evler yapmaya, yapilarin duvar ve tavanlarini türlü türlü geleneklere göre süslemeye ve odalarini genisletmeye çagirir, çesit çesit kiyafetler ve binek hayvanlari ile bezenmeye davet eder ve insani ömrü boyunca bu çesit arzularin esiri halinde tutar.
Geri130
464 öğeden 451 ile 464 arasındakiler gösteriliyor.