Senin ruhun öfke ve isyanla dolu olduğu için başka duygulara yer kalmamış galiba. İçtenlikle inanarak söylüyorum ki bundan sonra kötü duygular dışarı atıldıkça senin için yeni başka duygularla tanışacaksın.
Her birimiz hayatlarımız boyunca farkında olduğumuzdan çok daha fazlasını gözlemliyor, deneyimliyor, öğreniyoruz ve ebeveynlerimizle, öğretmenlerimizle yahut sosyal normlarla uyumlu bir hayat sürebilmek adina tüm bunları bilinçaltı denen dolaba kitlemek zorunda kalıyoruz.
Seni bir makine biçimine sokmuşlar. Seçme hakkını elinden almışlar.Toplumun kabullendiği davranış türlerine boyun eğmek zorundasın.Sadece iyilik yapmakla görevli küçük bir makinesin.Buna göre müzik, cinsel ilişki, edebiyat ve her türlü sanat dinlendirici, zevk verici değil de acı çektirici birer etken oluyorlar
Tanrı'nın istediği iyilik mi yoksa iyiliiği seçebilme şansına sahip olabilmek mi? Kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrı'nın gözünde?
Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir.
Neden "iyiliğin kökeni"ni incelemezler, araştırmazlar? Herkesin derdi kötülük ya da "iblisliğin kökeni". Eğer serseriler kötülük yapıyorsa bu onların tercih hakkı. Yani adamlar kötülüğü benimsemişler. İyiler de iyiliği.