Bayramlar Bayram Ola
Güneş yükselmeden kuşluk yerine Bir adam camiden döndü evine Oturdu sessizce yer minderine Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı.. Eli öpüldükçe içi burkuldu Konuşmak istedi, dili tutuldu Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı Adam “he ya” dedi, gözü kapalı.. Düşündü kış yakın, evde odun yok Tenekede yağ yok, çuvalda un yok Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını Adam “evet” dedi, sıktı dişini.. Çalışsa ne iş var, ne cepte para Dağ oldu içinde büyüyen yara Dikti gözlerini karşı duvara Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı Adam “öyle” dedi, bağrında sızı.. Döndürse yönünü herhangi dosta Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta Yıllar, aylar, günler erirken yasta Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı..Suları Islatamadım . Abdurahim Karakoç
YARIMSILAR.
Aslında ne eksik gibiyiz ne de bütün, ve tüm sorun da bu.Bireyler birbirlerini tamamlayıp ‘’bir ‘’ olmak istiyorlar , ama niye ? İki birey olmak var iken.. Birey olmak nedir ? Doğmak,yaşamak bir şekilde ve ölmek mi, asla.Bahsettiğim şey kesinlikle bu değil.Birey olmak, fikirler savunabilmek ve bunu yaparken de her açıdan hür olmaktır.Yani iki hür
Reklam
İpek Demirer
İpek Demirer
, değerli okur, bu yazı sana ithaftır bilesin. Ömer Lütfi Mete, çok oldu öleli. Ne yani 8 sene az mı? Değil elbet. En azından benim için. 2009 yılıydı. 59 yaşındaydı. Öldü. Yakında ben 57 olacağım. İki sene sonramda ölmüş. Tövbe hazzetmezdim. Hem de hiç. Öldüğü gün bir dostum yazmış onun hakkında.
Hocayım Ben!
Akademi nedir? Akademi deyince akla ne gelir? Neden ismi akademidir? Bu kabilenin üyeleri neler yaparlar, ne konuşurlar, nasıl yazarlar? – “Merhaba, akademisyenim ben!” – Yani? – Akademisyenim işte, üniversitede öğretim görevlisiyim. –  Haa, şimdi oldu, öğretmensiniz yani! – Olur mu canım, o başka, ben üniversitede hocayım. – Hoca mı? Ne farkı
Meddar
Aslen Urfalıyım dedi beg, Şıh Ömer köyünden, Meddar Halilin ortancasıyım, Anamı tanımam bile, Bacım anlatırdı; Bi uzun, bı uzun saçları varmış, Beni doğururken ölmüş garip, Çocukken hayvan otlatmaya gittiğimde,
Oysa düşünecek ne çok şey vardı. ne çok kayıp, ne çok eksik vardı şu dağınık, hiçbir şeye benzemeyen, sanki ikinci elciden ucuza kapatılmış eşyalar gibi yaşadığım hayatımda. ikinci biradan ilk yudumu aldığımda bu düşüncelerle kendime gülümsedim yanımdaki eskimiş, yarısı yıkılmış duvara bakarak. kendime benzettiğimden olsa gerek, sarılmak istedim o
Reklam
432 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.