Fotoğraf heyecan verici bir şekilde doğaldır. Sanat adına yaptığınızı iddia ettiğiniz yapay olarak kurguladığınız kitaplı kahveli fotoğraflarınızla fotoğraf sanatını da çok hemhal olduğunuzu vurgulamaya çalıştığınız edebiyatı da kirletmektedir dünyada bir iz bırakma ise niyetiniz kitapları değil, yediğiniz 30 liralık salatayı, içtiğiniz 40 liralık nargileyi paylaşmaya devam ediniz. Gerçekten okuma ve okutma, iyi şeyler yapma derdinde olan insanlara bırakınız sahneyi.
Peygamber’in İzinde
Bir zat düşünün. Sükûnetli, kuvvetli bir o kadar da şefkatli, hal dili ve ahvali doğruluktan yana olan; konuşunca sesiyle çevresine güven aşılayıp huzur veren, zekasıyla adaleti ve hoşgörülüğü sağlayan bir zat. Muhammed Mustafa Aleyhisselam. Dünya onun varlığı ile hemhal olmuştur. Âlemlerin Rabbi olan Allah c.c Hazretleri nurun şifresini elçisi olan Hazreti Muhammed (a.s)’da toplamış ve bu nur tüm âlem-i beldelere yayılmıştır. Elif Sayan Çakır -Riyâzet Dergisi 13. Sayısı (riyazetdergi.wordpress.com)
Reklam
Fotoğraf, görebilene gerçeğin romantize edilmis bir sarkisidır. Belki de her fotoğraf bir şiirdir. Hikäyesiyle, duruşuyla bir başyapıta konu olacak senaryoya sahiptir. Iste aslinda her şey bakmakla görmek arasındaki farkı anlamakta. Bak mak ve görmek. Birbirleriyle çokça hemhal hem de-bir o ka dár uzak iki kavram. Iki anlayis iki farkl hayat gibi. Henri Car tier-Bresson'in dediği gibi: "Fotoğraf çekmek insanın gözünü, aklını ve yüreğini aynı hizaya getirmesidir."Anı yakalayıp, insanların o anda en kalmalarını sağlamak ve her bakıldığında o anı tekrar ve her tekrar yaşamak, geçmeyen geçmişe ayna tutmaktır.
64 syf.
·
Puan vermedi
kitaphaber.com.tr/yazmak-dedigimi... Yazmak Dediğimiz Faaliyet Önce İçimizde Gerçekleşir 26.01.2022 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU Yazmak Dediğimiz Faaliyet Önce İçimizde Gerçekleşir Mustafa Özçelik ile Çocuk Edebiyatı ve Masal Üzerine Konuştuk Edebiyatımızın emek sahibi kalemlerinden Mustafa
Kırmızı Uçurtma
Kırmızı UçurtmaMustafa Özçelik · Nar Yayınları · 20115 okunma
Kendi damarlarından beslenmeyen, kendi kapılarından dünyaya bağlanan köprüleri geçmeyen ve dahası kendi bedensel arzularını aşamayan, halkıyla hemhal olmayan, bildiklerimin, inandıklarımın gereğidir deyip zoru göze almayan biri topluma ne katabilir. Gazetesindeki köşede hergün keyfine denk düşen bir politik masalı eşeleyenleri yorumcu gazeteci olarak görmek en hayırlısı. Bu yazıların haber ve/veya yorumdan ziyade keyfî kanaatler, zoraki ikna çabaları olması işi biraz zorlaştırıyor. Bir de köşebaşındaki adam toplumla ilgili her can alıcı konuda fikir beyan etme cüretini gösteriyorsa o zaman ‘aydınlar olaya böyle bakıyor’ deniyor. Zaten bizde köşeyazarlığının gazetecilikle zorunlu bir bağı yok. Tabiri caizse geyik muhabbeti yapmak kartelin en müteber köşeyazarlığı akımı kabul ediliyor. Karşılaştırmak için bir gün bir iki tane mizah dergisi alın, kartellere ait olmayan. Komik ve bayağı bulabilirsiniz. Ancak göreceksiniz ki o sayfalarda daha özgür ve yaratıcı davetler var. Komik ama daha uyarıcı. İroni ama daha gerçekçi.Onların toplumsal sorunlara dokunuşunda daha içten bir ses duymak mümkün.
Geri16
66 öğeden 61 ile 66 arasındakiler gösteriliyor.