318 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Amin Maalouf, tüm olanları Amerikalı Benjamin'in ağzından aktarmış ve tarihe damgasını vuran üç önemli şahıs ile 20. yüzyıl başlarında İran'da gerçekleşen modernleşme çabalarını bu romanında harmanlamıştır. Semerkant'ta başlayıp Titanic gemisinin batmasıyla son bulan, başlangıç ve sonu arasında nerdeyse bin yıl olan bir roman
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202062,3bin okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
İki Zamanlı Semerkant Keşfi
İlginç bir kitaptı. Ne açıdan değerlendirilebilir ki? İnsan kararsız kalıyor. Tarihi açıdan baksam gerçekleri mi yansıtıyor? Karakterleri ele alsam geçmiştekiler de mi böyleydi acaba? Olaylarına bakınsak tarihim hep zayıftı, orayı da size bırakayım. Ben doğmadan 10 yıl önce yayınlanmış Lübnan asıllı Fransız yazar, tarihi ve edebiyatı
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202062,3bin okunma
Reklam
318 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Merhaba, Amin Maalouf'dan okuduğum ilk kitap. Öncelikle semerkant'ı okurken binbir gece masalları okuyormuş gibi hissettim. O dönemin semerkantını buram buram hissettiriyor. Yazar okurları detaylara boğmayarak gayet sade bir anlatım tarzını benimseyerek kitabı kaleme almış. Kitap sadece yaşanan olayları aktarmakla kalmayıp, iki dönemde geçmiş olan mücadelenin, aşkın ruhunu aktarmış. Ayrıca duygulara hitap etmeyi ihmal etmemiş. Gerçekçi çizgisinden hiç sapmayarak savaş, intikam gibi temaları işlemiş. Aynı zamanda Kitap, Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çerçevesinde ilerlemiş içiçe iki öyküden oluşmakta. Aslında tam olarak bir elyazmasının yazılışının ve yıllar sonra okunurken onun ve aynı zamanda İran'ın tarihinin öyküsü. 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve Atlantik'te süre gelen bir serüveni konu alıyor. Kitabın bölümlerinde, başlangıçta Karahanlı Selçuklu Devleti dönemini Tugrul beyi, Çağrı beyi, Arparslanı ve o dönemde yaşanan kişi ve olaylara yer vererek anlatıyor, konular tam olarak Ömer Hayyam, Nizamülmülk, Hasan Sabbah çerçevesinde ilerleyerek şekilleniyor. Bunlarla beraber astronomi, matematik ve felsefe alanlarındaki bilgisiyle dönemine ışık tutan İran'ın büyük şairi Ömer Hayyam, siyasi başarıları ve devlet tecrübesi ve tabi Ömer Hayyam ile Cihan ve Benjamın ile Şirin arasında geçen iki aşk hikâyesini de içine alarak, içerisinde günümüzdeki İran 'da yaşanmış olan devrimi konu alıyor. Amin Maalouf'un kalemini okumak benim için bambaşka bir tecrübe oldu. Nice Amin Maalouf kitapları okumaya..
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202062,3bin okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
Öyle çok övülüyor ve tavsiye ediliyordu ki büyük bir beklentiyle başlamıştım, biraz hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim. Aslında tarih severim ama neden bilmiyorum okurken fazla sıkıldığımdan yanına birkaç kitap eklemek zorunda kaldım ve bitirmem fazla uzun sürdü. Betimlemeler hoş, İran'ı ve doğu kültürünü yakından tanımak hoş lakin fazla mı uzatılmış yoksa olaylar mı ilgimi çekmedi bilemiyorum. Gerçek mi diye fazla sorgulamam da beni uzağa itmiş olabilir çünkü Alparslan, Melikşah gibi dünyada önde gelen Türk liderlerinin pısırık işe yaramaz gibi tasvir edilmesi beni fazla rahatsız etti. Bence abartmıyorum Türk tarihi küçümsenmiş, komik. Amerika'nın iyilik meleği gibi yansıtılışı da apayrı komikti... Tarihsel bilgilerini fazla sorgulamam beni soğuttu ama kitabın iyi yönleri de var elbette, yazarı Doğu'nun Limanları'nda tanımış ve sevmiştim ben, beklentim belki o yüzden de yüksekti. Yazarın bilgi düzeyi yüksek ve kitap da yararlı bilgiler içerdiğinden kültür genişletmesi yapıyor ama yukarıda da değindiğim gibi o bilgilerin doğru olup olmadığını sorguladım, yine de bir şeyler öğrendiğimi inkar edemem. Rubaiyat'ın Titanik'te battığı bilgisi beni şaşırttı mesela, Ömer Hayyam'ı da tanımış oldum. Sıkıldım evet ama okuması keyif de verdi bir yandan, olay örgüsü sıkmış olsa da yazarın dilinin akıcı olduğunu düşünüyorum. Sanırım Afrikalı Leo'da yeniden görüşeceğiz, elveda Semerkant.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202062,3bin okunma
— Rochefort mektubunda adınızın Benjamin Omar olduğunu yazmış. İran'da sadece Benjamin'i kullanın, "Ömer"i ağzınıza bile almayın. — Ama Hayyam'ın adı da Ömer! — 16. yüzyıldan, İran Şii olduğundan beri bu isim kara listeye alındı, başınıza bir sürü dert açabilir. İnsan kendini Doğu ile özdeşleşmiş sanırken bir anda onun kavgalarının içinde de bulabilir.
Sayfa 198 - Yapı Kredi Yayınları, 65. Baskı. Çev: Ali BerktayKitabı okudu
— Bazılarının söylediği gibi zındık mısın gerçekten? Bir sorudan çok, tehlikeyi haber veren bir çığlıktı bu ve Hayyam onu hayal kırıklığına uğratmadı: — Yobazların işgüzarlığından uzak durdum hep, ama Bir'in iki olduğunu da asla söylemedim. — Peki, bu hiç aklından geçti mi? — Asla, Allah şahidimdir. — Bence bu yeterli. Sanırım Yaratan için de yeterlidir. Ama halk kalabalığı için bu yetmez. Hem senin, hem benim hem de emirlerin sözleri, en ufak davranışları bile her an takip ediliyor. Demişsin ki: "Bazen camiye giderim, orası gölgeliktir, güzel uyku çekilir." — Sadece Rabb'i ile barış içinde olan bir adam ibadethanede rahatça uyuyabilir. Ebu Tahir şüpheci bir ifadeyle suratını asınca, Ömer heyecanlanıp iyice ileri gitti: — Ben, mahşer gününün dehşetinden başka iman, secdeden başka namaz tanımayanlardan değilim. Ben nasıl mı namaz kılarım? Bir gülü seyrederim, yıldızları sayarım, yaratılışın güzelliği, onun düzenindeki kusursuzluk karşısında büyülenirim, Rabb'imin en güzel eseri olan insanın, onun bilgiye aç beyninin, aşka aç gönlünün, uyanmış veya tatmin edilmiş tüm duyularının karşısında hayranlığa kapılırım.
Sayfa 24 - Yapı Kredi Yayınları, 65. Baskı. Çev: Ali BerktayKitabı okudu
Reklam
312 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.