Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir adam, Hazret-i Bayezid-i Bestâmi'ye: - İnsan için en iyi hal nedir?" diye sorar. Hazret-i Bayezid-i Bestâmi: - Yaratılıştan gelen devlet, cevabını verir. Adam: - Ya o devletten mahrum ise? diye tekrar açıklama ister. Hazret-i Bayezid-i Bestâmi: Ansızın vefat, cevabını verir.
Hazret-i Azrail aleyhisselâm, Cenab-ı Hakk'a demiş ki: "Kabz-ı ervah vazifesinde senin ibadın benden şekva edecekler, benden küsecekler." Cenab-ı Hak lisan-ı hikmetle ona demiş ki: "Seninle ibadımın ortasında musibetler, hastalıklar perdesini bırakacağım. Tâ şekvaları onlara gidip senden küsmesinler." İşte bak, nasıl hastalıklar perdedir; ecelde tevehhüm olunan fenalıklara mercidirler ve kabz-ı ervahta hakikat olarak olan hikmet ve güzellik, Azrail aleyhisselâmın vazifesine mütealliktir. Öyle de Hazret-i Azrail dahi bir perdedir. Kabz-ı ervahta zahiren merhametsiz görünen ve rahmetin kemaline münasip düşmeyen bazı hâlâta merci olmak için o memuriyete bir nâzır ve kudret-i İlahiyeye bir perdedir. Tılsımlar - 54
Reklam
Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm'a güzel bir adam nisbet edilse, yine çirkin göründüğü gibi; dünyanın ne kadar kıymetdar mehasini varsa, Cennet'in mehasinine nisbet edilse, hiç hükmündedir. 32. Söz
Aşıklarla gece arasında güçlü bir bağ vardır. Kâinattaki esrarı derleyip toparlayarak insanlara sunan sanatkârın dostu da gecedir. Leyla kelimesinin gece anlamına gelen "leyl"den türemesi bir tesadüf eseri midir? Leyla diye diye Mevla'yı bulmak ne demektir? Kalb-i Mecnunu yararsan Hazret-i Mevlâ çıkar Avniya, sen sanma Leyla başka Mecnûn başkadır
Hazret-i Ömer (R.A.) bu Sâ'd bin Âmir'i hatırladıkça gözlerinden akan yaşları tutamaz ve halkın içinde alenen ağlamaktan kendini alamazdı da derdi ki: «— Ah Sâ'd ah, Allah korkusu, Din duygusu, seni ne kadar yükseltmiş, millete faydalı bir uzuv yapmış... Senin gibi îmânı kuvvetli, dindar hâkimlerle değil Arabistan'ı bütün dünyayı hem de polissiz, zabıtasız idare edebilirim: Yeter ki, hâkimlerime işte böyle dinleri hâkim olsun...»
HAZRET-İ Ömer (RA.) Hımıs ileri gelenlerine gönderdiği bir mektubunda, muhitlerinde bulunan fakirleri tespit ederek kendisine bildirmelerini istedi. Hımıs'lılar da Şam civarında bulunan yoksulları bir liste halinde yazarak Halife'ye bildirdiler. Hazret-i Ömer (R. A.} listeyi açıp da bakınca, başta, Hâkim olarak gönderdiği Sa'd bin Âmir'in adının yazılı olduğunu gördü ve listeyi getirenlere sordu. Onlar da: «— Hâkimimiz fakirdir, devamlı olarak (Rüşveti alan da veren de ateştedir.) Mealindeki Hadisi okur ve en küçük bir hediyemizi dahi kabul etmez.» dediler.
Reklam
Vücutta iki ruh var, birisi ulvi, birisi sufli. Ulvi ruh vücutta hakim olursa nefis onun emrine tabi olur. İnsan ilâhi emir ve hükümlere göre hareket eder. Fakat nefis hakim olursa, ruh hükümsüz kalır, bütün işleri ve icraatları nefis yapar. Nefis "Kalp"tedir. Bir insan hakikaten emir olarak Hazret-i Allah'ın lâfzını çeker "Allah, Allah, Allah!" derse, lâfza-i celâl nur olduğu için nefis bu nura tahammül edemez, "Kalp"ten çıkmak zorunda kalır. Çıkar ama evi terk etmez. Başka odaya girer. "Kalp"ten "Ruh"a, ruh odasına girer. Bu sefer zikir "Ruh"a geçer. Lâfza-i celâl çekile çekile orayı da terk eder. "Ruh"tan "Sır"a, "Sır"dayken de zikir yapılır, oradan da "Hafâ"ya, "Hafâ"dayken de zikir yapılır, oradan da "Ahfâ"ya kaçar. Boşaltıyor evi. Çünkü ölüme mahkûm olacak.
Mevlâna Hazretleri buyurur: "Kur'ân-ı Kerim'in ayetlerini i ve Hazret-i Peygamber'in hadis-i şeriflerini okumadan evvel, kendini düzelt. Gül bahçelerindeki güzel kokuları duymuyorsan, kusuru bahçede değil, gönlünde ve burnunda ara!.."
Hazret-i Mevlânâ der ki: "Ey Hak yolcusu ! Mûsa da Firavun da senin varlığında mevcuttur. Bu iki hasmı kendinde araman gerekir !..." "Vahyin ışığında aydınlan ki, sendeki Mûsâ , sendeki Firavun'a galip gelsin!"
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.